Celladına Aşık Olmak (BxB)

Cevdet &Serdar (Kabin Fantezisi)

Ben geldimmm. İyi okumalar ❤

Sarı'nın emri üzere duvar kenarına geçmiş sağımı da boş bırakmıştım. Yavuz neden diye bile sormamıştı zira kızlardan birinin yanına atmıştı kendini. Ağzı kulaklarında muhabbetin dibine vuruyordu abaza herif. Bana bakıp göz kırparken, bir de nisbet yaptığını sanarak keyifleniyordu. Bilse asıl keyfi birazdan benim yapacağımı acaba ne derdi?!

Caner salağı da Yavuz'dan farksız değildi. Banu'ya neredeyse koltukları değiştirdiği için teşekkür edecektim, Caner ve Yavuz'u yanlarına yerleştirip, Sarı ile rahatça takılma fırsatını sunmuştu bana.

Elinde mısır ve içeceklerle bana doğru gelen Sarı'ya kaydı bakışlarım. Loş ışıkta daha mı seksi görünüyordu sanki ya da benim hormonlar artık halisünasyon görmeme mi neden oluyordu? Reklamlar perdede dönerken yanıp sönen renkli ışıklar ,beyaz tenine yansıyordu. Mavileri sanki tüm renkleri içinde saklıyor gibiydi, tıpkı kalbinde daha tanımadığım tüm Serdarları sakladığı gibi.

"Sana sprite aldım. " Mısırı yanındaki boş koltuğa koyarken, içeceğide elime tutuşturdu.
"Belki ben de senin gibi kola içecektim, ne biliyorsun? " dedim sırıtarak. Zaten Sarı kafa yürüyen merdivenlerden göründüğünden beri yüzümde engel olamadığım bir gülümseme vardı. Aptal aşık gibiydim anasını satayım, Sarı beni kendimden geçirmişti.

"Sprite seviyorsun çünkü biliyorum. Dikkatli biriyim Cevdet, bilirsin. " Koltuğa oturduğu an etrafımı saran vanilya kokusunu içime çektim. "Bana bu kadar dikkat ettiğini bilmek hoşuma gitti Sarı! Başka neler seviyorum mesela? " İmâlı sorumla sinema perdesinde olan bakışları hızla bana döndü. "Abartma! Bak mesela abartmayı sevdiğini biliyorum. Haa bir de kahramanlık yapmayı! " Çapkın bakışları yüzümde geziniyordu. "Sen bana sarı deyip duruyorsun ya, ben de sana çakma kahraman diyorum. Boş işlerle uğraşmayı seviyorsun çünkü. "

Kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdığımda bakışlarının ağır ağır gözlerimden dudaklarıma indiğini fark ettim. Mavileri çakmak çakmaktı yine. "Ulan Sarı! Bunu bana başkası dese var ya ağzını yüzünü dağıtırdım ama işte sen söyleyince sevimli buluyorum. Kafayı yemiş olabilir miyim acaba? "

Bakışları gözlerime yeniden çıktı ve bu defa az öncenin aksine kısılmış gözlerle bakıyordu bana. " Sevimli? " Anlamamış gibi kafasını sağa sola sallarken gülüşünü saklamaya çalışıyordu. "Ben ve sevimlilik! Haklısın kesinlikle kafayı yemişsin sen! "

Şu halinin bile sevimli göründüğünü bilse acaba böyle konuşur muydu? "Sevimlisin oğlum. Sarı kediler gibisin lan. Böyle koynuma yatırıp, sevesim var seni. " Dümdüz, soluksuz içimdekileri döküyordum prensin önüne. Kelimeler kalbime ağırlık yapıyor gibiydi, söyledikçe hafifliyordum.

Duydukları onu şok etmiş gibi baktı bana. Reklamlar bitip film başlarken bile bakışlarını hala benden çekmemişti. "Sarı kedi benzetmeni duymamış kabul ediyorum Cevdet! " Sonunda bir şeyler söylediğinde keyfim iyice yerine gelmişti.

"Haa yani koynuma yatırıp sevme kısmına okeysin?! " dedim sırıtarak.

Pes etmiş gibi bir soluk çekti içine. "Seninle uğraşılmaz oğlum, ne anlamak istiyorsan onu anlıyorsun. Umrumda değil, istediğini düşün! " Sarı prens en nihâyetinde pes etmişti işte.

"İstediğimi düşünmeme izin varsa memnun olurum Sarı. Aklımda güzel şeyler var seninle ilgili." Kulağına eğilerek söylediğim şeyle irkildiğini hissettim. Boynundan çıkan koku başımı döndürüyordu. Dayanamayıp boynundan öptüm. Arkadakiler umrumda değildi.

Panikle bana döndüğünde burun buruna geldik. Mavilerinin bana böyle yakından bakıyor olması kalbimi maraton koşturuyor gibi hızlandırmıştı. "Hızın 1500 Cevo, dikkat et de bana toslama! " Nefesi dudaklarımı yalayıp geçerken onun da heyecanlı olduğunu görüyordum. Benden tek farkı sakin numarası yapmasıydı. Bu işte gerçekten iyiydi ,hakkını yiyemezdim. Yıllardır hislerini saklama konusunda tam bir uzman haline gelmişti, benim aksime kapalı kutuydu.
"Hadi sus da filmi izleyelim. İnsanları da rahatsız etmeyelim. "