7

509 34 10
                                    

Şatonun bahçesine kol kola koşarak girdiklerinde etrafa bakmadan bahçedeki büyük çeşmenin yanına ilerlediler.

Çeşmeyi ben ekledim

Çok büyük başarı aferin

Kes

Çeşme kat kattı ve çok güzeldi. Beyaz-gri mermerden yapılmıştı. Dördüncü yani en küçük katın üstünde kanatlarını açmış ve uçuşa hazırlanıyormuş gibi duran yumruk boyutunda bir anka heykeli vardı yine mermerden.

Dikkatli bakılmazsa fark edilmeyecek olduğu halde tüm detayları tek tek işlenmişti ve çok güzeldi.

Havuzun etrafında grup olarak oturan öğrenciler vardı. Herkes sadece kendi sohbetine odaklanmış ve çevreye karşı aralarına duvar örmüş gibi sohbet ediyorlardı.

Hermione bir an havuzun yaklaşık on metre gerisinde durunca Harry de durmak zorunda kaldı.

"Şöyle aniden durmasan olmaz mı?"

Hala kol kola olduğu arkadaşı cevap vermeyince ona döndü. Arkalarına doğru sırıtarak bakıyordu.
Kendisi de arkalarına baktığında Luna'nın Neville'in sırtında, Ginny'nin de Ron'un sırtında onlara doğru koşarak geldiklerini gördü.

"Neden durdunuz devam edin!"

Ginny bunu abidinin boynuna kollarını biraz daha dolayarak ve ardından tek kolunu kaldırıp el sallayarak söyledi. Ron ne kadar yorulmuş görünmeye çalışsa da (bunu Hermione fark etmişti tabiki) Neville ve Luna gibi kahkaha atıyordu.

Harry tekrar önüne döndükten sonra Hermione'ye baktı. O da haka sırıtıyordu. Arkadaşının önünde sırtı ona bakacak şekilde diz çöktü.

Omzunda sırasıyla ellerini ve sonrasında üzerine düşen bedeni hissedip Hermione bacaklarının brline dolandığında kollarını kızın bacaklarına sardı ve yavaşça ayağa kalktı.

"Sizi mi bekleyeceğiz hadi!"

"Ron niraz sabret geliyoruz!"

Arkadaşları çoktan havuzun etrafından dolanıp şatonun bahçesinin karşı tarafına koşmaya başlamıştı. Kendisi de hızlandı. Hızlandıkça sırtındaki kızın kollarını ona daha çok dolayıp ayaklarını sıklaştırdığını biliyordu. Kafasını da omzuna gömmüştü ki toplamadığı kıvırcık gür saçlarını koşarken yüzünde hissediyordu.

Koşarken etrafına değil direk önüne bakıyordu.

Savaştan sonra Yenileme takımı (içinde Bill'in de olduğu onarım ekibi ki öğrenciler bunismi takmışlardı) okulu ve çevresini onardıktan sonra yeni şeyler de eklemişlerdi. Havuz da onlardan biriydi.

Her yer yemyeşildi. Ağaçlar sanki sonsuza kadar gidiyormuş gibi gökyüzüne yükseliyordu. O kadar uzun olmalarına rağmen güneş yaprakların aralarından yapraklara sarılarak ve aralarından geçerek ince huzmeler halinde yere iniyor, yerde yine geldiği gibi küçük nehirler halinde birikiyordu.

Çimenler sanki yeni biçilmiş gibi yaklaşık beş santimdi ve neredeyse toprak hiç görünmeyecek kadar sıktı. Bazı bölgeler hariç.

Ağaçların altında öbek halinde küçük çiçek grupları vardı. Başladı dik bir şekilde yukarı bakıyorlardı. Yanlarında ve ağaç gövdelerinde ara ara oöan küçük mantarlar da çiçekler gibi asla solmayacağını belli edercesine çoğalmışlardı.

Hafif esen rüzgar yaprakların arasından yavaiça geçiyor ve yine yavaşça yaprakların sallanmasını sağlıyordu. Hafif hafif titredikçe aralarından sızan güneş ışığı da yer değişiyor ve ve çimlerin üzerinde akan su görüntüsü veriyordu.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Where stories live. Discover now