Scorpius gittikçe daha da mavileşen gözleriyle masadakileri süzerken kucağında durduğu babasının aynısı gibiydi. Yemekler dağıtılırken sakince bakıyor, çok bir ifadede bulunmadan herkesin yüzünü inceliyordu. Benimle göz göze geldiğindeyse gülümseyip başka yere bakıyordu. Davranışlarının Draco'dan hiçbir farkı yoktu.

"Düğüne çok az kaldı." dedi Ginny derin bir nefes alıp "Çok heyecanlıyım."

"Elbette öylesin, annen de epey heyecanlıdır."

"Annem durumun çok farkında gibi davranmıyor, Harry için üzülüyor olabilir ama." dedi kıkırdayıp "Ona hala epey düşkün."

"Ee, Draco. Eski bir Ölüm Yiyen olmak nasıl gidiyor?"

Masadaki sıcak muhabbet George'un suratındaki aptal gülümsemeyle patlattığı soruyla buz kestiğinde dönüp dehşet içinde ona baktım.

"Ay, bu bir şaka olmalıydı." dedi masadaki faltaşı gibi açılmış gözlere bakıp "Çok mu erken? Pardon."

Draco boğazını temizleyip cevap vereceği sırada Scorpius kafasını kaldırıp boncuk gözlerini babasına çevirdi.

"Baba ölüm ne demek?"

"Yok olmak demek." dedi Cassie bilmiş bir şekilde "Ben varsam ama sonra yok olursam her yerden, ölmüş olurum."

"Yalan! Kimse yok olmaz! Hem, bi- babam kimseyi yemez!

"Sadece bir şakaydı çocuklar." dedi Ron  gergin bir kahkahayla gevşeyip "Siz çok mu karışıyorsunuz ne?"

"Saçımı babam yaptı." dedi Cassia babasını pek umursamadan saçını savurup "Tokaları da büyükbabam verdi."

Çocukların dikkati kolayca başka yöne kaysa da Draco'nun dikkatinin aynı yerde olduğundan emindim. Hatta, buradan uzaklaşıp daha da derine gitmişti. Düşünüyordu. Büyük ihtimalle geçmişinin onu ne kadar daha takip edeceğini düşünüyordu. Hatta emindim ki, bu takibe ne kadar dayanabileceğini tartıyordu. Bir yerde durup, takibe yenik düşeceğini biliyordu belki de.

"Eski şöhretiniz kayboluyor Malfoy'lar." dedi Ginny bıyık altından gülerek tabağındakileri yerken "Dikkat edin."

"Biz mutluyuz." dedi Draco "Şöhret şöhrettir."

"Bayağı oldu böyle görüşmeyeli." dedim boğazımı temizleyip "İyi oldu."

"Sen düğünde o baktığın mor elbiseyi mi giyeceksin Hermione?"

"Şey- aslında öyleydi ama değiştirmem gerek."

"Neden?" Luna'dan gelen soruyla Draco'ya baktım ve suratındaki sıcacık gülümsemeyle başımı öne eğdim. Gerçekten, saf ve neşeli bir heyecanla doluydum.

"Ben hamileyim." dedim "Tekrar."

"Sen hamile miydin?"

"Fark etmedin mi?" dedim beni günaşırı gören Harry'e bakıp. En azından aldığım birkaç kiloyu anlamasını bekliyordum.

"Kilo aldığını sandım ama pek de kabalık etmek istemedim."

"Çok zalimsin!" dedim kahkahalarımın arasından "Pislik!"

"Cinsiyeti ne?"

"Kaç aylık?"

"Yüce Merlin aşırı sevindim!"

"Scorp sen ne düşünüyorsun?"

"İsim düşündünüz mü?"

Tüm sorular masada topaç gibi dönerken Draco tuttuğu elimi sıkıp büyük bir asillikle konuşmaya başladı.

Tangled // DramioneWhere stories live. Discover now