4. Bölüm

3K 75 8
                                    

Bölüm şarkısı •Batuhan Kordel~ Sıcak şarap~
______________________________

Sabah Hediye ablanın seslenmesiyle uyandım benimle birlikte diğerleri de uyanmış olacak ki söylenmeye başlamışlardı.
Hediye abla hemen yanıma gelip heyecanla gözlerime bakıp "Geldiler kızım baban geldi, seni almaya geldi!" Dedi bir dakika ne babam benim babam geldi beni almaya geldi BENİM BABAM BENİ ALMAYA GELDİ!!
Herkes şok içindeydi en çokta ben. Geleceklerini defalarca kez hayal etmiştim ama böyle olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.
Çığlık attım " BA-BABAM
BE-BENİM BABAM GELDİ"
İlk kendine gelen Afra olurken heyecanla konuştu " Haydi seni hazırlayalım baban seni güzel görsün"
Onun sesiyle heyecanımı bastırıp banyoya girdim. Tamam Arya sakin Arya şimdi hazırlan babanın yanına git ve herşey çok güzel olsun.
Bu güne özel sakladığım çicekli elbisemi hızla üzerime geçirdim.

(Siz hayal edersiniz çiçekli bir elbise işte)

Hazır olunca banyodan çıktım. Heyecandan ağlayacaktım. Benim babam beni almaya geldi. Şimdi ben o Cengiz pisliğini şikayet etmezmiyimm.

Hediye abla ile Cengiz'in odasına doğru giderken bacaklarım titriyordu çok heyecanlıydım.

Odaya vardığımızda onu babamı gördüm. Hiç değişmemişti hâla o eski yakışıklı babamdı işte.

Bana döndü baktı baktı sonra Cengize dönüp "Gidebilir miyiz artık" dedi.
Ne yani sarılmayacakmıydı. Beni ne kadar özlediğini söyleyecekti daha.

Neyse sakin babam öyle duygularını herkesin içinde belli etmekten çok hoşlanmaz o yüzden böyledir. Bilirim ben babamı
Cengiz " tabi çıkabilirsiniz" dedi. Bir dakika bu Cengiz gerizekalısı neden yüzüne maske takmış ayy inşallah korona olmuştur.
Hediye abla bana dönüp "Arya haydi eşyalarını alıp gel gidin babanla" dedi. O an çok garip hissettim baban senin baban o adam benim babam, bana sarılmayan babam.
Ay durun bir dakika o evde böyle yapmaz hatta şimdi arabaya binince öpücüklere boğar beni.

Düşüncelerimden sıyrılıp odama gittim eşyalarımı aldım bizimkiler okula gitmiş olmalıydılar.

Eşyalarımı alıp bahçeye indim babam bir arabanın önünde beni bekliyordu. Oraya doğru gittim. Minnak valizimi arka koltuğa koyup öne bindim.

Babam arabayı çalıştırdı. Çok sessizdi niye bu kadar sessizdi ki. Sessizliği bozmak için konuştum." Ben sizi çok özledim neden daha önce bulamadınız ki beni, sen beni özlemedin mi baba?" Dedim. Araba ani bir frenle durdu. "BANA BİR DAHA ASLA BABA DEME BEN SENİN BABAN DEĞİLİM!!" Diye bağırdı.

Gözlerim dolmuştu ne yani beni sevmiyor muydu istemiyor muydu beni. Cengiz haklı mıydı boşuna mı ümitleniyordum. Ne demek senin baban değilim. Beni kızı olarak görmüyordu. Bilmeden birşey mi yapmıştım acaba?
Neyse eve bir varalım da Atakan abim böyle yapmaz sahi onlar nerede. "A-abimler nerede?" Dedim zorla tedirginligim sesime yansımıştı. Araba yine ani bir frenle tekrar durdu ve
"Onlar senin abin değil " diye bağırdı ve yüzüme inen büyük bir darbe.

Bana tokat attı.
BABAM BANA T-TOKAT ATTI
TOKAT ATTI!!!

Gözümden yaşlar akıyordu durduramıyordum olmuyordu durmuyordu. Ne demek onlar senin abin değil ben senin baban değilim ne demek. Ne oluyordu benim bilmediğim neler dönüyordu
Bilmeden , istemeden birşey mi yapmıştım. Yanağım sızlıyordu.
Daha önce çok tokat yemiştim ama hiçbiri bu kadar canımı yakmamıştı.

Eve gelmiştik çok değişmemişti hâla aynıydı ev
Kapıyı Emine abla açmıştı.
Önden babam arkadan da ben salona girdik. Salonda Ediz abim, Poyraz abim, Baran abim ve Demir abim,Hazer, Hazar ve Onur diye tahmin ettiğim bir çocuk vardı.
Atakan abim yoktu o neredeydi?

Babam yukarıya çıktı ben de onların karşılarındaki ikili koltuğa oturdum. Duyacaklarımdan tereddüt ederek " Abi?" Diye seslendim. Hepsinin bakışları bana döndü. Bu bakışlar onlarda hiç görmeyi tahmin etmediğim bakışlardı bakışlarında... Nefret vardı
Ediz abim ayağa kalkarak yanıma geldi kolumu sıkmaya başladı. Canım yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum alışıktım ben acıya.

