bölüm 5 : bu kız beni(m) sonum

Start from the beginning
                                    

“Ayrıca sen iradesiz bir adam olup bu kıza kandın diye aynı şeyi benden de bekleme. Tıpkı sana yaptığı gibi masa altından benim de bacağıma sürtündü ama ben senin gibi buna karşılık olarak onun vücuduna değmek için çırpınmadım.”

“Aksine,” derken yüzümü buruşturdum. “Midem bile bulandı.”

Herkes masaya yerleştiğinden beri defalarca topuklu ayakkabısının baskısını bacaklarımda ve başka uzuvlarımda gezdirmeye çalışmıştı karşımdaki kırmızı saçlı kız, benimle konuşurken ateşli görünme çabaları bile apaçık ortadaydı, böyle şeylerle uğraşacak vaktim yoktu asla.

“Komik birisin.” diyerek araya girmişti kendisi hakkında konuşuyor olduğumuz o kadın. “Sen kadınlarla çalışmaya önyargılısın diye ben sürtük damgası yemeyi kabul edecek değilim.”

Bu dediğine yalnızca gülebildim. “Hemen sağımdaki hanımefendiye bakmanı tavsiye ederim.” diyerek elimle dibimdeki Bayan Kim’i işaret ettim. “En büyük hisselerimi kendisiyle paylaştım, birkaç ayda piyasayı zekasıyla domine etti, emin ol bunları yaparken kadınlığını bir avantaj olarak kullandığına şahit olmadım.”

Aksine kadınlar bu durumlarda dejavantajlı görünürlerdi zaten; güçlü bir erkeği manipüle etmeleri kolay olsa bile işe cinselliği katmadan kendi güçleriyle yükselmek isteyenler hemen hemen kimseden destek göremezlerdi, bu konuda önyargısız olan yalnızca ben ve Min gibiydik ama görünüşe bakılırsa o da altındaki uvzuna yenik düşmüştü.

“Demem o ki en küçük şirketimin hisselerinin yüzde birini dahi paylaşmıyorum bu hanımefendiyle.” diyerek Min’e doğru konuştum. Oflamadan edemedi buna karşı. “Pekala zorlamayacağım artık, ben kendisiyle iş yapacağım haberin olsun.”

Başımı hafif onaylarcasına sallayıp bir şey söylüyordum ki cebimdeki telefonumdan yükselen mesaj bildirimi sesi yankılandı aniden. Nerede hangi durumda olursam olayım mesaj sesinin açık olduğu tek kişi Roseanne idi ve bu da ondan gelmişti kesinlikle.

Boğazımı hafif bir öksürükle temizleyip bildirme tıkladım sakince. Karşıma çıkan şey gözlerimin büyümesine sebep olurken kimsenin telefonuma bakacak cesaretinin olmadığını bilsem bile belli etmeden gizlemeye çalıştım ekranı.

Krem rengi ve alt kısmı dantel işlemeli sütyeni eşliğinde yatağa uzanmış, sarı saçlarının hem göğsüne hem beline güzelce dağıldığı bir pozisyonda kameraya bakarak hafifçe dudak büzmüş olan sevgilim fotoğrafın hemen altına ‘Seni özledim.’ notunu düşmüştü ve Tanrı şahidim kafayı yiyebilirdim her an.

Öksürüğüm gittikçe sesli bir hal alırken telefonu kapatıp cebime attım hızla. Önümde duran bardaktan birkaç yudum su içsem de içimde oluşmaya başlayan ateş dinecek gibi durmuyordu.

Herkes kendi halinde birileriyle konuşuyorken birkaç saniye öylece durdum ve sakinleşmeyi bekledim. Dayanamayıp elimi cebime atarak tekrar aynı mesaja ve fotoğrafa baktım, sesli soluklarım gittikçe hızlanır olmuştu.

Süt kadar beyaz teninin üstünde asla sırıtmayan krem rengi kesinlikle çok yakışmıştı ona, elimden geldiğince büzdüğü dudaklarına bakmamaya çalışsam da çok güç bir durumdu bu.

Tanrım, sevgilim o şekilde uzanmış beni özlediğini söylerken şu an burada neyi bekliyordum ki ben.

Verdiğim ani kararla ayaklandım ve bunun üzerine herkesin bakışı bana döndü. “Güzel bir geceydi, herkese afiyet olsun.” Elbette erken kalktığım için kimseye açıklama yapmayacaktım.

Birkaç masa ötemizde oturan Polo ayaklandığımı görünce hemen yerinden fırlayıp yetişmişti bana. “Bir sorun mu var Efendim?” diyerek panikle konuştuğunda iki yana salladım başımı ve yürümeyi kesmiyordum bu esnada.

10's Sinners || rosékookWhere stories live. Discover now