Birbirini kovalayan derin ve yorgun nefeslerle doldurdu kadın ciğerlerini. Omzundan sarkan kamera çantası ve sırtında ağırlığı her saniye artan ama aslında o kadar da ağır olmayan sırt çantasıyla attığı her adım ona zulüm gibi geliyordu.

Bileğindeki saat her ne kadar sabahın 04:37'sini gösteriyor olsa da bir kez daha kontrol etmekten zarar gelmeyeceğini düşünerek telefonunun ekranına baktı bu sefer.

Ekranı açar açmaz 04:38 olmuştu. Zaman hiç durmuyor, hatta yavaşlamıyordu bile, onun işini asla kolaylaştırmıyordu.

Lüks evin garaj yolundaki kapı şifresini bildiği için rahatça bahçeye girebilmişti ama arkadaşının ona kapıyı açmayacağını ya da açana kadar en az on beş dakika oyalayacağını biliyordu.

Yılların getirdiği arkadaşlıklarda böyle olurdu, iki taraf da birbirini gayet iyi tanımaya başlar ve arkadaşlık daha da uzadığında çevredekiler için bu korkutucu bir hal alırdı.

Onların başına gelen de buydu.

Yorgun parmaklarını hareket dahi ettirmek istememesine rağmen kolunu güçlükle kaldırıp duvardaki zile bastı ve kamera sistemine dikti bakışlarını.

"Seni içeri almayacağım Vicky!" diyen ses duyulduğunda yüzünü gölgeleyen kısa saçlarını geriye iterek kameraya baktı kadın.

Gözünün çevresinde oluşan morluğun, lüks kamera sisteminden gözüktüğüne emindi. Gözükmüyor olsa bile onun bıkkın bir şekilde "Darp raporu almam uzun sürdü Sarah!" demesi arkadaşının kapıyı açmasına yeterli olacaktı.

Hızla açılan kapının arkasında beliren kadın, üzerindeki pijamalarına ve ev topuzu yaptığı saçlarının üzerine ittiği uyku bandına rağmen kadınlara ilgi duyan herkesin ilgisini çekebilecek kadar güzeldi.
Sosyal medyada Sarah Paulson güzelliği diye anılan bu güzellik, tamamen Sarah Paulson'ın ta kendisi olmasından kaynaklanıyordu.

"Lanet olsun Victoria! Gözüne ne yaptın?" diye sordu kapıda dikilmeye devam eden arkadaşını kolundan tutup içeri çekerken.

"Uzun ve sıkıcı bir hikaye, dinlemek istediğine emin misin?" diye sordu kadın. İçeri girmesiyle birlikte hem sırtındaki çantayı hem de omzundaki kamera çantasını umursamazca kenara fırlatmıştı.

"Hey, kameranı kıracaksın!" dedi Sarah arkadaşının peşinden ilerlerken.

Victoria Shaw, peşinden gelen arkadaşına 'önemsiz' dercesine el salladıktan sonra "Boşversene zaten çoktan kırık." diye mırıldandı.

Moraran gözünün ve bütün vücudunun ağrımasının üzerine bir de en yegane eşyasının kırılmış olması ağlamak istemesine yol açıyordu.

"Pedro ve Isaac salonda, Elvira da çocuklarla birlikte misafir odasında uyuyor. Uyumak mı istersin bizimle oturacak mısın?"

Olduğu yerde durup yavaşça arkadaşına dönen kadın şaşkın bakışlarına oyuncu bir şekilde daha da şaşkınlık eklerken "Sarah?" diye mırıldandı sorarcasına.

"Söz verdiğim saatten yaklaşık dört saat geç geldim ve sen beni sorguya çekmek yerine uyumak isteyip istemediğimi mi soruyorsun?" diye sordu.

"Vicky, gözün mor ve kameran kırık bir halde söz verdiğin saatten dört saat sonra geldin. Belki dinlenmen lazımdır diye düşündüm. Senin için endişelendik, Pedro bile endişelendi." dedi Sarah.

Victoria'ya sunduğu dinlenme şansını yinelemek yerine onun koluna girerek salonda onları bekleyen iki arkadaşının yanına doğru attı adımlarını.

"Beyler!" dedi Sarah.
"Victoria Shaw gözü mor ve kamerası kırık bir şekilde, onu içeri almam için bana yalvardı."

"Yalvarmadım kocakarı!" dedi Victoria. L koltuğun boş alanına kendisini attığı anda diğer iki arkadaşının meraklı bakışlarını üzerinde hissetmeye başlamıştı.

cliché | pedro pascalWhere stories live. Discover now