"sen bana aitsin"

444 34 58
                                    

'คุณเป็นของฉัน(sen bana aitsin)'

Hao yavaşça kalemin ucunu bacağında duran defterden kaldırdı. Şarkı yazması lazımdı ancak şuan aklında hiçbir fikir yoktu. Öylece kağıda bakıyor ve sonra kafasını kaldırıp çevreye bakıyordu. Karşısında bir çift olsa ve onları izleyerek bir şeyler yazma ilhamı gelebilirdi diye düşündü. Gözlerini kapattı ve daha sonra tekrardan açıp bütün bahçede gezdirdi irislerini. Hayal kırıklığı ile defterine döndü tekrardan bakışları. Bahçe bomboştu kimse yoktu bile. Aniden yanına bankın arkasında atlayarak oturan Ricky yüzünden sıçramış ve elini kalbine koyup korkuyla ona dönmüştü. "Tanrı cezanı en iyi şekilde versin Ricky! Ne yapıyorsun ya..korkuttun.." Kahkaha atan Ricky'e göz devirerek deftere döndüm. "Koreceyi aştın taycaya mı geçtin hyung" Tekrar başını Ricky'e çevirdi. "Min bununla ilgili güzel bir şarkı çıkar dedi, ismi bu değil sadece o dedi diye yazdım." Ricky derin bir nefes verip ona baktı. "Hiç aşık olmamış birinden bir aşk şarkısı yazmasını nasıl bekliyorlar iyi de?" Hao yavaşça dudaklarını büzdü, saat 7'den beri çabalıyordu ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. Dudakları isteği dışı daha da büzülünce ikisi de ağlayacağını anlamıştı. Ricky yavaşça Hao'yu kendine çekip sıkıca sarıldı. Hao da bu sırada oldukça sessiz bir şekilde gözyaşlarını döküyordu.

Bu üniversiteyi seçerken düşündüğü tek şey sanat alanında ilerleyip iyi bir kemanist olmasıydı. Ancak önce piyano öğrenecek ve şarkı yazmaya başlayacaktı. Sadece keman çalarak olmayacağını sonradan anlamıştı. Yolun başlarındaydı ancak vazgeçmek istemiyordu. 6 yaşından beri en büyük hayaliydi kemanist olmak vazgeçemezdi. Ama eğer şarkı yazamazsa da bu dersi geçemeyeceği anlamına geliyordu. Herkese doğa, savaş gibi genel konular gelsede Hao'nun şansına ona asla tatmadığı 'aşk' konusu gelmişti. Zoruna gidiyordu çünkü düşük alacağından emindi.

Bir süre Ricky ile sarıldıktan sonra Ricky öğle arası bittiği için okuluna dönmek zorunda kalmıştı. farklı okulda olsalarda okullar aynı bölgedeydi kolaylıkla buluşuyorlardı. Bu onlar için daha iyi oluyordu. Fazla sosyal değildi Hao, geçen yıldan beri sadece 2 arkadaş edinebilmişti. Taerae ve Yujin'di bunlarda. Taerae kendisi ile yaşıt Yujin ise onlardan küçük, hazırlık sınıfındaydı. Herkes sınıflara girdiğinde ders işlenmeye başlamıştı ama Hao'nun aklı hala yazamadığı şarkıdaydı. Sürekli düşünüyordu ama hiçbir sonuca varamıyordu.

Sonunda dersler tamamen bitmişti ki okulun bitiş müziği ile dışarı doğru müthiş bir akın olmuştu. Hao ise sakince Taerae ile sırasında oturuyordu. "Ee ne yapacaksın peki?" yanaklarını sıkılganlıkla şişirmişti Hao. "Hiçbir fikrim yok Taerae, çıkışfa kafeye gidip çiftleri gözetlemeyi düşünüyorum aslında" Taerae gülümseyerek arkadaşının elini tutarak ona destek olduğunu göstermek istemişti. "Süper fikir Hao! Bir şey olursa beni ara. Ben bugün çıkışta eşlik edemeyeceğim Junhyeon ile buluşmam varda ehe" dediği şeylerle Hao'nun gözleri kocaman olmuştu. Heyecanla ağzından kaçan ufak çığlığa engel olamayarak Taeraenin koluna vurdu. "Ve benim bundan yeni mi haberim oluyor?! Ne ara tanrım.. Nasıl oldu kim dedi?" Taerar gülerek ayaklandı ve çantasını topladı. "Akşama sana geleyim her şeyi detaylıca anlatırım olur mu? Geç kalacağım hadi Hao~" Taerae'nin ayaklanması ile Hao da ayaklanmış ve çantalarını toplayıp okuldan çıkmışlardı.

Bir süre sonra Taerae ile ayrılan Hao soluğu okulların yakınında olan bir kafeye gitmişti. Kafede boş bir masa bulmuş ve sadece başlığını yazdığı defteri çıkarıp gözlerini deftere dikti. Kafasını kaldırıp garsonla gözgöze gelmeyi beklerken gözüne çarpan bir çocukla içi garip olmuştu. Oldukça yakışıklı bir çocuktu, siyah geri yapıştırdığı saçlarından alnına düşen bir tutam ile mükemmel görünüyordu. Gözleri koyuydu, fazlasıyla. Beyaz bir tişört altına ise siyah bir eşofman giymişti. Bu kombini başkasında görse beyaz tişörtün üzerine düşen demir kolyeleri çok kötü bulurdu ancak bu çocukta harika görünüyordu. İlk kez kendini cesur hissetti o an Hao. Ayaklanıp numarasını istese ne olurdu? Hiçbir şey kaybetmezdi. Bundan emin olarak kendini toparladı ve telefonunun yansımasından kendine bakıp siyah saçlı çocuğa döndü. Gözleri buluştu o anda. Kalbinin darma dağın olduğunu hissetti o an Hao. Nefes almayı unutmuştu sanki. Karşısımdaki çocuk minikçe gülümsedi. gülümsediğinde yanaklarında oluşan o gamzelerin içine gömülmek istedi o an. Utanarak başını çevirdi. Bir süre zorla ona bakmamaya çaba sarfetti. Kafasını ona çevirdiğinde karşısında bir kızın oturduğunu gördü. Pembe kareli cropun altına takım olan bir şort giymişti. Pembe topukluları ile tatlı ve güzel görünüyordu. Saçları iyi yandan topuz yapmıştı. Oldukça ilgi çekici bir kızdı. Sevgilisi olduğuna masada elele tutuştuklarını gördükten sonra emin olmuştu Hao. İşte o zaman kalbine bir şeylerin kırıldığını hissetmişti. Eline kalemini alır almaz yazmaya başladı. Terk edilen bir ruh tarafından yazılmıştı bunlar. Ona bir teşekkür borçluydu kesinlikle.

