18

435 51 8
                                    

Yaklaşık iki saattir bulunduğu basık odada ağlıyordu. İlk dakikalarda ağlamamak için çok direnmiş olsa da buna ancak on beş dakika kadar dayanabilmişti. Ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu kızarmıştı. Kendini her durdurmaya çalıştığında biraz daha fazla ağlama isteğiyle doluyordu. Omega olmasının verdiği iç güdüsel bir duygusallık ise bu ağlama isteğini daha da arttırıyordu.

Göz yaşlarını silip yüzünü yıkadı. Gözleri tekrar dolmak istese de kendini kastı ve ağlama isteğini bastırmaya çalıştı. Yüzünü kurulayıp eşyalarını alarak bulunduğu laboratuvardan çıktı. Bu sırada oraya girmek üzere olan alfaya çarpmaktan son anda kurtuldu. "İşim bitti." deyip anahtarları ona uzattı. "İstediğiniz gibi her yer tertemiz oldu."

"Konuşabilir miyiz?"

"Ders saatim çoktan bitti, evden merak ederler. Eğer derslerle ilgili bir şeyse haftaya geldiğimde konuşabiliriz."

"Hayır özel bir şey ve ben şimdi halletmek istiyorum." diyerek omeganın kolundan tuttu.

"Okulda olduğumuzu hatırlatmama gerek yok herhalde." kolunu alfanın elinden kurtarıp yanından geçmek istediğinde alfa tarafından engellendi.

"Louis-"

"Çekil önümden." 

"Hayır."

"Beni zorla burada tutamayacağına göre, gidiyorum." Alfa onu iki kolundan tutup laboratuvara sokarak kapıyı kapattı. "N'apıyorsun?"

"Seni zorla burada tutabilirim."

"Saçmalama, bırak beni." Harry onu kolları arasına alıp hareketlerini kısıtladı.

"Özür dilerim."

"Dileme." diyerek onun kollarından uzaklaşmaya çalıştı. "Herhangi bir öğrencine böyle davranacak mıydın bu durum karşısında?"

"Bir an kendime hakim olamadım işte. Eğer haksız olsaydım başka bir öğrencimden de özür dilerdim."

"İyi, dilediğine göre gidebilirim."

"Hayır, öncelikle bana kırgın bakmayı kesmen lazım."

Mesele şuydu: İki saat kadar önce Louis hazırladıkları bir çözeltiyi tüp fazla ısındığı için düşürmüştü ve Harry bunu görünce Louis'ye sesini yükseltmişti. Biraz azarlamıştı ve hemen yerleri temizlemesini söyleyip kapıyı çarparak çıkmıştı. Louis o an sadece şaşkınca arkasından bakmış daha sonrasındaysa ağlayarak yerleri ve çalıştıkları benchlerin üstünü temizlemişti.

"Seni uyarmama rağmen tüpe dokunmakta acele ettin. Eğer vücudunun herhangi bir yerine gelseydi zarar verebilirdi."

"O an hiç benim için endişeleniyormuşsun gibi gelmedi. Beni azarlayarak ya da kapıyı çekip çıkarak hiçbir şey öğretemezsin. Evet senden ayrıcalık istemeyen bendim, diğer öğrencilerine nasıl davranıyorsan bana da öyle davranmanı isteyen de bendim ama bugünkü muameleyi hak etmedim. Kırılacağımı biliyordun."

"Biliyordum ama o an ani tepki verdim. Geri alamıyorum ve yanlış yaptığımın farkındayım." Louis sessiz kaldı. "Kendimi affettirmek istiyorum ama nasıl yapacağım hakkında bir fikrim yok. Tek bildiğim, kalbini kırmış olmanın çok kötü hissettirdiği." 

Louis sessiz kalmaya devam ederken telefonu çalınca cebinden çıkarıp cevapladı. "İşim biraz uzadı ama şimdi çıkıyorum." diyerek bilgilendirdi babasını. Harry huzursuz bir şekilde onu izliyordu. Telefon kapanmadan önce Louis'nin elinden alıp "Merhaba Bay Tomlinson, sizden bir şey rica edebilir miyim?" diye sordu.

"Merhaba, seni dinliyorum."

"Louis'yi bugün fazla yordum. Eğer sizin de izniniz olursa oğlunuzla yemek yemek istiyorum." adamın hoşnut olmayan yüz ifadesi gözünün önüne geldi.

Stubborn Omega | LarryWhere stories live. Discover now