4.BÖLÜM○DÜZMECE

Start from the beginning
                                    

Gözlerim direk gökyüzünde elmas gibi parlayan dolunaya takılmıştı yıldızlar bir bir yanlarına serpelenmiş gibi parıl parıl parlıyorlardı ,balkonun kapısının kolunu aşağı ittirip açınca beni ilk karşılayan rüzgarın ılık esintisi oldu, gözlerimi kapatıp yüzümü gecenin ılık rüzgarına teslim ettim.

Balkonun korkuluklarına dayanıp gözlerimi kısdım, sokak lambasının izin verdiği kadarıyla etrafi seyretmeye koyuldum .Bir kedi çöp konteynerinin içinde yiyecek ararken bir kaç köpek havlayarak etrafa göz dağı veriyorlardı. Duvara dayadığım katlanabilir ahşap sandalyenin gıcırdamaması için dikkatlice açıp oturdum. Bugün temizlik yaparken kendime sözler verdirmiş yeminler ettirmiştim aklıma gelmemeliydi o benim için haramdı ve Rabbimin istemediği ,rızasının olmadığı bir kişiyi yüreğime sokmam rabbimle benim arama girmesine sebebti , ama çok zordu şimdiden yeminimi çiğnemiştim elimi balkonun mermerine koyup yanağımı yerleştirdim o ela gözleri hiç terk etmiyordu ki beni  ,anlına düşen açık kahverengi dalgalı saçları ,uzun boyu ve bir erkeğe göre ince vücudu belirgin kasları vardı. Benim gözümde kusursuzdu ama elmacık kemiğinin bir tık altında bulunan çizgiyi andıran derin bir yara izi vardı onun gözünde o yara kusurluydu sürekli elini gayrı ihtiyari götürüp geri çekiyordu nasıl olmuştu neden olmuştu bilmiyorum ama onun hâlâ canını acıttığı belliydi.

Vücut özelliği önemli değildi benim için ,gözlerinde ki mana yüklü bakışları beni kendisine çekmeyi başarmıştı.Bir bakışma bir karşılaşma ne manalar katmıştı benim saf yüreğime, bu yaşıma kadar hiçbir erkeğe göz ucuyla bakıp beğendiğimi dahi söylememişken onu yüreğime hapsetme isteği beni çaresiz bırakmaya yetmişti .
Tek taraflı hissetmek,sevmek bana yetiyordu, daha fazlasını isteyecek cesaretim de yoktu zaten, ki daha hayatında birinin olup olmadığını dahi bilmiyordum.

Yüzümü buruşturdum.
içime kurt düşmüştü , eğer öyle birşey varsa kendime ihanet ediyorum sayılırdı, eğer sevgilisi yoksa da olmucak birşeyi arzuluyarak kendime haksızlık ediyordum,iki yöndede zararlı çıkan bendim . Hırkamın iki yakasını birbirine kavuşturdum tam oturduğum yerden kalkıp odama girecekken sokaktan gelen konuşma sesleri ayaklarımı yere sabitledi.

üç arkadaşı sokağın ortasında zar zor adım atarken kendisi omzuna astığı sazıyla arkadaşlarının bir kaç adım önünde yürüyordu ,yoksa içki mi içmişlerdi? Çünkü bu görüntü başka birşey ifade ettirmiyordu.Arkadaşı onun için mi ona demişti akşam çıkıyormuyuz diye?

"Lan yasir,  beklesene  bizi" daha konuşması zor anlaşılıyorken  elini yasir'in omzuna atıp konuşmasına devam etti"Bugün iyi döktürdün, bütün herkes seni ayakta alkışladılar."arkalarından gelen gence doğru dönüp "o türkünün ismi neydi lan Sercan "dedi.

Yasir sokak lambasının altında durunca diğer arkadaşları da onunla eş zamanda durdular.

İsmi Sercan olan genç, arkadaşının söylediği şarkı aklına gelmiş gibi elini şıklatıp titrek sesiyle şarkının bir kısmını dillendirdi .
"Siz benim nasıl yandığımı
Nereden bileceksiniz..."

Yasir omzundaki saz çantasını sıkı sıkıya tutup sanki onu izlediğimi hissetmiş gibi başını yukarı kaldırdı beni gördüğüne şaşırmış olucak ki elini ensesine atıp arkadaşlarından tarafa tekrardan döndü.

"Tamam yeter bukadar zırvaladığınız dağılın artık "

İsmini bilmediğim arkadaşı tekrardan Yasir'in kolunu tuttu.
"Dur be oğlum, efkarlıyız şurda kafa dağıtalım iki dakika"

Daha fazla duymak görmek istemiyordum, hıçkırıklarım boğazıma dizilirken odama zor atmıştım kendimi .Ben kime gönlümü kaptırmıştım böyle ?Canım acıyordu sanki sızısı hiç geçmicekmiş gibi .Ne günah bataklığı içindesin sen Yasir ?Sen kimsin ?kim oluyorsun da izinsizce girdiğin yüreği sızlatıyorsun.
Günaha giriyordum her aklıma gelişinde nefsimi tadmin ediyor göz zinasına giriyordum oysa Allah'ın emri "Söyle onlara gözlerini haramdan sakınsınlar"ayetini bir çok kez çignemiştim yastığıma süzülen göz yaşlarımın arasından zar zor  mırıldandım"affet Allah'ım ben mağlup olanlardan oldum."


Yasir tekrardan başını kaldırmış bir umut gece gibi siyah gözleri olan beyaz tenli kızı görmek istemişti gördüğü yerde bulamayınca hayal kırıklığına uğramıştı oysa son bir kez daha görseydi bugün  yaşadığı herseyi unutucak onunla huzuru tadıcaktı.

"Yasir ben sana demiştim dimi bu Sercan'la,Karun'u yanımızda getirmeyelim diye. Bir mahalleye rezil edecekler bizi şimdi."

Yasir arkadaşının dediklerine sesini dahi çıkarmamıştı ,gözünü diktiği balkondan başka yöne dahi kafasını çevirmiyor bir ihtimal görme umuduyla bekliyordu.

"Sana diyorum .Nereye bakıyorsun öyle sen"

Arkadaşının onu görmesini ,bilmesini istemiyordu. Bakışlarını sabitlediği yerden başını çevirip apartmanın kapısına doğru yöneldi.

"Evlerine bırak onları ,ayıldıklarında ise söyle onlara Yasir yaşattıklarınızı yaşatıcakmış size"

Arkadaşı Yasir'in yanına koşar adımlarla gelip kolundan tutu.
"Yasir dur be oğlum,tamam önceden de kimseyle konuşmayı sevmezdin ama ben kimse değilim neyin var anlat bana."

"Sonra Volkan sonra"

Yasir,onu ruhen ve bedenen yoran şeyleri anlatmak istemiyordu onu hayat zaten yeterince yormuştu konuşup yaralarını kanatmamak için susmayı tercih ediyordu. Susmak ona yol boyu eşlik edebilecek  en iyi arkadaşı olabilirdi.Kimseye yüreğinde kopan fırtınaları anlatacak kadar güvenemezdi ,kendi yaşayacağı kadar yaşar gerisini Allah'ın üzerine bırakırdı. Ona göre kendi bir günahkardı ve hiç af olunmucak günahlara bulaşmıştı...

Bölümü nasıl buldunuz arkadaşlar.

Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi
merak ediyorum benimle paylaşırsanız sevinirim...

Diğer bölümde buluşmak üzere

Allah'a emanet olun...

NASİPTİR GELİRWhere stories live. Discover now