Keratin40

15.4K 346 82
                                    

"Çok kötü gözüküyorsun hepsi benim yüzümden. Ben seni korumak için yapmıştım. Toprak abi o siteyi çökelt yoksa ben yapanı bulup geberticem dedi. Ben de o da sana bulaşmasın diye halledicem dedim. Bana pek güvenmiyordu inandırıcı olsun diye paraları gerçekten aldım. Güvenini kazanmaya başladım. Hatta babam için bir durdurma operasyonu bile planlıyor."

"Ortak değil miyiz Mert? Hani ortak olalım diye kapılarıma gelmiştin,hatırlatırım. Bir şeyler gizleyerek ortak olunur mu? Utanmadan karşımda ağlıyorsun bir de."

"Ben seni bu halde görünce dayanamadım. Sen tanıdığım en güçlü insanlardansın,kendine böyle bir şey yapacağın asla aklıma gelmemişti. Zaten Toprak abi o gün yemekten sonra benim ile tek kalıp konuştuğunda aklıma direkt bu geldi. Düşünmeye de fazla zamanım yoktu."

"Senin de aklına direkt beni yakmak geldi. Sonrasında niye söylemedin?" Toprak denilen adamın zorlaması olabilirdi belki ama yine de bana söylemeliydi. Ben de kendimi yıpratmazdım.

"Sana böyle bir plan yapmayı planlıyorum,bana güven, Keratin'e de sitene de bir şey olmayacak deseydim bana güvenmezdin. Ne parayı verirdin ne de başka bir şey." Sol eliyle gözyaşlarını sildi. Bu kadar ağlamasına da hiç gerek yoktu halbuki. Zaten bir şeyim de yoktu.

Ağlamasına hiç üzülmüyordum,benden bir şeyler saklayıp ikinci kere milyonlarımı çalıyordu."Ben ölümü düşünmüşüm burada mezara gidecektim. Sonra -" ben o daha da üzülsün diye abarta abarta anlatırken hemşire geldi.

"Yemek saati olmadığından anca yemek hazırlandı. Arda Bey istedi diyince akan sular durdu tabi."

"Hemşire Hanım,Cansel iyi değil mi?" Sorma Mert,diyorum kötüyüm diye. Şimdi olmadı ki bu.

"Kendisi bayılmış buraya getirdiler. Serumu da verildi hatta taburcu edilmeye de gayet uygun. Yemekten sonra çıkış işlemleri yapılabilir." İyi de geç,niye her şeyi anlatıyorsun?

"Nasıl yani,peki bu?" Kolumu narince tuttu.Biraz havaya kaldırdı.

"Öyle bir şey bildirilmedi bize hem sanki az önce yoktu."

"Anlıyorum hemşire Hanım,teşekkürler." Mert'in bakışları üzerime döndü.

Sinirle yattığım yerden kalkıp,sargıyı çözdüm."Hiç öyle bakma,senin yüzünden bayıldım ben. Daha beter ağlayacaksın bekle sen." Koyduğum telefonu alıp önünde salladım."Dediklerinle belki hapis yatmazsın ama elini kolunu bir süreliğine bağlarım. O babacığından intikam alıcağın planların da suda kulaç atar." Onu ittirip çıktım.

Çıkış işlemlerini yapmak için görevli kadının orada durdum. Kimliğimi,imzamı falan istiyorlardı. Mert bir adım arkamda durmuş bekliyordu. Bir kelime bile etmiyordu. Görevli kadın ücreti istediğinde"Bu beyefendi ödeyecek,benden aldığı paralarla."

Mert bana baktı ve elini cüzdanına attı. Kartını çıkarıp kadına verdi. "Yine formundasın.Sana bir şey olmadı ya önemli olan o. "

"Yalnız 2 milyon dolarımdan düş bunu. Bir de ekstra aldıkların var. Öncekiler de var mesela. Sahi onları da saklıyor musun başka bir yerde?" Mert üzgün üzgün bana bakıyordu. Ağlamaktan yüzü ve gözleri kıpkırmızıydı.

"Onlar babamda eğer onu bitirebilirsem sana geri veririm paralarını." Kafa salladım. İşlemler bittikten sonra çıkışa doğru yürüdüm.

Arabamı sahilin orada bıraktığımdan taksilerin olduğu tarafa doğru yürüdüm.

"Biz bırakalım seni." Duymazlıktan gelip yürümeye devam ettim.

"Hem sen de daha önce bırakmıştın beni,borç ödemesi olarak düşün." Olduğum yerde durdum. Ona döndüm.

KERATİN  +18Where stories live. Discover now