4

327 44 8
                                    

(Kısa bölüm)

Bir sonraki hafta eşyalarımı toplayıp sabahın dokuz buçuğunda askeriyenin kapısına dikildiğimde orada yoktu. Kapıdaki nöbetçi burada olmadığını ve tam olarak ne zaman geleceğini bilmediğini söylediğinde kendi içimde resmen çıldırdım. Hem beni ayağına çağırıyor hem de geleceğim gün ortadan mı kayboluyordu yani?

Telefonumu çıkartıp mesaj attım

Askeriyeye geldim fakat sanırım sen burada değilsin.

Biraz gecikmeli de olsa cevap geldi.

Deli Komutan:

Özür dilerim.

Ne yazacağımı bilemeyerek ekrana baktım uzun uzun. Bir daha olmasın mı yazacaktım cevaben yaramazlık yapan çocuğu eğitir gibi. Bu sonradan özür dilenecek bir durum değildi ki. Eğer biriyle bir randevun varsa ve o gün o saatte müsait olmayacaksan önceden haber vererek randevuyu iptal etmen gerekirdi. Anlamıyordum, bu bilgiyi herkes bilmiyor muydu? Neden ben bu tür konularda hassas davranırken başkaları benim kadar önemsemiyordu ki?

Ben askeriyenin önündeki kaldırımda durmuş kafamın içinde onunla kavga ederken o da hiç beklemediğim bir şekilde yeniden mesaj attı. Bu sefer bir fotoğraf da göndermişti.

Deli komutan:

Ufak bir molada yakaladın beni, özür dilemeye şansım olduğu için mutluyum.

 Yoksa bir sonraki seansta beni atomlarıma ayıracaktın büyük ihtimalle :)

 Yoksa bir sonraki seansta beni atomlarıma ayıracaktın büyük ihtimalle :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ekrana şaşkınlıkla baktım. Böyle bir şey görmeyi beklemiyordum. Görevde olmalıydı. Acil bir meseleyse haber vermeye vakti kalmamıştı büyük ihtimalle. Salak kafam! Anlayıp dinlemeden sinirlenmek ne zamandan beri huyum olmuştu benim? İlk mesajımda sert çıkışıp hesap sormadığım için sevindim bu yüzden.

Ekrandaki silah resmine içim ürpererek bakarken üstten bir mesaj daha geldi.

Deli Komutan:

Haber veremediğim için kusura bakma.

Bugüne kadar dönmüş oluruz diye tahmin ediyordum fakat işler tahmin ettiğim gibi gitmedi.

Yazdığı her mesaj vicdanımı rahatsız ediyordu. Ona karşı çok önyargılı olup her hareketine sinirlendiğim için kendime kızdım. Profesyonelliğimden zerre kalmamıştı son zamanlarda bende. Kendi hayatımda üstesinden gelmek zorunda olduğum şeyler varken mesleğe zorlu hastalarla devam etmeye çalışmak iyi bir fikir değildi sanırım. Ama geri dönüş yoktu artık. Onu hastam olarak kabul etmiştim bir kere.

Parmaklarımı ekran üstünde gezdirerek bir cevap yazdım.

Sorun değil.

Sana yeni bir randevu ayarlamaya çalışacağım, sadece döndüğünde haber vermen yeterli.

Kendine dikkat et.

Mesajları anında görüp yazmaya başladı.

Deli Komutan:

Pekala, denerim.

:)

GHOST/ BangchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin