Komşu Düşmanlığı.

35.

Camdan vuran ışığın gözlerime yansımasıyla, gözlerimi zor da olsa açtım.

Dünün yorgunluğu üstümden kalkmamıştı. Birden telefonumun çalmasıyla, yerimden kalkmak istedim ancak kalkamadım. Yorgunlukla tekrar gözlerimi kapattım.

Telefonumun tekrar çalmasıyla yorgunluğun verdiği sinirle gözlerimi hızlıca açtım.

Pelin de kalkmıştı, "aç şu telefonu!"  diye bağırdı. Elimi Komodinin üstüne uzattım. Telefonumu elime alıp, gözlerimi açamadan telefonumu açtım.

Uykunun verdiği o sinirle, "ne var ya? iki kere üst üste araman için dünya tersine dönmüş olmalı!"  diye bağırdım.

Alp, "sevgilim dünya tersine dönmedi. Ancak seni özlediğim için dünyayı tersine döndürmüş olabilirim"  diyip, güldü. Tatlı, naif sesi kulaklarımı doldurunca gülümseyip "sevgilim ya"  dedim. Ardından yatakta yan yattım.

Romantik ve tatlı dakikalar yaşarken, İremin birden odama dalmasıyla yerimde sıçrayıp yere düştüm.

Popomun acımasıyla, "cenabet kadın!"  diye bağırdım. Pelin ve İrem kahkahalarla gülüyorlardı. Telefonumu kulağıma dayayıp, "Sevgilim beni burda öldürmeye çalışıyorlar!"  diye cırladım.

Alp, "sevgilimi rahat bırakın!"  diye bağırdı. Popomun acısını unutup, "ya beni nasıl da çok savunuyorsun?"  dedim. Alp güldü ve, "bugün bize gelsene"  dedi. İç çekip, "sen gel, hep ben geliyorum"  dedim.

Alp gülerek, "kapıyı yüzüme kapatacaksın değil mi?"  diye sordu. Bir yandan kahkahalarla gülüyordu. Aklıma dün gelince, iç çektim.

Dün, Nidanın kocası olacak herif Samiyi görünce düğünde çıldırıp terör estirmişti.

Hepimiz sağ sağlim bir şekilde kurtulmuştuk, ancak Nida bizimle gelmemişti.

Kocasının yanında kalmayı tercih etmişti. Buda, Samiyi kahretmişti.

Bugün ise, birlikte pikniğe gitmeye karar vermiştik. Tamamen Beyzanın fikriydi.

Beyza birden odaya daldı ve, "böyle odaya dalmak da keyifli oluyormuş"  dedi. Kahkahalarla güldüğüm sırada Beyzanın arkasından dümdüz saçlı Sude çıkınca, ağzım parkeye düşecek gibi oldu.

Sude gülümsedi ve, "nasıl olmuşum?"  dedi. Şaşkınlıkla yüzüne bakıyorduk, İrem ağzı açık bir şekilde, "çok iyi"  dedi.

Bende Sudenin düz saçlarını beğenmiştim, ancak kıvırcık saç Sude için varolmuş gibiydi.

Beyza burun kıvırdı ve, "insanlar kıvırcık olsun diye perma yaptırıyor. Sense düzleştiriyorsun"  dedi. Sude yatağımın kenarına oturdu ve, "biliyorum, sadece değişiklik olsun diye"  diyip gülümsedi.

Pelo gülerek, "Ulaş görmesin"  dedi. Kahkahalarla güldüğüm sırada, karnımın guruldamasıyla ayağa kalkıp, "hadi kahvaltı yapalım"  dedim. Ardından sırayla mutfağa doğru yürümeye başladık.

Kapı çalınca, İrem bakışlarını bana çevirip, "kargo gelecekti Efsun"  dedi. Ayağa kalkıp kapıyı açtım.

Ancak karşımda Kargocu yerine, kargo poşeti elinde olan Ege duruyordu.

Gülerek, "bizim kargonun sende ne işi var?"  dedim. Ege esnedi ve, "size geleceğine bize gelmiş"  dedi. Ardından kargoyu bana uzattı.