18

136 12 0
                                    

Tamamen yok olduğunda ise kollarından destek alarak hafif doğruldu. Dirsekleri taş zemine dayalıydı ve gözleri hafif kısıktı. Vücudunun üst kısmının tüm ağırlığını dirseklerine verdiği için dirsekleri taş zemini zorluyor ve kemikleri zonkluyordu.

Kısık gözlerini biraz daha açtı. Karşısında dik duran ve meydan okur gibi ona bakan bir çocuk vardı. Üzerinde kravatı olmamasına rağmen onu daha önce görmüştü. Ama binasını hatırlamıyordu.

Çocuğun yüz ifadesini anlamlandırmaya çalışarak yerinde biraz daha doğruldu. Kendisi hala yerde yatarken dirsekleri geçen saniyelere isyan ediyordu.

Çocuğun üzerine sumo güreşindeymiş gibi atlamasını hata olarak kabul etti. Kendisinin yardım etmeye kişi de sonuçta yanlışlıkla yere düşmüştü. Sonunda biraz yan döndü ve sol elini ileri doğru uzattı. Çocuğun tutmasını ve kendisini kaldırmasını bekliyordu. Ya da öyle yapmasını umuyordu.

Çocuk iğrenmiş gibi yüzünü kırıştırdı. Draco hala olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Elini biraz daha kaldırdı. Çocuk önce eline sonra Draco'ya baktı. Düşüncelerini okumaya çalışıyormuş gibi gözlerinin arkasına bakıyordu. Draco tekrar ilk adımı atmaya karar verdi.

"Şey... Yardım edebilir misin?"

Çocuk bu sefer arkasında duran arkadaşına baktı. Yanındaki duvarın kenarına geçmiş ve büzüşmüştü.

Tekrar Draco'ya döndüğünde hala elini uzatıyor olduğunu gördü. Galiba herkesin bir sınırı vardı.

Önce Draco'ya karşı bir adım attı. Ve öne eğildi. Draco sonunda diye düşündü. İnsan muamelesi görecekti.

Karşısındaki çocuk elini uzatacağı yerde ayağını kaldırdı. Ve Draco'nun uzattığı eline kendince sert bir tekme attı. Draco çok etkilenmemişti (fiziksel olarak). Ama karşısındakinin de kendini güçsüz hissetmesini istemiyordu.      :(

Bu yüzden sanki elini sızlıyormuş gibi hafifçe çekti ve diğer eli ile sıktı. Bunu yapması yer ile olan desteğini kestiği için oturduğu yerde tamamen doğruldu.

Eline tekme atan şahıs canını yaktığını düşünmüş gibi sırıttı.

"İŞTE BU SANA SENİN GİBİ İĞRENÇ KİŞİLERE BAŞKALARINA ZARAR VERMEMELERİ GEREKTİĞİNİ GÖSTERİR"

Draco kendini gülmemek için zor tutuyordu. İnsanların hiçbir bilgisi olmadığı konular hakkında bu denli kesin ve net konuşması ona komik geliyordu.

Yerdeki arkadaşını kaldıran şahıs Draco'ya son bir kez sinirle baktı ve arkadaşının elini tutarak onu uzaklaştırdı.

Onlar koridoru döner dönmez Draco kahkaha atmaya başladı. Ani bir gülme isteği hissettiği için kalkamıyordu. Yavaşça emekleyerek bahçe duvarının yanına gitti ve dönerek sırtını duvara yasladı. Gerçekten o çocuk canını yaktığını ve arkadaşını Draco'dan koruduğunu mu düşünmüştü?

Tek acıyan yer dirsekleriydi. Böyle bir şeye üzülmesi gerekiyor muydu bilmiyordu. Çocuk onu aşağılamış ve kendi isteği ile canını yakmaya çalışmıştı. Ama Draco kalbinde bir şey hissetmiyordu.

Bir anda gülmeyi bıraktı ve yüz ifadesini ciddileştirdi. Ve bahçe duvarının arkasında onu izleyen kişi onun belli belirsiz mırıldandığını duydu.

"Seni aptal, çocuğun binasını öğrenmeliydin!"

Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu. Sadece Draco'yu yerde yatarken ve önünde birini ona bağırırken görmüştü. Normal bir insan baksa Draco'nun yüz ifadesinden karşıdaki ile dalga geçtiğini düşünürdü. Ama bağıran şahıs heyecandan Draco'ya dikkatli bakamamıştı bile.

Draco aya kalktığında üstünü silkeledi ve yere düştüğü zaman cebinden düşen telefonunu aldı. Ekranda çizik yoktu. O da saate bakıp telefonu cebine koydu ve bahçeye yürümeye devam etti. Yürürken kendisini izleyene çok tanıdık gelen bir şarkıyı mırıldanıyordu.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Where stories live. Discover now