Dans meselesi

36 19 26
                                    

Selam!!!
Umarım ikinci bölüm hoşunuza gider ben yazarken çok keyif aldım.
Bir dahaki bölüme kadar kendinize iyi bakın
Ö PÜL DÜ NÜZ!! 💜

Bölüm şarkısı: Ozbi- O Bi Karamel

Hoseok'un ağzından

"Haftaya görüşürüz Hobi Hyung!" 8 yaşlarındaki öğrencime gülümseyerek el salladım ve bir saat sonunda stüdyomda yalnız kaldım.

Alnımdan düşen teri elimdeki havluyla sildim ve günün yorgunluğuyla kendimi aynanın karşısında yere bıraktım. Bugünün diğer günlerden pek bir farkı olmamıştı aslında. Okuldan çıkıp direkt dans stüdyosuna gelmiş öğrencilerime ders vermiştim.

Sadece canımı sıkan birkaç şey olmuştu. Okulda, New York'un en iyi sahne sanatları bölümü olan üniversite için seçmelere girmiştim ve bugün o sınavı geçemediğimi öğrenmiştim.

Seul'deki üniversitemden de memnundum fakat Amerika'ya gidip orda dans eğitimi görmek benim hayallerimden biriydi ve başarısız olduğumu görmek beni bir hayli üzmüştü.

Kapının açılma sesiyle yorgun bakışlarımı kapıya doğru yönlendirdim. İçeri giren Taehyung'du.

"Ben geldim!" kapıyı ardından hızlıca kapattı ve koşarak üstüme atladı.

"Tae! Kalk üstümden çok terliyim!" Taehyung söylediklerimi duymuyormuş gibi sıkıca sarılmaya devam etti.

Zor bela onu üstümden attıktan sonra hızlıca ayağa kalktım.

"Hobi.. gergin görünüyorsun." Söylediği şeye dalga geçerek güldükten sonra kendi kendime mırıldandım.

"Sanki çok umurunda."

Taehyung da benim gibi hızlıca ayağa kalktı ve karşıma geçti, anlamsız bakışlarla bakıyordu.

"Ne dedin sen?" Kafamı hiçbir şey dermiş gibi salladım ve çantama doğru ilerledim. Bu kadar umursamaz olması beni deli ediyordu.

"Hoseok ne dedin dedim." Yükselen sesi sinirimi bozarken arkamı döndüm ve hızlıca ona doğru ilerledim.

"Gerçekten hayatım hakkında tek bir fikrin var mı? Bazen düşünüyorum da gerçekten bence ben bu arkadaşlığı tek yaşıyorum. Senin derdini ben dinliyorum, zor zamanında yanına ben koşuyorum, en çok ben seni düşünüyorum. Ama Kim Taehyung, yıllardır bana bir kere bile gerçekten iyi misin diye sormadın. Gerçi haklısın bunun suçunu da bana atacaksın şimdi. Ben çok neşeliyim, çok enerjiğim, çok umut doluyum." Duraksadım ve bakışlarımı ayakkabılarıma çevirdim uzun süredir içimde tuttuklarımı şu an ona kusuyordum.

"Herkes J-Hope'u tanıyor Hoseok'u değil. Eğer sen de bana bugün kendi dertlerini anlatacaksan lütfen beni yalnız bırak çünkü şu an bununla uğraşacak kafada değilim."

Onunla bu kadar sert konuşmamın nedeni çok belliydi ama o, asla bunun farkına varamıyordu. Taehyung bencil biriydi bunu yıllar önce kabul etmiştim. Hep kendisi anlatacak karşı taraf dinleyecek kafasında yaşıyordu dünyayı. Ben onu dinlerken o beni hep geçiştiriyordu, artık beni dinlemesini istiyordum.

Cümlelerimden sonra gözleri buğulanmış yavaşça yutkunup adem elmasını oynatmıştı benden bu tepkiyi beklemiyordu belki de. Muhtemelen şu an zamansız ona çıkıştığımı düşünüyordu.

Ama bilmiyordu ki bugün hayatımda bir kez daha başarısız olmuştum.

"Ben.." dedi bana bir adım atarak "Ben seni bu kadar kırdığımı bilmiyordum, farkında değildim özür dilerim."

Yaprak dökümü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin