Cevdet &Serdar (Serdar'ın İlk Hatası)

3.6K 300 277
                                    

Merhaba ben geldim...Sizden bir ricam var. Aslında benim de düşündüğüm ve bir okurun tavsiyesi ile Cevdet &Serdar bölümlerine başlık koyacağım. Bölüm başlığı önerilerinizi isterseniz buradan ya da panomdan yazabilirsiniz. Öneri gelmezse ben yavaş yavaş kendi bulduğum başlıkları eklerim. İyi okumalar



Bu odada belki de yüzlerce kez ve bir çok farklı sebepten bulunmuştum ama ilk defa birini yumrukladığım için buradaydım. Müdürün şaşkın bakışları işte bu yüzden dakikalardır yüzümde geziniyordu. Korgeneral Tuğrul Ertekin'in oğlu olarak ilk defa disiplin cezası almayı hak edecek bir hata yapmıştım.

Önüme gerginlikle bağladığım ellerim, eğik başımla hiç olmak istemediğim bir durumun içindeydim. Hata yapmaktan nefret ederdim çünkü bedel ödemeyi sevmezdim. Her hata insanı bir özüre ya da boyun eğmeye götürürdü ve ben karşımdaki kim olursa olsun boyun eğmekten hiç hoşlanmazdım. Belki karakterim, belki de babamın disiplini altında yetişmemden kaynaklı mesafeli ve soğuk olmayı severdim. Bu özelliğim benim en az hatayla yaşamamı sağlıyordu. Ne kadar az insanla muhattap olursam o kadar kendimi yanlıştan korurdum ve ne kadar az hata yaparsam o kadar mükemmele yakın olurdum.

"Serdar oğlum şaşırttın beni. Dosyan tertemiz, okul geçmişin pırıl pırıl. Şimdiye dek tek bir vukuatın olmamış. Ne oldu aniden, anlat bakalım. " Müdürün tok sesi düşüncelerimi böldüğünde, sorusuna vereceğim bir yanıt olmadığı gerçeğiyle boğuşuyordum. Hiç olmayacak, benden beklenmeyecek bir şeyi yapmıştım. Babamın mesleki onuru, pozisyonu gibi sebepler dışında en çok da zaaf göstermiş olmak canımı sıkıyordu. Cevdet hayatımın orta yerine destursuz girdiğinden beri kendimi tanıyamıyordum ki!

"Hocam, inanın nasıl oldu bende bilmiyorum. Bir anda öfkeme yenildim ve b-"

Kapı vurulma sesiyle cümlem bölünürken, bakışlarım refleksle sağıma döndü. Müdürün gel sesinden sonra Cevdet nefes nefese ve panik haliyle içeri girdi. "Cevdet oğlum dışarıda bekle, Serdar'la işim bittikten sonra seninle konuşacağım. "

Sarıya çalmış elalarını büyüterek bana bakıyordu, müdür odasında olmamız bile onun abuk subuk davranmasına engel olamıyordu. Sorumsuz, kafasına eseni o an yapan düşüncesiz biriydi Cevdet. Yanımda duran, telaşlı haliyle beni deli eden çocuğun nasıl biri olduğunu sorsalar, tam anlamıyla benim zıttım derdim.

"Hocam ondan önce ben bi' anlatsam. Sonuçta yumruk yiyen benim ve ben de şikayetçi değilim. Yani Sar- Serdar'ın burada olmasına gerek var mı? "

Kızarmış elmacık kemiğiyle karşımda yine kahramancılık oynayan bu herife ne demeliydim? Her defasında beni bir çıkmaza sokuyor, kendimden uzaklaştırıyordu. İçimde ona dair sadece kaos vardı. O gece beni öptüğünden beri durgun, sakin bir denizken şimdi geldiğim noktada ruhumda fırtınalar kopuyordu. Sakinliğe, soğukluğa alışmış her hücrem bu değişime isyan ederken ve içimde sürekli bir hesaplaşma dönerken ,ben yine de dışarıdan dingin, soğuk halimi korumaya çalışıyordum. Çalışıyordum diyorum çünkü çakma kahramanımız her defasında bu çabalarımı darmadağın edecek bir şeyle çıkıyordu karşıma.

"Cevdet dışarıda bekle oğlum. Önce Serdar'dan dinlemek istiyorum. "

"Hocam lütfen ben anlatayım. Bakın vallahi şikayetçi değilim. Onun bir suçu yok. " Çırpınıp durmasını sakinlikle izledim. Kendini suçlu hissettiğine emindim ,çünkü Cevdet benim aksime fazla merhametli ve vicdanlı biriydi. Ben gereksiz ve yersiz merhamet ve vicdandan hoşlanmazdım. Herkes zayıflığının ve hatasının bedelini ödemeliydi, tıpkı şu an benim ödemem gerektiği gibi. Zayıflık göstermiş ve hata yapmıştım, merhamet gösterilmeyi hak etmiş miydim?

Celladına Aşık Olmak (BxB) Where stories live. Discover now