16✓

157 24 28
                                    

16.BÖLÜM -SON-

Beomgyu beni evime bırakmadan evvel sahilde yürümeye karar verdik. İkimiz de ayakkabılarımızı çıkarmış, yürüyerek denizin kumlara vurduğu dalgalarının verdiği hisse bırakmıştık kendimizi. Beomgyu sinsice beni arkamdan gülerek itince yere düşmedim ama pantolonum sırılsıklam oldu.

"Ya, hani şaka kaldıracak halde değildin? Sırılsıklam oldum senin yüzünden."

"Şaka kaldıracak halde değilim dedim şaka yapamayacak halde değilim demedim."

"Mutlusun, değil mi?"

Kolunu omzuma attı ve derin bir iç çekti.

"Mutluyum sanırım. Hâlâ kalbimi acıtıyor Taehyun'ın beni hatırlamaması. Yine de sen Soobin ile tekrar tanıştın. İçime doğuyor hatırlayacağı seni."

"Ve böylelikle senin de Taehyun'a karşı olan şansın artmış olacak."

"Aynen öyle. Bal damlıyor ağzından."

Dalgalar daha sık ayaklarımıza vurmaya başlayınca durup batmaya başlayan güneşe çevirdim yüzümü. Beomgyu da bana eşlik etti.

"Soobin kader bizi farklı yerlere savurursa yıldızlara bakmamla tembihlemişti. Gece yıldızları göremiyorum Beomgyu. Şehrin ışıkları izin vermiyor. Ben de güneşe bakıyorum. Soobin'imden sonra görüp görebileceğim en parlak ve büyük yıldıza. Beni kitabı vermek için arayacağı güne dek heyecanla bekleyeceğim."

***

Projesiyle ilgileniyordu Soobin Yeonjun'a dediği gibi. Yeonjun'dan farklı, uzak bir okulda eğitimine devam ediyordu. Elindeki kitabın son sayfalarına geldiğinde aldığı için asla pişman değildi. Bir sürü cümleyi renkli kalemleriyle işaretlemiş, sayfaları heycanla çevirmekten yıpratmıştı. Kitap rüyalarıyla geleceği görebilen bir adamın hikayesini anlatıyordu. Soobin bu hikâyeyi aynı projeden sorumlu olan arkadaşlarının aksine çok sevmişti. Sürükleyici ve merak uyandırıcı olduğuna dair ikna etmeye çalışıyordu arkadaşlarını. Fazla arkadaşı yoktu Soobin'in, tek tük insanla tanışıyordu. Gereğinden çok yakınlık kurduğu da söylenemezdi. Soobin Yeonjun'un sandığı aksine rüyanın hiçbir etkisini almadan yaşamıyordu. Soobin büyük bir boşluk hissediyordu içinde. Aralarında yaş farkının nerdeyse yok denecek kadar az olduğu Dayısı Taehyun her daim Soobin'den "Hiç parasız pulsuz kalmadım, hiç sevgisiz kalmadım, her istediğim yapıldı siz tarafından. Yine de neye veya kime olduğunu bilmediğim bir özlemle yaşıyorum." gibisinden cümleler duyuyordu Soobin'den. Aynısını o da hissetse de yeğenine rehberlik etmek istediğinden belli etmiyor ve herkesin bu tür süreçlerden geçtiğini öne sürüyordu.

Soobin kitabın son sayfalarını okuyadururken Yeonjun ise kendi evinde günlerdir telefonun başında bekliyordu.
Soobin kitabı bitirdiğinde boşluğa düşmüştü adeta. Uzun zaman sonra ilk kez böyle bir kitap okumuştu. Dayısının kitapçısında daha çok vakit geçireceğinden emindi bu saatten sonra. Soobin ayağa kalkıp kitabını masasına fırlattı ve kendisi için önemli olan, ne zaman güzel bir cümle görse yazdığı mavi defterini aldı eline. Uzun zamandır kitap okumaya vakit bulmadığı için bu deftere yazma şansı olmamıştı. Özlemişti alıntı yazıp yanına karakalem çalışmaları yapmayı. Son sayfayı açıp baktığında en son altı ay önce alıntılar bıraktığını gördü. Onun için iyiydi, yıllar boyu doldurmak istiyordu defteri. Fazla fazla yere ihtiyacı vardı bunun için. Unuttuğundan dolayı eski sayfalara bakmaya başladı. İzlediği dizilerden, filmlerden bir sürü alıntı yazmıştı. Hepsi güzel ve anlamlı cümlelerdi. Soobin defteri kapatıp koyacakken son sayfalardan kareli bir kağıt düştü. Soobin yere eğilip kağıdı alırken kimin yazdığını düşünüyordu. Çok kötü ve aceleye gelmiş bir el yazısıydı onun gözünde. Soobin sınıfındaki kızlardan bile güzel el yazısıyla popülerdi öğretmenleri arasında.Kendisinin yazmış olabileceğine dair bir ihtimal vermiyordu. Kağıdı açıp okumaya başladı Soobin. Tarih bile yazılıydı. Üstüne üstlük ıslak görünüyordu biraz da. Tıpkı gözyaşlarıyla yazılmışcasına...

Dream Sphere/YeonBin ✓Where stories live. Discover now