3. Bölüm: Öğrenci Başkanı

310 41 11
                                    

 Hermione işittiği şeyin gerçekliğinden emin olamayarak başını kaldırdı ve karşısındaki genç adama baktı. Bu delikanlının Hermione'nin gördüğü Lord Voldemort'la uzaktan yakından alakası yoktu. 

Öncelikle gayet biçimli bir burnu vardı. Bunun yanı sıra kuzguni kara, dalgalı saçlara sahipti ve koyu mavi hatta laciverte yakın gözleri vardı. Riddle nadir bir soy isim sayılmazdı... Belki de sadece bir tesadüftü?

"Oturacak mısın?" diye tekrar sordu buyurgan bir sesle karşısındaki Tom Riddle.

Hermione ise ona cevap vermedi ve tek kelime etmeden hışımla arkasını dönüp Gryffindor masasına konuşlandı. Kendini beğenmiş kişilerden hoşlanmazdı. Ve belli ki bu öğrenci başkanı da öyleydi...

Dikkatini hemen etrafa çevirdi. Bu hayal olamayacak kadar gerçekti. Etrafındaki her şey, herkes... Gerçekti.

Sahiden o cincüce işi çaydanlıkla zamanda geriye mi gitmişti? Sonunda olaysız bir Hogwarts senesi dilerken şimdi işler yeniden sarpa sarmıştı ve Hermione Jean Granger'ın işleri  geri yoluna sokmak için gerekli enerjisi yoktu. 

Derin bir iç çekti ve müdür Dippett konuşmasını bitirirken önündeki kaseye biraz domates çorbası aldı ve onu kaşıklamaya koyuldu. Yapması gereken en önemli şey cincüce Tilnor köyünü araştırmak olabilirdi. Ama Hermione... Hermione sahiden yorgundu. Belki de kimsenin onu tanımadığı, savaşın asla yaşanmadığı bu yerde biraz kalabilirdi? İnsanlar şu ana kadar pek soru sormamıştı. Sordukları takdirde işe koyulurdu. Şimdi sadece Gryffindor kulesindeki dört direkli karyolasına kıvrılıp uyumak istiyordu.

Bir dilim kızarmış ekmeğe uzandı ve bir kase daha çorba alacakken tepesinde biten kişiyi fark etti. Tom Riddle yeniden onu rahatsız ediyordu...

"Ne istiyorsun, Riddle?" dedi umursamaz biçimde çorbasına yumulurken. Riddle somurttu ve elindeki parşömeni uzattı, "Bu sen misin?"

Hermione bu kez ilgiyle onun uzattı parşömeni aldı ve diğer elindeki kızarmış ekmeği ısırarak okudu. 

 ~Öğrenci Başkanları~

Tom M. Riddle & Hermione J. Granger 


Ve işte o an donakaldı. 

Kendi ismi yazıyordu. Öğrenci başkanıydı ve yanındaki de trene ilk bindiğinde tanıştığı Randy adlı çocuk yerine Tom Riddle'dı.

 Bütün bunlar nasıl oluyordu? Genç cadı sanki gelecekten gelmemişçesine bu zamana bir yapboz parçası gibi oturmuştu. Ama nasıl...?

Düşünceleri ansızın Riddle'ın sözleriyle bölündü. 

"Bugün işi aksattın. Her şeyi ben yüklenmek zorunda kaldım. Ama emin ol yılın kalanında aynısını yapamazsın. Özellikle de FYBS'ler yaklaşıyorken asla, Granger. Ayrıca başkan odasını her salı ve perşembeleri ders çalışmak için kullanırım. Oraya gelmeni istemiyorum."

Ve sonra hışımla arkasını dönerek uzaklaştı.

Hermione tek kaşını kaldırdı, bu çocuk Voldemort muydu hala yüzde yüz emin değildi. Thomas ismi ve Riddle soyadı oldukça yaygındı... Ancak kesin olan şey fazlasıyla huysuzdu.  Sonunda gözlerini devirdi ve soğumuş çorbasını kenara iterek biraz güveç almak için uzandı. 

Sakin olmak en önemli husustu. Pekala... diye düşündü yemeğini yavaşça yerken. Trendeki cincüce Tilrook bu mevzu her neyse biliyor olmalı. Tilnor köyünden Tilrook... 

Fakat Hermione zamanda zıplamıştı ve cincücenin kaç yaşında olduğunu bilmiyordu. Neredeyse 50 yıl geçmişti... Tilrook hayatta mıydı? Hermione onu gördüğünde pek yaşlı görünmüyordu -en azından suratında Griphook'tan daha az kırışıklık vardı- ve bu da daha Tilrook doğmamış bile olabilir mesajını veriyordu. Bunun yanında hayatında bir cincüce köyüne adım atmak kenara, yanından bile geçmemişti. Cincüce köyleri İngiltere'de bile çok nadirdi. Çoğu cincüce kentte yaşardı, özellikle de Gringotts'ta çalışanlar.  Tilnor köyünü nereden bulacaktı ki? 

Tomione  - OBSESSIONOù les histoires vivent. Découvrez maintenant