7. Bölüm: "Soğuk Savaş"

221 26 7
                                    

Yedi....... Hoşgeldiniz! ^^

İyi okumalar! :)

Bize bir şarkı bırakır mısın?

Sol taraftaki yıldıza dokunarak varlığını bana hissettirmeyi unutma askk! <3

<3

Koşuyorum.

Cehennemin içinde şeytandan kaçıyorum.

Bileklerim de ateşten demirler bedenime yapışmış ve o yanık kokusunu şeytana armağan ediyordu.

Şeytan acıyla besleniyordu. Şeytan acıyla yaşıyordu.

Dudaklarımdan şehvetin rengi oluk oluk akarken gözlerimi sıkıca kaptım. Şeytanın bakışları ile karşı karşıya gelmek demek, ölümü bütün soğukluğu ile sarmalamak, karanlıkta kalmaktı.

Omuzlarım kaybetmenin verdiği mağlubiyet ile çökmüş, her insanın soğuk hançeri sırtıma saplamasına izin vermişti. Doktorun sesi kulaklarıma geliyordu fakat ağzımdan çıkan sıvı beni gerçeklikten soyutluyordu. Koluma giren iğnenin sivri ucunu hissederek gözlerimi açtım. Üzerimde ki mavi hastane kıyafeti kanımla kirlenmişti. İçimin sökülüp dışarıya çıktığını hissettiğimde hızlıca doktorun koluna tutundum. "Firuze," dedi ne diyeceğini bilmiyor gibi. Ağzımdaki kan dururken başım yavaş bir şekilde yastığa temas etti. Koluma tekrardan yapılan iğne ile başımı yastığa bastırdım. "Acıyor," dedim sarhoş birinin kelimelerini yutar gibi konuşmasına neden olacak on birinci kanlı kadehe bakarken. Sesim bir ayyaşı aratmıyordu.

"Birazdan geçecek," dediğinde buna kendisi bile inanmıyordu. Fiziksel anlamda herşeyi geçirebilecek ilaçları verebilirdi fakat ruhumda ki acıyı nasıl geçirecekti? "Acıyor," dedim sesim de uçuşan külleri umursamadan. Bir melek göz yaşı döküyordu fakat biz insanlar buna yağmur diyorduk. Meleğin göz yaşları sert bir şekilde hastane odasının camına çarpıyordu. Yorgun bakışlarım odanın içindeki doktor ve hemşirenin üzerinde gezindi. Zorlukla gülümsedim. Ağzımın içindeki metalik tat nedeniyle yüzümü buruşturmak istesem de sadece gülümsedim. "Teşekkür ediyorum," dedim kanla renklenmiş dudaklarımı hareket ettirerek. "Sizi de uğraştırdım. Bu kötü görüntüye sizi maruz bıraktığım için beni affedin." Zorlukla kurduğum cümlelerin sonunda çoğunlukla yanımda olup benimle ilgilenen hemşirenin gözlerinin dolduğunda şahit oldum. Gözlerini benden saklamak için çekerken rahatsız olmaması için bakışlarımı onun üzerinden çektim.

"Hemşire Hanım, üzerinizi değiştirsin," dediğinde hemşirelerden birisi hızlıca başımı salladı. Her zaman benimle ilgilenen hemşire olması beni gülümsetti.

"İlaçlar nedeniyle bir süre sonra halsiz düşüp uyuyacaksın. Uyandığın da burada olacağım. " Bu sıcak tutumu karşısında hafifçe gülümseyerek onu onayladım. Doktor ve yanındaki iki hemşire çıkarken diğer hemşire benimle kaldı. Odanın içimdeki dolabı açıp içinden hastane kıyafetini çıkarıp gülümseyerek bana döndü. "İlk önce ağzındaki metalik tattan kurtulman daha iyi olur." Bir bardak su ve küçük demir bir kutu verdiğinde sudan bir yudum alıp ağzımı temizledim. Bunu bir kaç kez tekrarladığımda hemşire hanım rahatsız olmamam için bana bakmamıştı. Sonunda kutuyu ve bardağı kenara koyduğunda üzerimdeki kazağı yardımı ile çıkardım. Karşısında çıplak kalmaktan çekinmesem de onun hareketleri çok hızlıydı. Gözlerini asla bana değdirmiyor olması beni gülümsetti. Yatağın üzerine temiz bir çarşaf ve sıvı geçirmeyen muşamba örttü.

Zehirli SarmaşıkWhere stories live. Discover now