38- Sönen Sigaralar

Start from the beginning
                                    

"Kafayı yicem yeminle amına koyayım." Diye söylendiğimde Affan'ın kıkırdama sesi geldi.

Refleksle ona dönecekken, gülüşünün dikkatimi dağıtacağını kendime hatırlattım ve durdurdum kendimi.

"Özgür, abicim şu hayatta en güvendiğim insanı sorsan, saniye düşünmem yanındaki andavalı gösteririm. Yani siz iki aptalın düşündüğünün aksine güvenmediğim için değildi tepkilerimin sebebi. Güngör bu aranızdaki şey olmaya başladığında, ilk başta karşıma oturup açık açık söylemek yerine, benden gizlediği içindi."

"Ben de söylemedim ama." Diye sevgilisini koruma çabasına girdi Özgür.

"Sen gizleyebilirsin Özgür, gizleyebilirsin çünkü Özgürsün ama Güngör gizleyemez. Güngör'ün hiçbir zaman öyle bir lüksü yok. Yanlış mıyım Güngör?" Güngör'e döndüm. "Seni uyardığım tek konu bu değil miydi en başından beri?"

Mahcup bir ifadeyle "Doğru." Dedi sadece.

Özgür'e döndüm. Ne uyarısından bahsettiğimi tam olarak anlamadığı bakışlarından belliydi.  "Güngör'le bir anlaşmamız var Özgür. Benden asla bir şey gizleyemez, güvenin de ötesinde bir şey bu. Bir şeyi bilmem gerekiyorsa bana bildirmesi gerek."

Özgür "Söyleyecekti sana zaten ama çok yoğundun, yorgundun. İşlerin biraz düzelmesini bekliyordu." Derken geçerli bir sebep sunduğunu düşünüyordu. Güngör ise bu konuda olan takıntımı bildiği için sessiz kalıyordu. İyi de yapıyordu.

"Benim iyiliğim için bile olsa sikmişim anasını. Sana bile itiraf etmeden önce gelecekti benim yanıma, diyecekti Ziko böyle bir şey var. Güngör'de biliyor, şu hayatta insanlara karşı ne kadar güvensizsem, ona o kadar güvenirim. Herkesten her şeyi, her zaman beklerim ama ondan o derece beklemem."

Kısa bir an sustuğumda Güngör "Benim hatam hepsi, düşünmem gerekiyordu." Diye sessizce konuştu.

Gözlerimi Özgür'den çekmeden devam ettim. "Yani Özgür abartı ve saçma gördüğünüz bu sinirimin altında hayal kırıklığı var. Kardeşim dediğim adamın benden bir şey saklaması var." Anlamaları için bastıra bastıra konuşuyordum. "Sevdiği kişinin kardeşim olmasına değil, sevdiği birisi olup bunu bana söylememesine sinirleniyorum."

Konuşmam bitince Affan'a kısa bir bakış attım. Ne beklediğimi bilmiyordum ama o başını hafifçe sallayıp tek gözünü kırparken ne beklediğimi anlamıştı. Onay beklemiştim, nasıldım diye ve o da beni onaylamıştı.

Güngör, pişmanlık barındıran sesiyle "Kusura bakma demem çok boş olacak Ziko ama özür dilerim." Derken Özgür'de "Ben de üzgünüm." Dedi ve gözlerime bakarak "Abi." Diye tamamladı.

Abi demesi Özgür'ün dilinde gerçekten üzgünüm, barışalım demekti.

Küçüklüğünden beri bana ne zaman sinirlense üvey diyip küserdi. Hiçbir zaman gerçekten üvey olduğumuzu kast ederek söylemezdi ama. Bunu gerçekten kast ederek söylemek istese bile yapamazdı. Bana olan sevgisi çok farklı bir boyuttaydı çünkü.

İlk defa beni sinirlendireceğini düşünerek başlamıştı bunu yapmaya ama aksine 5 yaşında şımarık bir cadıyken ellerini iki yanına yumruk yapmış, kaşlarını çatarak, öfkeyle 'üvey' diye bağırdığında sinirlenmek yerine, bu hali tatlı geldiği için gülmüştüm.

Bir zaman sonra bunu söylemek Özgür'ün sinirlendiğini, üzüldüğünü belli etmek için kullandığı bir işaret oldu. Onu ne zaman çileden çıkarsam 'üvey' diyerek, sınırı geçtiğimin işaretini verirdi. Her şey bittiğinde ise yanıma gelip sadece 'Abi' derdi, bu da ya özür dilerim ya da barışalım demekti.

ZİKO (bxb)Where stories live. Discover now