BÖLÜM 2

174 12 58
                                    

Ink'in bakış açısı:

Etrafıma bakınca geldiğim yerin DreamTale olduğunu farkettim. Oyalanmak için güzel bir yer. Ayrıca uzun zamandır buraya gelmemiştim. Acaba Dream burada mı?

Etrafı gezmeye başladım. Her şey çok huzurluydu. Mükemmel görünüyordu.
Özellikle gün ışığı. Bu sefer daha güzeldi.

Ae'lerde gezmeye bayılıyorum. Bazen sıkıcı olabiliyor ama yine de güzel. Bir gün, her birini gezmiş olabilmeyi isterdim.

Bir sürü çiçeğin bulunduğu bir yere geldim. Mutlulukla beraber koşmaya başladım. Önümde hiç bir engel yok gibi.

Yorulunca kendimi yere attım. Kollarımı ve ayaklarımı açarak yıldız şeklinde yerde yatıyordum. Bulutları inceliyorum.
Hmm. Şu bulut bir ketçaba benziyor.
Ve belki bu da mayonez. Vee şuradaki de ehh ne olduğunu bilemediğim garip bir şey. Tek boynuzlu ata benziyor ama daha çok bir kedi gibi.

Hmm, acaba şimdi ne yapsam? Dream pek ortalıkta gözükmüyor. Error'u rahatsız etsem? Ah, hayır geçen sefer ondan zor kurtulmuştum.
...
Kimin umrunda hadi gidip Error'u rahatsız edeyim.

Anti-Void'e bir portal açtım. Heralde Error buradadır. Etrafı araştırmaya başladım. Yukarıdaki ruhlar dikkatimi çekiyordu. Özenle yerleştirilmişler. Sanırsam birileri burada ufak bir düzenleme yapmış.

Mavi pufun olduğu yere kadar geldim. Evet, sonunda onu buldum. Sanırsam UnderNovela izliyor. Sürekli aynı. Acaba başka dizi bilmiyor mu? Hiç sıkılmıyor gibi görünüyor.

Onu sinirlendirmek için ne yapsam? Hmm, aslında yapabilecek olduğum çok şey var.
Sessizce bir yerde bir kova su yarattım. Kovayı elime aldım ve sessizce Error'a yaklaştım. Yemin ederim, bu yaptığım son şeyden sonra beni kesinlikle öldürecek.

Oysaki ne mutlu görünüyor. Elinde çikolatası ile beraber Undernovela izlemek... Eh, birazdan bu kadar mutlu olamayacak.
Yapacak olduğumu yaptım. Bir kova suyu
Error'un başından aşağı döktüm.

Hemen arkasını döndü ve bunu yapanın kim olduğuna baktı. Hiç mutlu değildi. Zaten mutlu olmasını beklemiyordum. Şimdi yapılacak tek bir şey kaldı. Kaçmak.

"InnnnKkkk! Seni ele geçirdiğim zaman bana merhamet için yalvaracaksın!!!"

Error arkamdan koşuyordu. Aman tanrımm, şimdi yakalamaca mı oynuyoruz? Tamam ben varım.
Elimden geldiğince hızlı koşuyordum. Ancak Error bana yetişmek üzereydi. Bir kaç kez saldırdığını gördüm. Ama her birini ıskaladı.

Rastgele bir portal açıp içine atladım. Sanırsam artık UnderFell'deyim. Kurtulmuştum. Ya da ben öyle sanıyordum.

"Nerdesin seni küçük oros-"

Ona bir kemik saldırısı yaptım. Söylediği söz yarıda kesildi. Beni farketti. O da bana doğru bir kemik saldırısı yaptı. Tabii ki ıskaladı.

"Hadi Error, bu kadar kötü bir atışçı olduğunu bilmiyordum."

Belli ki onu daha da kızdırdım. Onunla alay ettiğim için muhtemelen.

Error bu sefer bir kaç Gaster Blaster ile saldırdı. Yine her birinden kaçtım ama bu sefer daha zor oldu. Bir tanesi neredeyse beni vuruyordu.

Mürekkepten bir kaç kelebek yaptım. Tüm kelebekleri Error'a doğru yönlendirdim. Her biri Error'a doğru uçtu. Yüzünün her yerini kapatıyorlardı. O, kelebekleri ondan uzaklaştırmaya çalışırken bende yeni bir saldırı düşünüyordum.

Broomie'yi elime aldım ve Error'un etrafını sarıp hapsedecek şekilde kullandım. Beni göremediği için kolayca hallettim. Bir süre sonra kelebeklerin her biri uçup gitti. Error etrafına bakınca neler olduğunu farketti. Onu bir nevi bir kafese koymuştum. Ancak onu durdurmaya yetmedi. Bana bir kaç ip gönderdi. Dalgınlığımdan yararlandı. Artık ben de yakalanmıştım.

Error kafesten kurtulmaya çalışıyordu. Bende iplerden kurtulmaya çalışıyordum. Ama bu ikimiz içinde imkansız görünüyordu.

Bir süre böyle çıkmaya çalıştık ama başaramadık.

"Error, senle bir anlaşma yapalım. Sen beni çöz, bende seni çıkarayım."

"Sen beni çıkar bende seni çözeyim?"

"Sana güvenmiyorum, ilk sen beni çöz."

"Bende sana güvenmiyorum. İlk sen beni buradan çıkar."

"Error, diyorum ki ilk sen."

"Hayır, ilk sen."

"Aynı anda?"

"Hayır, ilk sen."

"Error, aynı anda diyorum."

"Katiyen ilk sen diyorum."

Bu kadar ısrar ettiğine göre kesinlikle bir planı var. Muhtemelen beni çözmeyecek. İç çektim. Her neyse, denemekten zarar gelmez.

Error'un kafesini tekrardan bir mürekkep şekline getirdim. Artık kaçabilirdi.

"Peki, şimdi beni çözecek misin?"

Kesinlikle beni çözmesini beklemiyordum. Ama beni çözdü.

"Yaptığın şeyden sonra sana çok kızgınım Ink. Bu yüzden round 2'ye var mısın?"

"Her zaman."

Tekrardan savaşmaya başladık. Ancak bu sefer Error'un öfkesi biraz daha sönmüş gibiydi.

Bu turun kazananı olmadı. Her nedense Error bana kızgın olduğunu söylemesine rağmen ölümcül atışlar yapmadı. Genelde ne zaman onu birisiyle savaşırken görsem, onu öldürecek gibi saldırırdı. Ama bana karşı hiç öyle olmadı. Her ne kadar o, ölümcül saldırdığını söylesede, değildi.

"Error, ben yoruldum. Bu kavgayı daha sonraya erteleyemez miyiz?"

Bunu söylemem ile yeniden etrafımı ipler sardı. Tekrardan yakalandım.

"Tabii ki sonra devam ettirebiliriz. Sen benimle beraber UnderNovela'nın tüm bölümlerini baştan sona izledikten sonra."

Bir portal açtı ve beni pufun üzerine fırlattı. Yavaşça yanıma geldi. UnderNovela'yı açtı. Oh, tanrım hayır olamazz. Hepsini izleyecek kadar kötü bir şey yapmadım.

Error elinde bir çikolata ile UnderNovela'yı izliyordu. Benden biraz uzakta duruyordu. Sanırsam hafefobisinden dolayı.

Kaderimi kabullenip bende izlemeye başladım. Umarım birisi beni bu işkenceden kurtarır.

-----------
744 kelime!! Umarım beğenmişsinizdir.
Mutlu kalın :)

BİR KAVGA BAŞLAT - ErrorinkWhere stories live. Discover now