71

1.7K 130 54
                                    

" Bugün duruşmanın son günü " diye telefona gelen mesaj ile uyanmıştım. Bugün deryanın işler yolunda giderse tamamen bekar kalacağı gündü. Hemen kalkıp duş almış bir şeyler yemek için dolabı açmış kıyafetlerimi giyindikten sonra mutfağa geçip kendime ufak bir sandviç yapıp yemeye başlamıştım. Babam sabah erkenden çıkmıştı. Sonuçta bugün davası vardı. Deryanın evliliği ile ilgili hiç bir detaya tamamen hakim değildim o yüzden bu konuda biraz tedirgindim ama deryanın avukatının babam olması beni rahatlatıyordu. Babam kolay kolay dava kaybeden biri değildir mutlaka kazanacaktır ve boşanacaklardır diyip kendi kendimi motive ederek sandviçimi yemiş mutfağı toparlayıp odama geçmiştim. Resmen telefonun başında nöbet bekliyordum her an biri arar diye resmen tetikteydim.

Saatler geçmiş ama kimse aramamıştı biraz endişelenmedim desem kesinlikle yalan olurdu ama onları arayıp rahatsız etmekte istemiyordum. Çünkü biliyorum eğer derya kazanırsa ilk işi arayıp beni bilgilendirmek olacaktı. Odanın içinde zamanı geçirmek için yapmadığım aktivite kalmıştı. Kitap okumuş resim çizmiş gitarla bir kaç şarkı söylemiştim. Gerçi hepsini çok kısa süre devam ettirdiğim için pek uzun süre geçmemişti.

Yüz üstü kendimi yatağa attığım anda telefon çalmış hemen yataktan doğrulup çalan telefonu açmıştım.

" Müsait misin " diye soran deryanın sesinin ta kendisiydi biraz üzgün gelmişti sesi bu beni biraz tedirgin etmişti konuşmayı unuttuğum için derya tekrar konuşarak

" Beni duymuyor musun melisa " demişti. Sesiyle tekrar kendime gelip sorusunu cevaplamıştım.

" Evet müsaitim "

" Kapının önündeyim " diyince telefonu yüzüne kapatıp hızlıca aşağı inmiş ve ona kapıyı açmıştım. Dediği gibi kapının önünde beni bekliyordu.

" Ee içeri davet etmeyecek misin " dediğinde kapının önünde dikildiğimi fark edip köşeye çekilmiş ve

" Tabi kusura bakma buyur geç " demiştim.

" Beni sanki ilk defa görüyorsun melisa " diyip gülümsemiş ve içeri girip oturma odasına geçmişti. İkili koltuklardan birine oturup beni eliyle yanına çağırmıştı. Gerçekten bu alıklığım nedendi ? Deryanın dediğini yapıp yanına oturmuştum.

" Melisa " dediğinde kafamı kaldırıp gözlerinin içine bakmıştım. Uzun zamandır bu kadar yakından görmüyordum gözlerini çok güzeldi. Gözlerinin etkisinden çıkmaya çalışıp

" Efendim " diyebilmiştim. O ise derin bir nefes alıp

" Dava maalesef uzatıldı "

" Neden "

" Bilmem "

" Davanın neden uzadığını bilmiyor musun derya "

" Hayır "

" Anladım " diyebilmiştim sadece o ise gülerek

" Neyi anladın " demişti. Hayır sanki boşanma davası uzayan kişi bendim

" Davanın nedenini bilmediğin bir sebepten ötürü uzadığını " dediğimde uzanıp yanağıma bir öpücük kondurmuş.

" Çok tatlısın melisa " demişti. Ben ise şaşkın şaşkın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

" Anlamadım "  dedim. Mantıklı bir cevap mıydı bilmiyorum ama ağzımdan o an sadece bu çıkabilmişti. Şahsen ben ağzımdan bir kelime dökülmesine bile şaşırmıştım...

" Davam falan uzamadı sadece seni kandırmak istedim " dediğinde şaşkınlığım iki katına çıkmıştı. Ben şaşırmaya devam ederken o tekrar konuşmaya başlayıp

" Artık bekarım " demişti sevinçli bir ses tonuyla. Ne yani her şey bitmiş miydi. Aylar sonra nihayet, nihayet artık sevdiğim kadın bekardı. Mutluydum hem de çok ama şaşkınlığımı hâlâ üzerimden atamadığım için konuşamıyordum. Derya bunun farkına varınca

" Noldu hayatım sevinmedin mi " dediğinde hemen

" Hayır sevindim tebrik ederim " dediğimde gülerek

" Teşekkürler ederim" demiş yanağıma bir öpücük daha kondurmuştu. Daha sonra tekrar konuşmaya başlayıp

" Özür dilerim çok tatlı şaşırıyorsun öpmeden duramıyorum" demiş ve gülümsemişti. Ben de ona gülümsemiştim. Ben ne diyeceğimi bilemediğim için susmaya devam ederken o tekrar konuşmaya başlamıştı.

" Ee artık bekar bir kadın olduğuma göre deneyebilir miyiz " dediğinde ne dediğini anlamamış gibi yapıp

" Neyi " diye sormuştum.

" Birlikte olmayı "

" Hemen mi "

" Zaman kaybetmeye ne gerek var zaten yeterince beklemedik mi " dediğinde ona hak vermiştim ama naz yapmaya karar vermiştim. Hemen kabul etmeye ne gerek vardı ki artık bekardı.

" Bilmem vardır belki"

" Beni istemiyor musun "

" Ben öyle bir şey mi dedim "

" Evet az önce beni istemediğini
söyledin "

" Hayır sadece biraz bekleyelim dedim "

" Aynı şey işte " diyip yalandan kendini koltuğun arkasına doğru atmıştı. Bu drama Queenliği halıs mıydı yaa.

" Derya çocuk musun " dediğimde uzandığı yerden doğrulup

" Ama neden bekleyelim ki zaten bekledik "

" Ama daha yeni boşandın "

" Tamam o halde" diyip heyecanla ayağı kalkmıştı ve konuşmasına devam etmişti.

" Akşama hazır ol seni almaya geleceğim ayrıca çok süslenmene gerek yok mütevazı bir yere gideceğiz " dediğinde tam ben itiraz etmek için ağzımı açacakken

" İtiraz kabul etmiyorum melisa " Dediğinde

" Peki o halde akşam hazır olacağım ama saat kaçta "

" Saat 8 gibi seni almaya gelirim "

" Tamam " dediğimde heyecanla olduğu yerde zorlamış daha sonra eğilip beni tekrar yanağmdan öpmüştü

" Kusura bakma kendimi tutamıyorum çok tatlısın " dediğinde bir şey diyememiştim yine...

" Neyse ben gidiyorum akşam dediğim saatte hazır ol hayatım "

" Tamam " dediğimde derya eğilip koltuktan çantasını almış kapıya doğru yönelmişti. Ben de oturduğum yerden kalkıp kapıya kadar ona eşlik edip onu yolculamıştım. Vedalaştıktan sonra ayrılmıştık. O evine doğru giderken ben de hemen odama çıkmış kıyafetlerim arasından akşam için ne giyineceğimi düşünmeye başlamıştım.
.
.
.

İMKANSIZIM | gxgWhere stories live. Discover now