Havanın karardığını görünce yavaşça toparlanmaya başlamıştı Hao. Bir anlık istekle kafasını kaldırıp o çocuğa baktı. Tek başınaydı ve muhtemelen o da kalkmaya hazırlanıyordu. Hesabı ödeyip ayağa kalktığında aynı anda sandalyelerini itmişlerdi. Senkorize bir şekilde çıkan ses ile ikisi de birbirlerine bakıp gülmüştü. Daha sonra çantasını alıp hızlıca çıktı Hao. Kulaklıklarını takmadığı için üzülürken arkasında duyduğu adımlar onu korkutmuştu. Biri takip mi ediyordu acaba? İstemsizce gerilmişti birden arkasını döndüğünde az önce gördüğü siyah saçlı çocuğu görmüştü. Haonun ani hareketleri ile korkup sıçramıştı. "Ah özür dilerim" Hao hafifçe eğilerek konuştu ve önüne döndü. fazlasıyla utanıyordu. "Hiç sorun değil. Sanırım aynı yönden gidiyoruz.. Ben Hanbin" İçinden Hanbin ismini sayıklarken heyecandan ne yapacağını unutmuştu Hao. "Ben de Hao" Hanbin durup elini uzatmıştı ancak Hao bakmayınca bozulduğunu belli etmemiş ve arkasından hızlıca yürüyüp tekrar yetişmişti. Bir süre hiç konuşmadan öylece yürümüşlerdi. Her aradan beraber dönüyorlardı, komik geldiği için artık her ara başında birbirlerine bakıp gülüyorlardı.

20 dakikalık mesafeden sonra Hao'ya 20 yıl Hanbin'e ise 20 saniye gibi gelmişti yol. Aynı anda durduklarında birbirlerine tekrardan baktılar. "Benim evim bura Hao" Hao Hanbin'in gösterdiği evle şaşırmıştı. Evleri oldukça yakındı. "Burası da benimki" Hanbin de oldukça şaşırmıştı. Gülerek birbirlerine el sallayıp eve girdiler. Hao yavaşça odasına çıktı ve derin bir nefes verip kafasını kapıya yasladı. O yüzü her gördüğünde heyecanlanıyordu. Biraz görmemesi iyi gelecekti. Yatağına ilerleyip oturdu ve penceresinin açık olduğunu görünce ayağa kalkıp kapatmak için pencereye ilerledi. Penceresi tam olarak Hanbin'i görüyordu. Üstü çıplaktı. Anlaşılan görmemişti Hao'yu. Hao ise gözlerini ayıramıyordu Hanbin'in vücudundan. Hanbin elindeki tişörtle cama döndüğünde Hao panikle çığlık atıp eğilmişti. Daha sonra ne kadar cringe olduğunu düşünüp ağlayacaktı. Yavaşça kafasını pencerenin altından çıkarıp gülümseyen Hanbin'e baktı. Ayağa kalkıp el salladı ve yavaşça camı kapattı. Hanbin masadaki defterlerinden birini alıp üzerine 'Tanıştığıma memnun oldum' yazıp Hao'ya çevirmişti. Hao da aynı şekilde bir kağıt alıp üzerine 'Bende' yazdı ve karşısında ona bakan yakışıklı çocuğa gülümseyerek çevirdi defterini.

Öncelikle yeni bir ficde selamlar!!
Bu fic biraz yavaş biraz hızlı ilerleyecek. Bu ne demek şimdi şöyleki Haomuz daha önce kimseye bir his beslememiş biri bu yüzden Hanbine çok kolay kapılacak. Bu yüzden garip gelmemeli cnk benim asik olma surem 2 saniye falan.

Neyse baska ne dicektim ha butun 5th gen erkek grupları az cok olacak bu ficde, texting düzyazı karışık bölümler olacak ve instagram bölümleri girecek araya, sizi çok sıkmayı istemiyorum bu yüzden de sadece drama üzerine bir fic asla olmayacak arada kendimce komik bulduğum şeylerden de katacağım.

Arkadaş gruplarını netçe göstereceğim. Anladığınız üzere Taylor Swift'in You Belong With Me şarkısının mvsi ve sözleri üzerine yazılmış bir kitap.

Oy atmamanız benim için sorun değil ama yorum okumaya ve cevaplamaya bayılıyorum bu yüzden istediğiniz gibi yazabilirsiniz!! Umarım you belong with me yi seversiniz!!!!

Oy atmamanız benim için sorun değil ama yorum okumaya ve cevaplamaya bayılıyorum bu yüzden istediğiniz gibi yazabilirsiniz!! Umarım you belong with me yi seversiniz!!!!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
You Belong With Me-haobinWhere stories live. Discover now