1

1.2K 64 37
                                    

Daha önce hiç "ASLA" dediğiniz şeyi yaptığınız oldu mu?

1.Gün

Saat dokuz buçuk randevusu benim bugünlük ilk hastamdı. Bu hastanın geleceği ilk seansı olduğu için hakkında adı ve doğum tarihi dışında pek bir şey bilmiyordum. İlk görüşmelerinde amacı buydu zaten. Kağıtta yazan bilgilere aldanarak ön yargıya kapılmamak.

Kapı çaldığında içeri girmesini söyleyerek ayağa kalktım. Kapı aralandığında içeri bir baş uzandı ve odanın içini kontrol etti. Masanın yanından dolanarak ona doğru ilerleyen beni görünce yüzüne mahcup bir gülümseme kondurup vücudunun kalanını da odaya sokarak kapıyı ardından kapattı.

Elimi uzattım. Karşılık verirken saygılı bir şekilde sol eliyle sağ kolunu tutuyordu. Göz temas kurmaktan kaçınıyor olması dikkatimi çekerken rahatsız hissetmemesi adına onu incelediğimi belli etmemeye çalışarak gülümsedim.

-Hoş geldiniz. Ben Hae Hyorin. Tanıştığımıza memnun oldum.

-Hoşbuldum. Ben Bang Chan. Tanıştığımıza bende memnun oldum.

Utangaç bir tavırla yüzünden iç silmediği gülümsemesini genişletti.

Oturması için masamın önündeki sandalyeleri işaret ederken elimi çekerek ondan uzaklaştım ve kendi sandalyeme doğru ilerledim. Sandalyede o kadar dik oturuyordu ki sanki çubuk yutmuş gibiydi. Yaptığı her hareket daha sonra bir doktor olarak onu değerlendirebilmem adına kafamın içine kazınırken, hem süreyi takip edebilmek hem de konuşmaları kaydedebilmek için kayıt cihazının tuşuna bastım.

-Bang Christopher Chan?

Kafa salladı.

-Buraya askeriyeden yönlendirilmişsiniz. Doğru mu?

-Evet.

-Demek askersiniz?

Beni onaylamak için kafa salladı. Ciddiyetinin ve duruşunun sebebi böylece açıklığa kavuşmuş oldu.

-Onun için buradayım ya zaten.

Şaka yapmış gibi hafifçe gülümsedi. Ayrıca elleriyle dizlerini ovalaması bu konu hakkında ne kadar gergin hissettiğini anlatıyordu bana.

-Sizi dinliyorum. Niçin buradasınız?

Nereden başlayacağını bilemiyormuş gibi bakışlarını kaçırıp bir süre düşündü.

-Bu kulağa bir problem gibi geliyor mu bilmiyorum ama...uyuyamıyorum?

Kalemim  kağıdın üzerinde yavaşça kaydı.

Kendi ait sorunları önemsiz görüyor...

-Bu eğer sizin yaşam tarzınızı olumsuz anlamda etkiliyorsa elbette bir sorundur Bay...

-Chan deyin lütfen. Resmi konuşmak zorunda değilsiniz. Sonuçta burası askeriye değil.

Gülümsedim.

-Sizi hangisi daha rahat hissettirecekse...Chan?

Gözleri kısılarak güldü.

-Böyle daha iyi.

-Pekala Chan. Anladığım kadarıyla uzun süreler uyumamakla ilgili bir sorun yaşadığın için buradasın. Bana yaşadığın bu sorunu biraz daha ayrıntılı anlatabilir misin lütfen?

-Gün içinde oldukça uzun saatler çalışıyorum. Bu bazen on iki saatten bile fazla sürüyor. Yeri geliyor çok erken saatlerden bir sonraki günün sabahına kadar oradan oraya koşturarak gün geçiyor. Bu süre zarfında herkes bulduğu ilk yerde uyuklayacak kadar bitkin düşerken, ben ne kadar yorgun olursam olayım uyuyamıyorum. Bazen birkaç günlük uykusuzluğun ardından gerçekten yorgun oluyorum ve farkında olmadan oturduğum yerde uyuyakalıyorum. Ama bu uykudan da çok geçmeden boğularak uyanıyorum ve bir daha da uyuyamıyorum. Bu artık beni tüketecek bir seviyeye geldi ve komutanlarım bir psikologdan yardım almamın işe yarayacağını söyledi. Askeriyedeki revir bana gerektiği kadar yardımcı olamadı. O yüzden buradayım.

GHOST/ BangchanWhere stories live. Discover now