" BİR DAHA SAKIN BİZE ABİ DEME DUYDUN MU SAKIN BİZ SENİN ABİN DEĞİLİZ BİZ SENİN HİÇBİRŞEYİN DEĞİLİZ SEN DE BURAYA GELİP BİZE ABİ DİYECEK KADAR İĞRENÇ BİR İNSANSIN!!" Diye bağırdı
Gözlerim dolmuştu nasıl böyle konuşabilirdi ki. bana miniğim diyen adama ne olmuştu.
Ediz abimi kenara çekip yerine Poyraz abim geçti. Anlaşıldı nefretlerini kusacaklar. " Sen bizim kardeşimiz değilsin bizim kardeşimiz senin gibi zırlak ve senin gibi çirkin değildi"
İşte bu üzdü.
Sesimin titremesini umursamadan sordum
" İ-istemeden bi-birşey mi yaptım? " Diye sordum.
Histerik ve alaycıl bir gülme sesi doldurdu odayı Demir
" Sen berbat bir insansın" diyerek çıkıp gitti. Ardından Baran abim ve Poyraz abim de gitti. Hazer ve Hazar beni kenardan izliyordu. Onlar benim diğer yarımdı ben olduğumu hissediyorlardır belki. Onların yanına gidip
" Siz bari söyleyin neler oluyor" Hazar öne çıkıp
" Ne oluyor öyle mi ben söyleyeyim ne olduğunu sahtekar bir dolandırıcı karşımıza geçmiş bize rol kesiyor" diyip gitti arkasından Hazer de.

Onur bana dolu gözlerle bakıyordu. O o çok büyümüştü. " O-Onur çok büyümüşsün" dedim ama o hiçbirşey demeden arkasını dönüp gitti. Delirecektim kafayı yiyecektim neler oluyordu dolandırıcı, rol kesmek... Bunlar beni ne sanıyordu. Ediz yanıma doğru geldi kolumdan tutup yukarıya doğru çdkiştirmeye başladı 4. Kata geldiğ- bir dakika bu ev üç katlı değil miydi?
4.katta sadece bir kapı vardı o kapıda siyah bakımsız birşeydi. Yurttaki işkence odasına benziyordu. Kapıyı açıp beni içeri fırlattı "yeni odan burası" diyip kapıyı kapattı. Düşmenin etkisiyle bacaklarım kanarken acıyla gözlerimi kapattım. Biraz acının geçmesini bekledim ve gözlerimi açtım. Ne yani odam çatı mıydı?
Yerler simsiyah beton, eski yuvarlak kırıldı kırılacak bir pencere, yatak minderi olmayan sadece tahtadan olan bir yatak, her yerde koliler, tavandan sarkan bir ampül. Gerçekten mi bu oda demeye bin şahit isteyen bir yerde mi kalacaktım burayı mı layık görmüşlerdi bana yetimhane bile bu kadar kötü değildi. Burada kalmak sorun değildi kalırdım kalmasına ama bana neden öyle davranmışlardı ne olmuştu ki.

Ağladım hâlime ağladım, hayallerime ağladım, anneme ağladım, yediğim tokata ağladım, işittiğim laflara, gördüğüm nefret dolu gözlere ağladım.

Telefonum çalıyordu ben hâla ağlıyordum baktığımda Bulut arıyordu açtım ve ağlamaktan kısılan sesimle konuştum.
" Bulut"
" Arya, sesine ne oldu, noluyor kötü birşey mi oldu"

Diye telaşlandı . Olanları bir bir anlattım ve o da ağlamamam gerektiğini kalbimin iyi olmayacağını ve benim bu olmadığımı söyledi

Haklıydı ben bu değildim. Ailem madem benim gerçek olduğuma inanmıyor sahtekar olarak görüyor bende onlara gerçekleri gösterirdim. Ailem için mücadele ederdim. Çünkü eminim ki annem de böyle yapardı. Ayağa kalktım pencereden baktığımda hava kararmıştı. Önemsemedim zaten bu gün bana uyku yoktu. Hızlıca kolilere baktım önemli gördüklerimi alıp geri kapattım ve sol duvara üst üste dizdim. Eski bir çamır makinesi vardı eee tamam bari bu da benim masam olsun napam yani
Eski tahtalar vardı onlarıda kenara koydum. Benim dolaba ihtiyacım vardı. Zaten yetimhaneye bağışlanan bir iki kıyafet vardı çok birşey değildi ama kırışacaklardı ve valiz benim değildi yarın geri götürmeliydim. Tahtaları duvara çivileyip üstüne kıyafetlerimi koyabilirdim ama çok yorulmuştum yarın yapardım. Yatak minderi yoktu tahtada mı yatacaktım? O sırada kenarda havuz makarnaları gözüme çarptı.
Hayır hayır ciddi olamazsın diyen iç sesimi susturdum ve makarnaları yatak gibi dizdim plastik bağ ile birbirine sabitledim. Başka çarem yoktu bunu onlar istedi madem ailemiz için savaşmam gerekiyordu savaşırdım o zaman. Yaptığım minderi yatağa koydum ve üzerine yattım. Tahtada yatmaktan iyidir.
______________________________

Helüüü

Olaylar başladı yavaştan

İstediğiniz sahneler👉👉

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz 👉👉👉

Yaw kitabı beğeniyonuz mu beğenmiyonuzmu anlamıyom şuraya iki dakka bi yazarmısınız valla çatlayacam👉👉



YARININ KIRIKLIĞI /Ara VerildiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu