{ Aitlik }

480 33 55
                                    

"İş bulmam gerek Jimin..."

"Bulursun bebeğim acele etme bakalım. Sonuçta acele işe şeytan karışır demişler. Sen başvurularını yap bebeğim. Yanıt beklerken, yeni ilanlara bakarsın."

"Öyle yapıyorum zaten Jimin... sadece cidden sıkışık durumdayım ve artık iş bulmazsam kendimi kemirecek hâle gelebilirim."

"Jungkook her zaman-"

"Hayır Jimin. Çıkar onu aklından. Senden asla yardım istemem."

"Ben teklif ediyorum. Her zaman yanındayım."

"En iyi arkadaşsın Jim- JİMİN! galiba bu sefer oldu!"

"Hadi bakalım! Bana dönmeyi unutma!"

"Tamamdır. İyi geceler!"

Hat kesildiğinde yerime uzanmış ve gelen maili titreyen parmaklarımla açmıştım. Eğer bu işe de kabul edilmezsem, cidden sonum vahimdi.

Gerçi kim başvurduğu 197 hizmetli ilanlarından olumsuz yanıt alırdı ki?

Ben.

Ben alırdım.

Bu 198. İdi. Ve son şansımdı. Tüm her şey, bu başvurduğum ilana bağlıydı. İki yer süpürüp, tuvalet temizleyecektim. Ah bir de ayakçılık yapacaktım ve bence sunulan miktar epeyce bonkörceydi.

"Yarın", "13.00", "başlayabilirsiniz" kelimeleri beynimden vurulmuşa dönmeme neden olduğunda telefonumu sakince yatağıma bırakıp mutluluktan çöküp ağladım.

Ciddiyim, odamın zeminine çöküp ağladım.

Kahkahalarım ardındaki göz yaşlarım durduğunda dişlerimi fırçalayıp, bir an evvel yarın olması için gözlerimi kapattım.

\/\/\/\

"Yarın güzelim... yarın, 13.00'da görüşmek üzere."

Kapattığı bilgisayarın üzerindeki tozları eliyle sildiğinde elini, masasında duran ıslak medille temizleyip çöpe attıktan sonra yatağına yattı. Gözlerini kapattığında, düşündüğü tek şey, hayalinin 25 yıl sonra sonunda gerçekleştiğiydi.

\/\/\/\

"Sanırım burası?"

Baktığım beyaz, büyük, iki katlı villadan gözlerimi sonunda çektiğimde minik bahçe kapısından içeriye girdim.

İçimde anlamsız bir heyecan vardı. Sanki aylardır aradığım işi sonunda bulmuştum. Sanki bu iş, bana işten daha fazlasını sağlayacaktı.. bilmiyorum belki de aptal 6. Hissim yine rahat durmuyordu.

Kapıyı çaldığımda, hizmetli kıyafeti giymiş bir adam bana gülümsediğinde içeriye girmem için kenara çekildi.

Neden bir erkek, eteği olan hizmetli kıyafeti giyiyordu..?

"Sen Jungkook olmalısın. Efendi Kim, sizi yukarıda bekliyor efendim."

"T-teşekkür ederim"

"Ah. Zaten kapı farkından hangi odanın kendisine ait olduğunu göreceksiniz."

"P-peki efendim"

Bu evin içi, dışına göre farklı bir atmosfere sahipti. Evin dışı her ne kadar normal ve lüks bir hava taşısa da, içi lüks ve açık, sade olmasına rağmen kapıdan girdiğin anda yüzüne kasvet ve acı barındıran bir hava, resmen çarpıyordu.

Merdivenlerden çıktığımda solumdaki siyah, deri kaplamaya sahip kapı bana göz kırptığında bir süre kapıyla bakıştım.

Ben bu kapıyı nasıl çalacaktım?

DEVIL'S PEACHES |+18|Where stories live. Discover now