"Hoş geldiniz," dedim hepsine tek tek bakıp gülümseyerek.

"Hoş bulduk," dediler sırayla.

Böyle hep birlikte olmayı özlemiştim. Rütbe yükseltme sınavının sonuçları açıklanmıştı Emre artık üsteğmendi. Semih, Uğur, Ercan ise teğmen olmuşlardı. Onlar adına çok sevinmiştim. Bugünse uzun zamandır beklettiğimiz kutlama yemeğine çıkacaktık.

"Kızım yemek vermiyor mu Kurt sana, kilo mu verdin sen?" Semih'in kaşları çatılırken iki adım atıp yanına oturdum. Kolunun altına çekip saçlarımı karıştırdı abi edasıyla.

"Bana zorla yemek yediriyor aksine bu hain Kurt, döv onu Semih," dedim sabah kahvaltıda ağzıma zorla tıktığı kahvaltılıkları hatırlayınca gülümseyerek. Bunun intikamını alırım demiştim ona. Midem fazlasıyla bulandığı için ilk aylar olması sebebiyle yediklerim çok fazla midemde kalmıyordu. Son günlerde birkaç kilo almışım ama Semih sırf Emre ile uğraşmak için dalga geçiyordu.

"Önce sen yanında oturan Gamze Hanım'a sor bakalım kardeşim, günde iki öğünle nasıl yaşamaya devam ediyormuş." Emre gözlerini bana dikerek meydan okuduğunda Semih'in hâlâ omzumda olan eline baktı bir an.

"O zaman kardeşim haklı Gamze." Semih ciddi bir şekilde bana dönerken kaşlarımı çattım.

"Hainler iki oldu, sağ ol ya hemen sattın beni." Oturduğum yerden kalkıp elimle dağılan saçlarımı düzelttim.

Benden sonra diğerleri de kalkarken benim bu hâlime gülüyorlardı. Ercan telefonla konuşuyordu, Uğur ise yorgun görünüyordu. Dün gece görevden dönmüşlerdi, bu seferki diğerlerinden biraz daha uzun sürmüştü. Dursun da elinde telefon Nazlı ile mesajlaşıyordu büyük ihtimalle. Hep birlikte akşam yemeği yemek için çıkmıştık. Mert biz kapıdan çıkarken yeni gelmiş ve bize katılmıştı.

"Gamzelim nereye?" Emre arkamdan seslendiğinde ona aldırış etmeden Uğur'un arabasına yürüdüm.

"Burada arkamdan konuşmayacak tek kişinin arabasına." Uğur'un arabasına çoktan binmiş, yolcu koltuğuna yerleşmiştim. Ercan'a Emre'nin arabasını işaret etmiştim binmesi için. Uğur'la yalnız konuşmak istiyordum.

Emre bu isteğime karşı çıkmazken Ercan ile bindiği aracı çalıştırmıştı. Uğur'un yanına öne oturup kapıyı kapattım, şehir merkezine kırk dakikalık bir yolumuz vardı. Çantamı arka koltuğa bıraktığımda Uğur arabayı çalıştırdı. İçlerinde en çok onun yanında olmak kolaydı çünkü Uğur sorgulamazdı. Semih bana kız kardeşi kadar yakın ve ilgili davranıyordu. Emre için diye düşündüğüm bu durum aramızda paylaştığımız birçok anı ve sırla abi kardeş ilişkimizi derinleştirmişti. Mert hem abime yakınlığı hem de Emre dolayısıyla benim için endişe ediyordu. Dursun bana sevdiği kadınla olan yakınlığım ve Emre dolayısıyla bağlıydı. İçlerinde bir tek Uğur doğrudan bana bağlıydı.

"Ne oldu?" diye sordum direkt konuya girerek. Çünkü biliyorum sormasam söylemezdi.

"Emre bu konuları seninle konuşmama kızıyor, seni incitiyormuş." Uğur düz bir adamdı kıvırmaz, doğrudan nedenini söylerdi.

"Emre beni pamuklara da sarmak istiyor Uğur ona bakarsan," dedim alaycı bir gülümsemeyle.

"Âşık bir adam o, senin için neler yapacağını sadece bilmiyorum gördüm de." Sesi ifadesiz olsa da altındaki anlamı ikimiz de biliyorduk.

"O olaydan sonra aranız yani yaptığımız plandan sonra açıldı mı? Emre'ye defalarca sordum ama bana hiçbir sorun olmadığını söyledi. Bir yumrukla yırttı deyip durdu." Başımı çevirip ona baktığımda alaycı bir gülümseme vardı yüzünde.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