8.BÖLÜM○BİLİNMEZLİĞE GİDEN YOL

107 27 13
                                    

Selamünaleyküm canlar...
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim  ve çok değil benim yanımda olduğunuzu hissettirirseniz beni çok mutlu etmiş olursunuz...
Hepinize iyi okumalar.

Bugün hangi kabustan uyanmalıydım, yada hangi yola sapmalı.Bilinmezlik insanın vucudunda körpe yaralar açsada sızısını dindirecek devasını arkasında bırakmadan çekip gidiyordu en enteresanı da yaptığın onca hata sardığın bir yara ile kısa süreliğine dinmesiydi. Kaşına deydirdiğim mendil sayesinde kuş parmağımın gayri ihtiyari şakaklarına deymesiyle onunla ilk temasımı kurmuştum onu yakından görmem ayrı bir heyecanlandırmıştı yüreğimi, o ne güzel histi öyle. Bu hissi dünyadayken tekrardan yaşayabilirmiydim?  Hiç zannetmiyorum. O an kalbimde bulunan milyon tane hücre ve o hücrelerle birlikte kasılan kalbimdeki odacıklar iki kat kasılıp gevşemesiyle yüzleşiyorladı ,bedenim bu etkileşimden pek memnun kalmış olmayacak ki  bütün vücudumun titremeye başlamasıyla içimde büyük bir devrim başlatmayı başarmıştı ama şimdi o heyecanımdan eser kalmamıştı  tepemde başını korkuluklardan uzatan annem  bir kaç merdiven aşağıda bulunan o ve annesi ile karşı karşıyaydım bu sefer stresten dilim damağım kurumuştu. Ben şimdi ne yapacaktım?

"Sevde, nerde kaldın kızım insanları bukadar rahatsız edilir mi?"

Kimden bahsediyordu annem ve ben kimi rahatsız etmiştim.

"Ah...Süheyla bende Sevde'yi şimdi yolcu ediyordum konu konuyu açınca saat kaç olduğunu anlamadık." Anlamayan gözlerle Nergis teyzeye bakarken o herşey yolunda der gibi gözlerini kapatıp açtı neler olduğunu anlamamıştım ama bu diyalog beni büyük bir yükten kurtardığına işaretti. Nergis teyze konuşmasına ek olarak.
"Tekrardan gel Sevde kızım kapım herzaman sana açık"dedi.

Bozuntuya vermemek amaçlı sadece "elbette"diyebildim. Belli ki annem ben eve gelmiyince Nergis teyzeyi aramış beni sormuştu oda ilk aklına gelen ve bizlerin diline pelesenk olarak yapışan yalana başvurmuş olacaktı kadıncağaz. Bir kaç merdiven daha çıkıp annemi daha net gördüm. Onca yalanıma inanmayan annem şimdi Nergis teyzenin dediklerine inanmış görünüyordu.  Budurumlarda şüpheyle bakan gözleri şimdi herzamanki gibi ışıl ışıl parlıyordu. Derin bir nefes verebilirdim en azından kendimi yatıştırdıktan sonra olayı sakin bir kafayla anlatabilirim anneme.

Nergis teyzeye "hayırlı akşamlar"derken gözlerim onun gözlerini hiç şaşırmadan yerlerini bulmuşlardı.
Bugün bilmem kaçıncı kez gözlerimiz birbiri ile buluşmuştu hareleri yorgun ve hissiz olmasına rağmen minik bir tebessüm ile beni yolcu etti akşamın en kuytu zeminine.

His paylaşılıcak birşey değildir ne bölünebilir nede misafir olarak girmek istediği gönül onu Red edebilirdi bunu ancak gerçek sevgiyi bilen ve hisseden kişiler bilebilir. Nasıl mı?Konuşmadan ,bakışmadan ruhunun ruhuyla çarpışmasıyla anlarsın yansıyan aynadaki senin o olduğunu . Ruhunun, bedeninin vücut bulmuş hali karşında dikilmiş dururken senin tek ödülün onu gönlünde demlendirmen olucaktır.

Sabah namazına kalkmak için kurduğum saatimin alarmıyla  birbirine yapışan gözlerimi zoraki açabildim yatağımda doğrulup kollarımı iki yana açarak gerildim hâlâ uykum vardı  benim yanımdan asla ayrılmayan şeytanımın minik evlatları göz kapaklarımın üzerinde tepinmeleri yüzünden açmak istediğim gözlerimi zoraki açmaya çalışsam bile kendiliğinden kapanıyor bir yandan da vücuduma ağırlık basıyordu tekrardan yatağıma kıvrılmamak için resmen savaş veriyordum taki aklıma Beyezit-i Bistami'yi namaza kaldıran şeytan kıssası gelene kadar.

Bayezid-i Bistami hazretlerine bir gece uyku bastırıp sabah namazını kılamadı. O kadar inleyip, telaş ve korku ile doldu ki, bir ses işitti. "Ey Bayezid, bu günahını affettim. Ağlaman bereketiyle sana ayrıca yetmiş bin namaz sevabı verdim" buyuruldu... Birkaç ay sonra tekrar uyku bastırdı. Şeytan gelip, mübarek ayağından tutarak uyandırdı. "Kalk, namaz geçmek üzeredir" dedi. Şeyh Bayezid buyurdu ki:
-Ey melun şeytan, sen böyle işi nasıl yaparsın? Hâlbuki sen herkesin namazının geçmesini istersin.
İblis dedi ki:
-Sabah namazını kılamadığın gün ağlayarak yetmiş bin namaz sevabı kazanmıştın. Bugün onu düşünerek seni uyandırdım ki, yalnız bir vakit namaz sevabı bulasın. Yetmiş bin namaz sevabı alamayasın!

NASİPTİR GELİROnde as histórias ganham vida. Descobre agora