5

102 26 27
                                    

" Üstünü çıkarman gerekiyor evlat. İç çamaşırlarınla kalsan yeter."

Bana her dokunmaya kalktığında kaçınıp durduğum doktorun sarfettiği şey üzerine ellerimi istemsizce üstümdeki tek şey olan uzun beyaz tişörte atıp sıkıca avuçlarım arasına hapsetmiş ve başımı hızlıca iki yana sallayarak işini zorlaştırdığım için sinirlenmeye başlayan doktora dikmiştim irice açtığım dolmak üzere olan gözlerimi. Üstümü falan çıkaramazdım. Onunla bu odada yalnız kalmayı zar zor kabullenmişken bir de karşısında çıplak kalarak daha da savunmasız bir hale düşemezdim.

" Sinirlendirme benide yaralarına bakmama izin ver."

" Çı-Çıkarmasam olmaz mı?"

" Bana bak çocuk! Buradaki pislikleri bilmem ama benim vücudunu görmek gibi bir niyetim yok! Çıkar şu tişörtüde işimi yapıp gideyim!"

Olduğum yere daha çok sinerken beni sertçe kolumdan tutup doğrultan doktor ile kısıkça inildemiş ve tişörtümün eteklerini tutan adamdan kaçınmak adına yerimde çırpınmaya başlamıştım. Fakat her zaman olduğu gibi yine güçsüzdüm. Güçsüz ve acınasıydım...

Doktorun soğuk elleri çıplak tenime her değdiğinde kasılıp kalırken dokunduğu yerlerin cayır cayır yandığını hissedip daha da çıldırıyordum.

" İ-İstemiyorum."

Ağlayarak mırıldandığım şey üzerine bileklerimdeki sıkı tutuş gevşemiş ve üstümü çıkarmaya çakışan doktor durularak gözlüklerinin ardında parıldayan koyu yeşil gözlerini bana dikmişti.

" Yoksa..."

Şaşkınca bana bakan adamın ellerinden kendimi kurtarıp sırtımı yatak başlığına yaslamış ve dizlerimi kendime çekerek daha da küçülmüştüm büyük yatağın tam ortasında. Bana öfke değilde acıma duygusu ile bakan adamın bakışları altında ezilirken yok olmak istemiştim oturduğum o yatakta. Beni içine çekisinde bu can yakıcı bakışlardan korusun istemiştim. Fakat sadece istemekle kalırdı bu dileklerim. Ne yazıkki gerçek olmazdı hiç biri.

" Benden korkma evlat. Sana zarar vermem. Burada can güvenliğim yok. Korktuğum için biraz gerildim sadece. Üzgünüm."

Bir süre mahçup mahçup konuşan adamı ürkek bakışlarım ardından izlemiş o kısa sürenin ardından ise önemli olmadığını söyleyerek akan burnumu çekmiştim.

" Ayak bileklerinde ve ellerinde izler var. Biri ellerini ve ayaklarını o kadar sıkı bağlamış ki ipler tenine zarar vermiş. Bana seni denizde bulduklarını söylediler. Başından geçenleri bana anlatmak ister misin? Ve tekrardan özür dilerim. Bir an... çocukça davrandığını düşündüm fakat bakılacak olursa bu çocukluktan değil, yaşanmışlıklardan kalan bir korku. Daha deminde dediğim gibi. Buraya zorla getirildim ve canım için endişeleniyorum. Bana yardımcı olursan sevinirim."

" Üstümdekini çıkarmak istemiyorum."

" Üstündekinin sırt kısmı şimdiden kan lekeleri ile kaplanmış. Sırtında ve göğsünde derin kesikler olduğunu duydum. İşimi hızlıca halledeceğime söz veriyorum evlat. Sende bu sırada başından geçenleri anlat olur mu?"

Aldığım soruya hayır demek istemiştim fakat karşımda boncuk boncuk terler döken doktorunda aynı benim gibi korktuğunu farkettiğim için hayır diyememiş, zangır zangır titreyen ellerimle kavradığım tişörtümü çekine çekine üstümden çıkarıp yanıma koymuş ve bana gülümseyen yaşlı doktorun patpatladığı yere uzanarak titreyen vücudumu dizginlemek adına sıkıca tuttuğum çarşaflardan güç almayı denemiştim. Korkuyordum işte. Birinin daha bana dokunmasından korkuyordum.

Moye MoreWhere stories live. Discover now