19.bölüm

166 4 0
                                    









Alin odadan çıktığında salonda şakaklarını ovan barlası görünce dik duruşunu bozmadan kapıya doğru yürüdü ve kapıya yaslanarak barlasın gelmesini beklemişti.






Barlas alinin bu tavırları ile çıldırınca tam kendini sakinleştirmek istemişti ki alinin o hâl ile kapıya yaslandığını görünce kendini kaybedip aline doğru yürüyüp iki adımda o mesafeyi kapatıp alinin kolundan tuttuğu gibi sürüklemeye başlamıştı.

"Sen böyle gelebileceğini mi zannettin?"

Diyerek sesini yükselttiğinde alin de kolunu hışımla çekerek barlasa yaklaşıp barlasın sesini kıstırmak için çabalamıştı.

"Bana sesini yükseltme!!!!"


Diyerek odaya çıktığında o an ki sinir boşalması ile kapıyı hızlıca kapatıp kapıya yaslanarak  hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.


Barlasa her ne kadar direnmeye çalışsa da ona karşı nefret duygusundan çok sevgi beslemesi onu incitmeye devam etmişti. Ona bağırırken bile sadece o an barlasın üstüne çıkmak için bağırıyordu. Ona nefret besleyemiyordu. Kendisini barlasın sevgisine karşı köle olarak hissediyordu. Dizlerini karnına doğru çekip başını dizlerine yaslamış ve ağlamasına devam etmişti.





Ağlayıp rahatladıktan sonra acıktığını farkedince olduğu yerden kalkıp üstünü değiştirmişti ve aşağı inmeden önce derin bir nefes alıp verdikten sonra barlası görmeyi beklemişti. Aşağı indiğinde salonda koltukta uzanan barlası görünce her ne kadar bu hallerine üzülse de takmamış gibi yaparak hızla mutfaga yönelmişti.




Buzdolabını açtığında her şey vardı ama alinin canı sandiviç çekmişti. Kendine sandiviç hazırlarken alışkanlık yaptığı için kendini barlasa da sandiviç hazırlarken farketmişti. Göz yaşlarına hakim olup ağlamayı değil de kendini bu kadar çaresiz bir duruma soktuğu için sinirlenmeyi tercih etmişti. Ikinci sandiviçi görünce sinirlenip kendine hazırladığı sandiviçten koca bir lokma almıştı. Tam çiğniyordu ki mutfaga giren barlası görünce tekrar önüne dönerek barlasla aynı yerde değillermiş gibi davranarak mutfak tezgahına oturmuş bacaklarını sallayarak sandiviç yemeye başlamıştı.





Barlas alini mutfağın kapısına kolunu dayamış bir şekilde izlerken daha da yakından görmek isteyip  mutfak masasının sandalyesine oturup alini seyretmeye başlamıştı. Alinin vurdumduymaz  hareketleri her ne kadar hoşuna gitse de karakterinden taviz vermeyerek sert tavrı ile ortama giriş yaparak merak ettiği soruyu aline yöneltmişti.


"Neden yukarıda ağladın?"

Dediginde alin barlasla göz temasından kaçınıp mutfağın her bir köşesine bakarak cevap vermişti.

"Kendi aptallığıma ağladım."

Diyince barlas tepkisiz bir sekilde anında karşılık vermişti.

"Bu ne demek?"

Diyince alin göz teması kurup gözlerini barlastan ayırmayarak içini dökmeye başlamıştı.

"Kendimden vazgeçecek kadar sevdim seni. Defalarca arkandan geldiğim için kendimden nefret ediyorum."



Diyince  barlas aline uzak kalmamak için oturduğu yerden kalkıp aline doğru yürüyüp  alini vücuduna hapsetmişti.Iki elini tezgaha yaslamıştı ve alinin hem dudağına hem de gözlerine bakarak ciddi bir sekilde dediklerini yakından dinlemeye başlamıştı ki alin barlasın bu yakın hallerinden etkileniyor kafası karışmaya başlamıştı. Barlas  tezgahtaki el parmaklarını alinin kalçalarına dokunduruyordu ve bu durum alinin dikkatini dağıtmıştı. Barlas alinin dikkat dağınıklığını görünce amacını ulaşmanın sevincini tebessüm ederek yaşıyordu. kafasını yana doğru eğerek çapkın bir şekilde tebessüm etmişti. Barlasın bu hareketini gören alin kendisine içten içe kızmaya başlamıştı ama çaktırmayarak konuşmasına devam etmişti.

CESURWhere stories live. Discover now