Tatlı Kekik Güzel Kekik

1.1K 106 69
                                    

"Aferin, aferin böyle ye."

Jimin'in daha ağzımdaki lokma bitmeden diğer lokmayı ağzıma tıkmaya çalışması dışında her şeyin normal olduğu bir gündü. Birlikte uyumamızın ardından iki hafta geçmişti. Artık daha yakındık. Ona gittikçe alışıyordum ve ne hissettiğimi tam olarak kendim bile bilmiyordum. Duygularımı serbest bırakmayı seçmiştim. Bir süredir Yoongi'nin dibimizde bitmesi dışında onun tarafından da sorun yoktu. Artık para kazanmaya başlamış, en azından kendi yemeğimi kendim ödeyecek duruma gelmiştim.

"Sarı, kusacağım." dedim zorla.

"Çok tatlı oldun, yanakların falan şişiyor. Kilo alıyorsun." Gözlerinin dolduğunu görünce ağzımdaki lokmayı yutup sordum.

"Ne oldu?"

"Özür dilerim, biraz duygulandım."

"Neden?"

"Elimde büyümüşsün gibi."

"Sence iyi miyim? İyi mi gidiyorum?"

"Harika gidiyorsun Kookie. Ne kadar ilerledin baksana."

Hafif bir tebessüm etmiştim.

Tek sorun hala beni tam olarak gülerken görmemiş olmasıydı.

"Teşekkür ederim."

"Annem her akşam seninle yemek yediğim için çok kıskanıyor. Kookie'yi getir burada yemek yiyin diyor bana."

"Annenin yemekleri güzel."

"Bize mi gidelim diyorsun?"

"Zaten yiyoruz şu an."

"Yarın bize gidelim o zaman."

Omzumu silktim ve "Olur." dedim.

"Benim bebeğim bize gittikçe alışıyor." dedi dudağını büzerek. Bana bebek muamelesi yapması komik geliyordu bazen. Ondan büyük olmam dışında sorun yoktu.

"Bebek değilim."

"Benim bebeğimsin, bunu inkar etmeye devam edersen bir canavara dönüşebilirim."

"Tamam, bana zarar verme."

Gülümsedi.

"Kalkalım mı? Seni bir yere götüreceğim."

"Biraz yorgunum Sarı. Bu akşam direkt eve gitsem olmaz mı?"

"Yorulmayacaksın ki. Yine oturacağız." Yüzü düşmüştü ama anlayışla devam etti. "Yine de sen bilirsin. Sorun yok."

Hesabı ödedikten sonra -kendi hesabımı kendim ödemek acayip iyi hissettiriyordu- dışarıya çıktık. Yüzüne baktım. Çok şirindi. Kabul etmem için gözümün içine bakıyordu resmen.

"İyi, gelirim." dedim. Gözleri parladı. Olduğu yerde zıpladı ve kollarını boynuma sardı.

"Yaşasın!"

"Hemen döner miyiz?"

"Seni hiç yormayacağım söz veriyorum. Gidip güzelce dinleneceğiz hatta."

"Peki."

Koluma girip keyifle yürümeye başladı.

"Kookie, biz çok iyi arkadaşız değil mi? Ben seninle her şeyimi paylaşabilirim."

Sanırım öyleydi. Her ne kadar bu şeyin ismini koyamasam da iyi arkadaştık. Sadece benim kafamın içinde oturmayan bir ton şey vardı ama pek de sorun etmiyordum. Jimin yanımda olduğu sürece bir önemi yok gibiydi düşüncelerimin.

"Öyleyiz."

"Tamam, seninle paylaşmak istediğim bir şey var."

Tanıdık yollarda yürürken "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Yol tanıdık geliyor."

Middle Of Nowhere | JikookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz