12.BÖLÜM○ KAÇIŞIN YOK ANLAT!!!

95 24 8
                                    

Selamünaleyküm benim değerli okuyucularım hasta olmama rağmen sizleri bir bölümden mahrum bırakmamak adına kendimi zorlayıp yazdım ve şuan paylaşıyorum hepinize keyifli okumalar...

Herşey bir günde olmuştu. Düşüncelerim, kaçışlarım ve sığınmak istediğim limanım bir gün içinde dizilmişlerdi ilmek ilmek göç etmek istediğim limana sanki beni yalnız bırakmak içlerine sinmiyorlardı da ondan benim peşime takılıp bilinmezliğe göç etmek istemişlerdi. Bu yolda yalnızım diye ahlanıp vahlanmak yerine bana uzatılan ince dala yani hayallerime, düşlerime tutunmayı tercih etmiştim. Kor kor yanan alevler üzerinden çıplak ayakla bir cesaretle geçmeye çalışmak gibi ahmaklıktı aslında onunla buluşmam, hislerimi söylemem, huzur sandığım gözlerinin içinde kaybolmam onca yıl geçirdiğim onsuz yıllar birbir hafızamdan silinirken onla geçirdiğim 3-5 gün zihnimi talan etmeyi başarmışlardı bile.

Şimdi karşımda duran Yasir'le görülmeme mi yanmalıydım yoksa bizi görenin Çisem olduğuna mı ?ilk buluşmamızda bu denli göz önünde olacağımızı düşünmemiştim . Benim için bu buluşma ilk ve sondu da. Ben her canının istediği zaman yanına gelebilecek biri değildim olamazdımda aramıza aşk tohumları serpilmişti onları filizlendirmek ne ona nede bana yakışırdı. Biz buyduk duygularımızında, sarılıp hasret gidermemizin de dili susmaktı bundan ötesi olamazdı olmamalıydıda çünkü aşk; saf, zarif kalplerde çiçek açardı solmak nedir bilmez huzur dolu esintide boyunlarını güneşe doğru bükerlerdi. Araya mesafeler girse bile varlığını unutturmaz sol yanını kaplayan sevgi ve aşk kırıntıları yüreğinde hep varmış var olucakmış gibi sıcak ve güvenilir belde olarak kapısını mühürlerdi. Oraya kimse giremez,dinlenmek için misafir kabul edilemez, bir parça sevgi dilenmek için kapısına dayanılsa bile acımasızca geri çevirilirdi. Aşktı bu bir başkaşına acımaya ,merhamete gelmezdi gelemezdi erbabı olmayana açılan her kapı sevgiyle büyüttüğün çiçeklerin yabancı çizmelerin altında ziyan olması demekti. Benim kalbim ebediyyete mühür vurulmuştu ne birini ağırlar nede birini uğurlardı benim nazarımda lâl ve âmâ olan yüreğim körü körüne bağlanmayı değil hissetmeyi tercih etmişti olması gerektiği gibi.

Yasir benimle birlikte gelen kişiye yani Çisem'e bakıyordu ağır tempolu yürüyüşü sayesinde bir kaç metre olan mesafeyi yarıya indirip ikimizinde karşısına dikilmeyi başarmıştı. İşaret parmağı ile bir beni bir yasir'i gösterip garip tavırlar sergilemeye devam etmeye devam ederek bana sabitledi gözlerini. " Neler oluyor burada Sevde ve bu çocuk da kim?"

Hiç uzatmadan.
"Alt kat komşumuz Yasir" dedim.

Kaşlarını refleks olarak havaya kaldırıp dudaklarını tek çizgi haline getirdiği gibi Yasir'e karşı yönünü çevirdi ve "merhaba"dedi.

Yasir Çisem'i başıyla onaylayıp sesiz kalmayı tercih etmişti.

"Ne konuşuyordunuz?"

Çisem bir bana bir Yasir'e bakmaya devam ediyordu biliyordu beni ,bir erkekle konuşsam bile bu denli kızarıp bozarmıyacağımı açıklama dahi yapmayıp oradan uzaklaşacağımı anlamıştı bir gariplik olduğunu tabi fırsatını bulmuşken sıkıştırmaya çalışıyordu aklınca beni.

"Hiiiç okuldan havadan sudan, asıl senin ne işin var burada"

"Bende size geliyordum ders çalışmak için demiştin ya hani bize gel birlikte sınava çalışırız diye meğer yalnış durakta inmişim yürümek zorunda kaldım" sonlara doğru sesinin tınısı değişmeye başlamış ima dolu sözcükler kurma çabalarına girişmişti." Ne tesadüf ki sizinle karşılaştım .Sevde'nin böyle ayak üstü bir erkekle uzun süre konuştuğunu görmediğim için şaşırdım doğrusu"

Yasir dudaklarını kıpırdatıp hafifçe gülümsedi "Öyle mi bak bende şaşırdım buna" denizin dalga sesi yetmezmiş gibi birde Yasir'in dalga sesi kulaklarımı doldurmaya yetmişti.

NASİPTİR GELİRWhere stories live. Discover now