Bölüm 16: Sırtımızdaki Bıçaklar

55.4K 3.5K 9.9K
                                    


▬▬ι═══════>

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

▬▬ι═══════>

꧁༒༻☬ད Bölüm 16: Sırtımızdaki Bıçaklar ཌ☬༺༒꧂

♪♫ - redchinawave - oтменяй

Evimizdeki minik odalarda hiçbir zaman çok fazla eşya olmamıştı. Mutfaktaki tabak ve çatal sayısı bile üç kişi oluşumuza göre ayarlanmıştı. Annemin pek arkadaşı yoktu. Eve gelen insanlar ise ondan bir şey isteyecek olan komşular ya da bizi çağırmaya gelen oyun arkadaşlarımızdan ibaretti.

Annem, bizimkinden ayrı olan odasına girmemizi istemezdi. Abimle ben, tahta ve küf kokulu odası için her gün düzenli olarak çiçekler toplar, annemizin uyuduğu yerin güzel koktuğundan emin olmak isterdik. Bir de belki odasına oynamamıza izin verir diye umardık. Ancak annem, odasında oynamamıza hiçbir zaman izin vermezdi.

Bir gün, annem çorba hazırlarken, ağabeyim ise birkaç parça giyecek bulabilmek için evden çıkmışken cesaretimi topladım. Odaya girip ortalığı karıştırmak, babama ait ne var ne yoksa görmek istiyordum.

Odada renkli neredeyse hiçbir şey yoktu. Takılar, süslü kıyafetler, ışıltılı elbiseler görmeyi umarken yalnızca yıpranmış paçavralar karşıladı beni. Oysaki annemin her zaman gizlediği güzel elbiseleri olduğuna emindim. Benim dışımda içinde kıpırtı olmayan bu odadaki siyah renkli, kirli halının üzerinde parmak uçlarımda ilerlerken annemin adımlarımı duyması korkusuyla ellerim titriyordu.

Hala mutfakta olup olmadığından emin olmak için kulak kabarttığımda işitebildiğim seslerden pişirme işine devam ettiğini fark ettim ve küçük keşfime devam ettim.

O sırada, yatağın hemen yanındaki sehpanın üzerinde duran bir kutu çarptı gözüme. Dışı çürümeye yüz tutmuş tahta parçalarından oluşuyordu. Kilidi paslanmıştı. Düşürecek olsam onlarca parçaya ayrılması işten bile değildi.

Ama içerisinde babama ait birkaç parça eşyanın olması ihtimali aklıma düşünce kendime karşı koyamamıştım. Yatağın üzerinde emekleyerek sehpaya, ardından da mücevher kutusuna ulaştım.

Ağır kutu, duvarla kendisi arasındaki örümcek ağıyla küçük bir örümcek ailesine ev sahipliği yapıyordu. ''Çok üzgünüm anne örümcek.'' diyerek örümcek ağının kutuya yapışık olan kısmını söküp fazla sarsmadan duvara yapıştırdım. Anne örümcek ortalıkta gözükmüyordu ancak geri döndüğünde bana çok kızacağı kesindi.

Annemin babamla ilgili hiçbir şey anlatmaması, ona karşı duyduğum merakı körüklemiş, benim için onunla ilgili araştırma yapmayı her zaman daha cazip kılmıştı. Öte yandan ağabeyim, bu konuda hiçbir zaman tek bir soru bile sormazdı. Annemi zorladığımda ise onu rahat bırakmam için bana kızardı. ''Annemi üzüyorsun Irithel.'' derdi ve o bunu der demez annemizi üzüyor olduğum düşüncesinin bana hissettirdiği suçluluk yüzünden hemen susardım. Bilmesem de olur, diye düşünürdüm. Annem mutlu olsun yeter ki.

Varislerin Oyunu (Wisteria 1)Место, где живут истории. Откройте их для себя