Cevdet &Serdar ( Sarı'yı Kışkırtma)

Start from the beginning
                                    

Çakmak çakmak yanan öfkeli mavilerini bile görmeyi dilediğimi fark ettim, en azından bir his beslediğini bilmek kalbimi rahatlatabilirdi. Ama hiçbiri yoktu, maskesini taktığını ve kendini böyle koruduğunu kendime telkin ettim. Bir kaç saniyelik donuk bakışı yüzünden ümidimi kaybetmemin doğru olmadığını düşünüp ona doğru bir adım attım. Yerinden kıpırdamadı, bakışlarını ellerine indirip yumruk yaptı. Bu yaptığıyla sâdece dövüşmek için karşımda olduğunu söylemek istiyordu.

Mavilerinin içine bakarak bir adım daha attım ama onun aksine ellerim iki yanımda öylesine duruyordu. İlk hareketi yapması için ona fırsat verdim, belki bu sayede hıncını almak isterdi. "Bu ne şimdi?" dedi alayla sırıtarak. Üzerine yürüyor olmamı garip bulmuştu.

"At işte yumruk, bekliyorum. " dedim ben de cevap olarak. Tek farkla ben sırıtmıyor aksine gayet ciddi duruyordum.

"Saçmalamayı kes, eğitimdeyiz! Doğru düzgün dur karşımda! " Evet, öfke istiyordum. Gözlerindeki değişimi fark etmek bana iyi gelmişti. Bu yoldan devam et Cevo dedim kendi kendime. Az da olsa bir kıvılcım yakaladın.

Biraz daha yaklaşıp, yüzüne santimler kala durdum. Hızlı alıp verdiği soluklar yüzümü yalayıp geçiyordu. Bu yakınlığı özlemiş olmam durumumun içler acısı olduğunu kanıtlıyordu. "Doğru düzgün duruyorum işte Sarı, patlat bir tane suratıma. Haydi! " Kışkırtıyordum onu ama sarı kafa soğuk kanlı pezevengin tekiydi. Öyle kolay kolay gaza gelmezdi prens hazretleri biliyordum.

Yumruk yaptığı ellerini serbest bırakıp, aniden bileklerimi kavradı. Ayağıma taktığı çelmeyle beni boylu boyunca saniyeler içinde yere düşürdü. Yumruk beklerken kendimi yerde bulunca, dövüşün hemen bitmemesi için hızla koltuk altından tutup üzerime çektim. Mavileri hala buz gibiydi. "Özledim" dedim boynundan gelen vanilya kokusunu soluyarak.Beni duymamış gibi yapıp üzerimden kalkmaya çalışırken karnıma geçirdiği dirsekle acıyla inledim.

" Hak ettim eyvallah! " dedim gülerek. Bakışları gülen dudaklarıma indi ve yüzünü buruşturdu. Bu hareketiyle içimdeki kırgınlık ve öfke çoğaldı. Bilerek yapıyordu, ben onu kışkırtacakken o beni delirtiyordu.

"Gardını al! Boş konuşma! "Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

Peki, istediğini ona verecektim. Dövüşmek mi istiyordu, en alasını görecekti. Dizilerimi hafifçe kırdım, ellerimi yumruk yapıp gardımı aldım. Gelecek tekmeye hazırdım. Ve öyle de oldu. Sarı sağ ayağını kaldırıp yüzüme hedef aldı. Ellerimle onu engelleyip kaldırdığı dizine vurdum. Tek ayağı üzerinde sendeleyip kendini hemen toparladı. Yeniden üzerime gelirken bu defa yumruğunu kullanacağına emindim. Sol kroşesi iyiydi biliyordum.

Yumruğu hızla bana doğru gelirken bileklerinden tutup kendime çektim. Arkasına götürüp sırtını göğsüme yasladım. Hızlı kalp atışlarını göğsümde hissediyordum. Sarı saçlarından gelen yoğun şampuan kokusu, boynundan yayılan vanilya kokusuyla zihnim dağılmıştı ama kollarımın tutuşunu gevşetmedim. Tam aksine kendime iyice çekip ,bedenini kollarımla yaptığım kafese aldım.

Kulağına eğilip fısıltıyla konuştum. "Beni yenemezsin Sarı! Ne bu minderde , ne de dışarıda. Her türlü bana yenileceksin! " Bilerek sesli bir solukla boynunu kokladım. Tüylerinin diken diken olduğunu ve irkildiğini ellerimin altındaki beyaz teninden fark ediyordum. Ani bir hamleyle kollarımın arasından çıktı. Yüzümde engelleyemediğim bir sırıtış vardı. Onunsa aynı donuk ifade. Ne yaparsam yapayım o maskeyi çatlatamıyordum.

"Devam! " dedi dümdüz bir sesle. Ellerini bu defa sen gel der gibi salladı. Hay hay dedim içimden. Prens bey nasıl isterse!

Duvardaki saate baktım, on beş dakikalık süre dolmak üzereydi. Ya yenecektim ya da yenilecek! Berabere bırakmazdım. Güçlü bir tekmeyle karnını hedef aldım, saniyesinde engelledi beni. Odağı ayaklarımdayken anlık bir atakla boynundan kavradım. Dirense de yere düştü, kalkmaya yeltendiği an üzerine çıktım. Ellerini kafasının yukarısında kilitleyip pes etmesini bekledim. En fazla bir kaç dakika daha çırpınıp pes edecekti. Ama o bir kaç dakika boyunca ona üstten bakma fırsatım vardı ve ben bunu sonuna kadar kullanacaktım.

Celladına Aşık Olmak (BxB) Where stories live. Discover now