11.BÖLÜM○AKŞAM GÜNEŞİ

99 24 7
                                    

"Gelmezsin sanıyordum."

"Mantığım gitme desede ben kalbimi dinledim"

"O nediyordu?" Yüzünde oluşan belli belirsiz gülümsemeyle eğer istediği buysa bu sorusuyla beni köşeye sıkıştırmayı başarmıştı.

Buna cevap vermek istemiyordum ama gözlerimin içine öyle bir beklentiyle bakıyordu ki sanırım benim ağzımdan alelade duymak istiyordu ,onun yanına gelmek istediğimi . Kendimi bir an şeker hastaları gibi hissettim vücuduma yavaş yavaş sıcaklık basarken ağzımın içinin kuru olmasından dolayı tükürük bezelerim greve girmiş gibi çalışmamaya yemin etmişlerdi sanki. İki kelimeyi dilimin döndüğünce bir araya getirmeyi deneyerek bozulmayan eşarbımı düzeltmeye çalıştım.
"Kalbim mi?" Derin bir nefes al Sevde. Son bir cesaretle. "Gelmemi istedi."dedim.

Bu kelimeler dudaklarımdan nasıl dökülmüştü bilmiyorum ama haftalarca kalbimin hamalı olan yükü indirmenin verdiği rahatlıkla gözlerimi yumup bir kaç saniyeliğine kendimi bu dünyadan soyutlamak istedim. O bana asla yük değildi, benim minik kalbim bu aşk zımbırtısına öyle kendini kaptırmıştı ki onu gördüğü zaman göğüs kafesimi delip onun huzuruna kendini sunmak için çaba gösterirken onu görmediği zaman nefesimi kesip bütün organlarımı iflas ettirmek için çaba gösteriyor bir bahane de olsa onu görmek için can atıyordu. Benden bağımsız yaşamaya alışmış gibi görünse de dizginleme vaktim gelmiş ve geçiyordu . Bu ben değildim, Olamazdımda. Otuzuna kadar baba evinde kalmak için aileme bastıra bastıra söyleyip görücü lafını ettirmeyen, yemin dolu sözcükler kuran ben  şimdi ona sarılmak, sığınmak onu solumak için zor direniyordum. Gerçi şuan onu görmek ,aynı havayı solumak da yetiyordu bana .Onu hissetmesemde olurdu, içim dışım oyken ruhum bayram yerindeki çocuklar gibi şendi.

"Kalbinle haraket ettiğin için teşekkür ederim ozaman İstanbul"

Yerde gördüğüm ,saydığım kadarıyla 15'i geçkin sigara izmariti dikkatimi çekmişti. Bir yerdeki izmaritlere bir de onun yüzüne Şaşkınca bakıp "Bunları sen içmiş olamazsın dimi"dedim.

"Neden olamam?"

Omuzlarımı silkip. Yüzüne emin olmak için dikkatlice baktım.

" ciğerlerini düşünmeyecek kadar cani olamazsın diye düşünmüştüm ama yanılmışım sanırım." Yerdeki izmaritleri ayakkabımla bir köşeye biriktirip "Ayrıca yere atmamalıydın."

Yere çömelip avcunun içine teker teker toplamaya başlamıştı iste bunu ondan hiç beklemiyordum." Haklısın, yere attığımın bile farkına varmamışım"

Bu denli dalgın ve düşünceliydi demek.

" Nezamandır burdasın?"

"Çok olmadı, yeni sayılır."

Ya yalan söylüyordu yada bukadar kısa zamanda bukadar çok sigarayı içecek kadar dertliydi. Peki onu bu hale getiren şey neydi? Bankın bir ucuna oturup eline biriktirdiği izmaritleri çöpe atıp yanıma oturmasını bekledim.

Çömeldiği yerden kalktı, eline biriktirdiklerini bir kaç metre ilerdeki çöpe attı ve bankın diğer köşesine oturup eline yapışan küllerden kurtulmak için çırptı. Bunu bir başkası yapsa asla izlemezdim dikkatimi dahi çekmezdi ama onun yaptığı her hareketini izleyip aklımın bir köşesine kaydetmek istiyorum. Dikkatini çekmiş olucakki.

"Neden bana öyle bakıyorsun istanbul" dedi.

"Nasıl?"

" kimsenin bana bu denli derin baktığını görmedim ,yapma lütfen"

"Neyi?"

"Yanından kalkıp gidecek bir daha beni görmeyecekmişsin gibi bakma."

"Bazen öyle hissediyorum bu normal mi?"

NASİPTİR GELİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin