Melek gibi gözüken şeytan

90 7 3
                                    

Hyunjin Felixin kolundan tutup koşmaya başladı. Felix kendini zorla toparladı ve o da koşmaya başladı. Hyunjin önce Felix is çok geride olmayacak şekilde Hyunjinin yanında koşuyordu. İkiside nefes nefese kalmıştı. Polis ise arkalarındaydı. Daha o da pes etmemişti. Polis elindeki diğerlerine muhtemelen haber vermişti. Hyunjin tam kenarda duran pizzacı motosikletini gördü. Hemen onun üstüne otudu ve " Felix atla çabuk" dedi. Felixte hiç düşünmeden çabucak atladı. Bunu gören pizzacı onların arkasınca koşmaya başlayınca Hyunjin " A özür dilerim!!!" diye bağırdı. Felix bunu görünce kahkaha attı. Bu kadar adrenalinden keyif alıyordu demekki. Hyunjin Felixin morelinin yerinde olduğunu görüp motosikleti tam gaz bastı ve o da gülmeye başladı. Felix arkada bağırıyor Hyunjin ise bu durumdan keyif alıyordu. Felix elini Hyunjinin beline doladı ve arkadan ona sarıldı. Hyunjinin kalbi sanki her saniye yerinden çıkıp patlaya bilirmiş gibi atıyordu. Felixin nefesini boynunda hiss ediyordu. O tam bir melek kılığına bürünmüş bir şeytandı. Hyunjin aslında Felixi sevdiği kadarda ondan korkuyordu. Çünki onun ne zaman ne yapacağı asla belli değildi. Felix hafifce gülümsedi kollarını Hyunjinin belinden ayırmadan. Hyunjin bu sırada motosikleti tam gaz basıp ara sokaklara girerek polislere yolu kaybettirmeğe çalışıyordu. Tam bu sırada tren yolunun üstünden geçtiker. Şansa tam onlar geçtikten sonra tren geldi. Bü yüzden polis geride kaldı. Hyunjin ve Felix kahkaha atarak tamgaz oradan yzaklaştılar. İzlerini kaybettirmeyi başarmış gibilerdi. Tam kimsenin onları takip etmediğinden emin olduktan sonra arka bir sokakta motosikleti durdurdular. Felix evden çıkarken ayakkabılarını giyememişti. Bir ayağında ayakkabı vardı ama diğerinde yoktu. Yinede sorun etmeden motosikletten indi. Hyunjin Felixe baktı ve " Birşeyler yemek istermisin?" diyerek yandaki minik restoranı gösterdi. Minik bir restorandı . Lüks yemeklerin olduğu bir yere benzemiyordu. Daha çok köy tarzı yemeklerin olduğu bir yerdi. Felix başını evet anlamında salladı ve Hyunjinin bileğinden tutarak onu çekiştirdi. Hyunjin ise yüzümdeki tebessümle onu takip etti. İçeri girdiler. " İyi günler" dedi ikiside aynı anda. Sonra boş bir yer bulup oturdular. Yandan bir menü aldılar. Felix menüye bakarken Hyunjinin gözü yandaki gazeteye takıldı. Gazeteni eline aldı. Okumaya başladı.

ŞOK HABER!

SINIF ARKADAŞINI KISKANAN GAY KATİL ONUN KOCASINI ÖLDÜRDÜ!

Gece saat 22:30 aralığında bir adam evinde ölü bulundu. Kendisi evliydi. Son kez eve bir adamla girdiği kameralara yansımış. Yapılan araştırmalara göre adam sex sırasımda öldürülmüş. Eve muhtemelen gay birisiyle gelmişti. Adamın kocası evde değil. Söylenenlere göre kaçırılmış ola bileceği düşünülüyor. Şimdilik araştırmalar devam ediyor. Şüpheli kameralara yasıdığı kadarıyla uzun boylu kırmızı saçlı birisiydi. Şimdilik şüpheli bulunamadı!

Hyunjin bunu görünce gözleri doldu. Felix ise 5 yaşındaki çocuk gibi açık gözlerle yemek seçiyırdu. Tam bu sırada yanlarına bir kadın geldi. " Buyurun ne alırsınız?" dedi tatlı bir ifadeyle. Felix kadının yüzüne gülümsedi ve "Ben Gimbap alayım" dedi. Sonra yüzünü Hyunjini tuttu ve " Peki siz?" dedi. Hyunjin elindeki gazeteyle güzünü saklayarak soğuk bir şekilde " Aynısından" dedi. Kız " Tamam" dedi ve oradan uzaklaştı. Felix bir terslik olduğunu anldı ve " Hyunjin sorunun ne?" dedi. Hyunjin elindeki gazeteyide alıp " Ben tuvalete gidiyorum" dedi. Felix başını olumlu anlamda salladı. Hyunjin tuvalete gitti. Tuvaletlerden birinin üstüne oturdu ve yazıyı tekrar tekrar okudu. İçi acıyırdu her defa okudukça. Artık o bir katildi ve hayatına bir katil olarak devam edicekti. Kendi kendine " sınıf arkadaşının kocasını kıskanan gay kayil ha?" dedi. Sonra gözleri doldu. Gözlerini kollarıyla kurudadı. Ama ne fayda. Gözlerimdeki sular durmak bilmiyordu.

***

Hyunjin tuvalete gitmişti. Bu sırada yemeklerde gelmişti. Felix nazikçe teşkkür etmiş ve yemeğe başlamiştı. Deli gibi açtı ve bu yemekler onu fena halde iyi hissettiriyordu. Tam bu sırada bir adam geldi ve " Buralı değilsin değilmi?" dedi.Felix ağzı full dolu olduğu için zorla ağzındaki yemeyi yutmaya çalıştı. Bir taraftanda konuşmaya çalıştı " Ah Eve- öhö öhö" yemeğin boğazına kaçtığını gören adam yemen yandan bir bardak su alıp Felixe uzattı. Felix suyu alıp içmeye başladı. Kendine gelince " Ah teşekkür ederim" dedi. Adam nazikçe gülümsedi. Sonra " Baya garip birisin" dedi adam. Felix başını yana eğerek " Nedenki?" dedi. Adam " Çok dikkat çekiyorsun" dedi. Felix yine anlamamıştı. " Ah ayakkabın" dedi. Felix adamın neden bahs ettiğini anlayınca gülümsedi ve " Aaa evet onu düşürdüm" dedi gülümseyerek. "A sen Sindirellamısın? Dönüp alsaydın ya" dedi adam gülerek.Felix adama gülerek karşılık verdi ve " Aaa uzun bir hikaye" dedi. Tam bu sırada Hyunjin geldi. Elindeki gazeteyi çöpe atmıştı bile.Masanın yanına geldi. Felixin yüzüne baktı ve " Bu kim?" bakışı attı. Felix Hyunjinin ne dediğini anladı ve " Ahh az önce boğuluyordum bana yardım etti" dedi. Hyunjin adama bakıp baştan aşağı bir süzdü. Köylü birisine benziyordu sadece. 39-40 yaşı var gibiydi. Ortalama birisiydi mükemmel yakışıklı sayılmazdı. Hyunjin tepki vermedin masaya oturdu. Yemekten biraz alıp ağzına attı. Adam tam bu sırada " Siz ne oluyorsunuz?" dedi. Felix ve Hyunjinin bir anlık gözleri birleşti. Arkadaş değillerdi, ama sevgilide değillerdi, bir birilerini tanıyor ama ne olduklarını bilmiyorlardı. Felix " Eski sınıf arkadaşım" dedi. Adam başını salladı. Sonra " İkiniz bir yerdeyken daha çok dikkat çekiyorsunuz, eğer isterseniz sizi gideceğiniz yere kadar götürürüm" dedi. Hyunjin dönüp adama baktı. Asam Hyunjinin yüzüne gülümsedi. Hyunjin " Köy tarafamı?" diye sordu. Adam " Ahh ben oralarda yaşıyorum yolumun üstü hem sıkılmamış olurum" dedi. Hyunjin başını sallayarak kabul etti ve hesabı istedi. Yemeğin parasını ödeyip kalktılar. Adam arabanın anahtarıyla kapıyı açtı. Hyunjin arkaya, Felix öne ,adamsa direksiyona oturdu. Arabayı çalıştırmaya başladı. "Nereye gidiyorsunuz bakalım!" dedi adam. Felix önde güler yüzle oturmuş Hyunjin ise arkada huysuz bir yüzle oturmuştu. " Başımızı koyacak her hangi bir yer" diye cevap verid Hyunjin. Felix dönüp " sen ne diyorsun?" Bakışı attı Hyunjine. Çok dikkat çekiyorlardı gerçektende. Adam " Ahhh tamam" diye cevap verdi sonra " Kaç yaş?" dedi kısaca. Hyunjin " İkimizde 29" dedi. Adam sohbet açamayacağını anlayınca bir daha soru sordu . " Hayat çok acımasız değilmi? Pişman olsan bile seni affetmiyor" dedi. Hyunjin yine boş bir tepkiyle " Evet" dedi. Hyunjin o kadar herşeyi siktir etmiştiki. Başına en fazla daha ne gele bilirdiki? Adam yeniden devam etti " Ben karıma aldattım, bide bunun yanında ona ve çocuğuma şiddet uyguladım" dedi. Felix üzgün bir şekilde dönüp adama baktı. "Hayat beni affetmez değilmi?" dedi adam. Hyunjin hiç ritmini bozmadan " Bense sevdiğim erkek için onun kocasını öldüren gay salak bir katilim . Hemde şu an onu kaçırıyorum" dedi. Felixin gözü fal taşı gibi açılmıştı. Adam bunun şaka olduğunu sanarak kahkaha attı " Vay beee" dedi. Felixte çaktırmamak için kahkaha kopardı. Hyunjin ikisidene tepkisiz kaldı ve arka taraftan yolu izlemeye devam etti

My poison STARWhere stories live. Discover now