1. Bölüm: Kayan Yıldız

400 44 8
                                    

Hermione Granger daima dikkatliydi. Aksi söylenemezdi. Nasıl söylenebilirdi ki?

Geçen yıl boyu Ron ve Harry ile yaptıkları yolculukta tetikte olmayı öğrenmişti. Tetikte kalmak için de dikkat gerekliydi. Bu dikkat defalarca onları Ölüm Yiyenler'in pençesinden kurtarmıştı.

Bunları anlatmasının sebebi daha fazla alkış almak değildi. Hermione yeterince alkış almıştı. Sadece... Bazen insan ne kadar dikkat ederse etsin başına talihsiz şeyler gelebiliyordu. Ve bu yaşananlar da onlardan biri olmuştu.

27 Ağustos 1998

"Hermione sen çıldırmış olmalısın!"

"Ron... Bunu bana beşinci söyleyişin ve hayır çıldırmadım. FYBS'lerin ne kadar önemli olduğundan haberin var mı?"

"Senin de geçen mayıs ayında sihir dünyasını kurtardığımızdan haberin var mı? İstediğin her yere -üzerine basarak söylüyorum HER YERE- sadece Hermione Jean Granger olduğunu söyleyerek kabul edilebilirsin."

"Senin anlamadığın şey Ron, benim için önemli olan o şeye erişmek değil onu hak etmek. Hiçbir şey bilmeden yüksek not almak kulağa iyi gelir ama sınavdaki o bilgiyi kullanman gereken gerçek bir sorun çıktığında elin boş kalırsın."

"Ne yani, Profesör Binns'in cincüce savaşlarını mı soracaklar sana Sihir Bakanlığı'nda?" dedi ve tıslayarak güldü. Ancak Hermione gözlerini devirdi,

"Fidelius büyüsünü yapmayı -teorik de olsa- bilmeden okuldan mezun olduğunu var say. Veya doğru düzgün Hayalbozan yapamadan. Hepsi 7. sınıf mevzuatında bulunan şeyler. Sence insanlar durup sana büyüyü nasıl yapman gerektiğini mi öğretecek?"

"Elbette Hermione! Bize imtiyaz tanımayacaklarsa kime tanıyacaklar, ha? Sırf birkaç büyü için hayatımın bir yılını feda edemem -özellikle de Voldemort'u yenmek uğruna 9 ayını feda etmişken."

" Pekala, sen bilirsin. Senin gelip gelmemene karışmıyorum ama işin özü Ronald; ben gidiyorum. Noel tatilinde görüşürüz."

"Hey hey tamam... Bak hafta sonları Hogsmeade'e geleceğim. Orada vakit geçiririz. Hatta Üç Süpürge'de bir oda kirala-"

"RON!" Hermione'nin bağırışıyla Ron irkildi ve genç cadı rulo haline getirdiği Aritmansi Aktüel dergisiyle onun kafasına sertçe bir tane geçirdi.

Hogwarts Savaşı'ndan beri Ron'la birliktelerdi. Ron iyiydi, kendini güvende hissettiriyordu. Son üç dört aydır Harry, Ron ve kendisi Kovuk'ta kalıyorlardı. Her sabah birlikte kahvaltı yapmak, bahçede onların Quidditch oynamasını seyretmek, çayırlara yürüyüşe çıkıp bir ağacın altında kitap okumak... Huzur buydu. Luna'nın da uğramasıyla Ginny'le birlikte üçü sıklıkla yakınlardaki Muggle kasabalarında kahve içmeye ve alışverişe gidiyorlardı.

Fred'in ölümünden beri herkes Molly'ye onun boşluğunu hissettirmemek için evi kalabalık tutuyordu. Ne var ki onun yüreğinde açılan boşluk fazlasıyla derindi. Anneler evlatlarının ölümünü görmemeliydi...

Ancak asıl konuya dönülecek olursa, Hermione Ron'la ilişkisi konusunda yeterince emin değildi. Her nedense aynı sayfada olduklarını hissedemiyordu. Aynı perspektiften hayata bakıp bakmadıkları bile meçhuldü. Onunla olmak Hogwarts'ta geçirdiği keyifli zamanların birer yansımasıydı. Belki de bu yüzden savaştan sonra onunla olmaya devam etmişti. Ama yansıma bir ilişkiyi devam ettirmek için yeterli miydi?

Bu esnada Harry kapının eşiğinden göründü, kollarını kavuşturarak eşiğe yaslandı "Yarın Diagon yoluna gidip kitaplarını alalım Hermione. Sonrasında Çatlak Kazan'da birer kaymakbirası içmek güzel olabilir."

Tomione  - OBSESSIONWhere stories live. Discover now