İLK ÖPÜCÜK

348 21 4
                                    

Ece ile Erdem dağ evine geldiklerinde Emre ile Duygu henüz yeni yola çıkmışlardı. Ece eve girdiği gibi evi havalandırmak için perdelerini çektiği camları açmıştı. Dağ evinin huzur veren ayrı bir yanı vardı. Otantik havası, ahşap ve beyazın ağırlık bastığı renkler insanın ruhunu rahatlatıyordu. Erdem kanepe de oturmuş Ece'yi izliyordu. Ece de işi bittiğinde yanına oturdu. "Sence niye buradayız" dedi Ece.

"Matilda ile kaynaşmak için?" dedi Erdem.

"Bilmiyorum" dedi Ece.

Kanepede birbirlerinin yüzlerini incelerken akıllarına dağ evinde en son toplandıkları gün geldi.

"Bu ne Emre?" diye sormuştu Duygu. Elinde tuttuğu tahlil sonuçlarıyla. Nurten Hanım'ın hastalığının teşhisinin raporuydu elindeki dosya. Duygu göz yaşlarına yenik düşerek salondaki kanepeye attı kendini. Kafasında dönen senaryolara yenik düşmüş bir bitkinlikte sordu "Neden bana söylemedin?" diye.

Emre dosyayı ortalık da bıraktığı için kendine sinirlenmişti. Annesi bu hastalığa yakalandığı içinde kırgındı. Daha kendisi kabullenememişti annesinin hasta olduğunu. Nasıl arkadaşlarına anlatsındı.

Emre gözlerinden yaş gelirken omzunu silkti, Erdem Ece'nin sarıldığı Duygu'nun elinden dosyayı aldı. Böyle duygusal ortamlarda boğuluyor gibi hissediyordu kendini. Dosyada kanserin 1. evresinde olduğu yazıyordu. Eğer ilerlemezse, sadece kemoterapi tedavisi ile hastalık atlatılabilirdi.

"Hemen dağılmayın, birinci evredeymiş hastalık. Emre doktor ne dedi anlatsana" dedi Erdem.

Emre doktorun dediklerini açıklarken aslında durumun o kadar da iç karartıcı olmadığını fark etmişti.

"Tamam işte doktor da söylemiş, biraz moral ve destekle atlatacağız hep birlikte bu hastalığı" dedi heyecanla Duygu. Ona sarılan Ece'yi bırakmış, Emre'nin yanına gitmişti.

Emre'ye sarılarak "Söz veriyorum, hiç yalnız bırakmayacağım Nurten teyzeyi" dediğinde Emre yaşadığı duygularla birlikte ilk defa dudağından öpmüştü Duygu'yu. Duygu arkadaşlarının yanında gelen bu beklenmedik öpüşe, utansa da itiraz edemedi.

Erdem ile Ece şahit oldukları bu garip anın büyüsünü bozmamak için bakışları ile anlaşarak dağ evinin verandasına çıktılar.

"Ne çılgın bir gün ama!" diyerek gülümsedi Erdem.

Ece Erdem'in omzuna hafifçe vurarak "Ya azıcık ciddi olsan. Ama gerçekten tuhaf bir gün" dedi.

"Ciddi olduğum zaman hayat çekilmez oluyor be Türkan" dedi Erdem. Bir yandan eline aldığı tahta çubuk ile oynuyor bir yandan da Ece'ye yan gözlerle bakıyordu.

"Galiba haklısın" diyerek gülümsedi Ece. Gözünün önüne gelen perçemini kulağının arkasına alarak etrafı izlemeye devam etti.

"Emre'nin de romantizmine hayranım" diyerek itirafta bulundu Erdem.

Ece Erdem'in sözlerini duyduğunda yuttuğu tükürüğü yüzünden öksürmeye başladı.

Erdem Ece'nin bu haline gülerken "Bende evleneceğim kişiye böyle antika bir dağ evinde ilk öpücüğümü vermeliyim" dedi.

"Tamam artık bu konuyu kapatalım" dedi Ece. Bugün utanmakla yeterince yanakları  kızarmıştı...

YAP BİR GÜZELLİK BE TÜRKAN! (TAMAMLANDI)On viuen les histories. Descobreix ara