2: Tokat

514 24 10
                                    

Büyük düğünden sonra, Jimin ve Jungkook doğruca Hawii'deki büyük ve lüks bir otele gittiler. Gezinin düğünden daha iyi olmadığını söyleyelim. Uçak personeli, nasıl desem, insanlarla ten temasına düşkündü -ilgisini çeken insanlara dokunuyordu- Özellikle de, Jungkook'a.. Yolculuk boyunca bazen Jungkook'un altına eğilmek için yere çatal düşürürdü. Rahatsız bir şekilde oturup personelin tüm yaptıklarını izleyen Jimin, sonunda aniden ayağa kalktı ve personelin dikkatini çekti. "Sende hiç mi utanma yok?! Evli bir adamla kocasının önünde açıkça flört mü ediyorsun?!" Jimin, gözlerinden alev çıkartacak derece sinirli bir şekilde  bağırdı.
Sonra personel bağırarak "Ah ne demek istiyorsun? Az önce elime bir çatal aldım. Bunun ne zararı var?" dedi ama Jimin'e bakmak yerine pisliğe benzeyen bir bakışla (Jimin ile Jungkook'un arasının bozulması için) Jungkook'a bakmaya karar verdi.
Jungkook sinirli bir iç çekti. Gerçekten sinirlenmeye başlamıştı. "Off, bize bir Erkek garson bul yeter." Jungkook ellerini saçlarında gezdirirken sinirli bir şekilde söyledi. Ebeveyninin uyarısı zihninde yankılanıyordu, bu yüzden şimdilik kocasını fazla kızdıracak bir şey yapmamaya karar verdi. Jimin tekrar oturmadan önce gülümsedi. Jimin yemeğini bitirirken, 'Belki o kadar da kötü değildir,' diye düşündü. Jimin, otelde olabilecekler için heyecanlı olmadığını söylerse yalan söylemiş olurdu.
Hayatı boyunca aşık olduğu kişiyle evlenebileceği için mutluydu, yani, kim istemez ki? Ama yine de onu tutan bir şeyler vardı. Onun ebeveynleri. Onu yanlış anlamayın, anne babasını çok seviyor, keşke onlar da onu sevse.. Ama Jimin'in ailesi Jimin'den nefret ediyorlardı. Onu her gördüklerinde bunu açıkça belirtiyorlar. "Off. Bu kadar çok yemeyi bırak. Zaten yeterince şişmansın. İğrenç pislik. Senin kadar çirkin birini nasıl doğurabilirim. Dürüst olmak gerekirse, Jungkook'un, Jeon Jungkook'un seni sevmek şöyle dursun, konuşmak isteyeceğini mi sanıyorsun? Sen' değersiz bir sürtükten başka bir şey değilsin." Jimin içini çekerek anılarını silkeledi. Belki şimdi her şey daha iyi olurdu... Uçak yere indi. Bu Jimin'in hayatında gördüğü en güzel şeydi. Dışarıdaki manzaradan bahsetmiyor, kesinlikle büyüleyici Jungkook'tan bahsediyor. İkisi resepsiyona doğru yürüdü. Kayıt yaptırdılar ve tüm ülkedeki en büyük ve en gösterişli odaya yöneldiler. ...kapıyı açtıklarında işler gerçek oldu... Jungkook, Jimin'i kollarından sıkıca tutmadan önce arasına agresif bir şekilde duvara itti. "Dikkatli dinle. Senden hoşlanmıyorum, senden nefret ediyorum. Sırf evliyiz diye sana iyi davranacağımı sanma. Bazı kurallar koyalım mı? 1-) Ev işini sadece sen yapacaksın. Sen benim kölem olacaksın 2-) Ne dersem onu yapacaksın . 3-) Annemle babamın önünde mutlu ve âşıkmışız gibi davranmalısın. Yaptığım şey hakkında onlara şikayet etme iznin yok." Jungkook yoğun bir şekilde söyledi. "N-ne yapacaksın ki şikayet etmememi söylüyorsun?" Jimin merakla sordu ama Jungkook'un suratına sertçe vurmasıyla sorduğuna pişman oldu..

                                       ════ ⋆★⋆ ════
                                  oy vermeyi unutmayın
                          Herkese okuduğu için teşekkürler ʕ•ᴥ•ʔ

>>Evet aşırı saçma bir fic yazıyorum mantıksız saçma şeyler yazmak hoşuma gidiyor..

Aşk Henüz Bitmedi // JikookWhere stories live. Discover now