Keratin33

17.5K 330 57
                                    

Uyandığımda geceydi ve yatağımda yatıyordum. Saatin  gece yarısı olduğunu gördüm. O kadar saat uyumuştum ve şu an kendimi daha iyi hissediyordum.

Her şey tamamdı ama yatağa taşıma mevzusu hoşuma gitmemişti. Sonuçta koltukta da yatabilirdim.

Yataktan kalkıp salona doğru gittim. Mert koltukta yatıyordu. Üzerine de montunu almıştı. Madem ben de uyudum evine gitseydin ya?

Mert'i uyandırmak için ağzımı açmıştım ki geri kapadım. Sonuçta Mert benim hâlâ düşmanım olabilirdi ve evdeki bilgisayar ve telefonumu karıştırmış olabilirdi. Belki daha da ileri gidip eve böcek bile koymuş olabilirdi. Abartıyordum belki ama sonuçta en minik ihtimali bile değerlendirmek durumundaydım.

Bilgisayarım arabadaydı. Evraklar Keratin'deydi ki onlara bakılsa bile pek bir şey olmazdı. Zaten ona göre düzenliyordum. En önemlisi telefonumdu çünkü rehberimde Selin vardı.

Gözlerim telefonumu aradı ve Mert'in yattığı yastığın altında duran telefonumun ucunu görmüştüm. Onu almaya gitsem muhtemelen Mert uyanırdı. O zmana kadar mutfak ve bir kaç yere bir şey var mı diye baktım. Hiçbir şey bulamadım bulduğum tek şey fazlası ile temiz bir mutfaktı.

Mutfak benim bıraktığımdan bile daha düzenliydi. Buzdolabımı açtığımda her şey yerli yerine yerleştirilmişti. Cam kaselere meyveleri koymuş, birkaç saklama kabını da yanlarına dizmişti. Kaplardan birini alıp açtım. Doğranmış meyveler vardı. Diğerinde de öyle. Kutunun birini alıp salona döndüm.

Kutuyu sehpaya bırakıp telefonumu almak için eğildim. Eğilmişken bir elimle de Mert'in alnına bir tane yapıştırdım.

Mert hızla kalktı."Ahhh, noluyo?"

"Hâlâ ne işin var evimde."

"Seninde ne kıymetli evin varmış. Bütün gece başında bekledik yaptığın muameleye bak."

"Ben mi dedim bekle diye?"

"Hay,bir dakika daha kalırsam götten siksinler. Seni ikna edelim diye bin şekle girdik. Bir iki gün sonra babamın düşmanlarından biri bir yemek vericek. Benle ekip olmak istersen ona katılırız. Ben de bu kadar sabredebiliyorum. Zaten sesin de düzelmiş. Gidiyorum ben." Mert söylene söylene çıkıp gitmişti.

Zaten en başından beri beni ikna etmek için geldiģi belliydi. Ona da söylemiştim. Yalan yok,yaptıkları işe de yaramıştı. Mert'e her şeyimi açıcak kadar güvenmezdim. Zaten ben kendimden başka kimseye güvenemiyordum. Ama ben bu tatlı götümü sağlama almak istiyorsam Mert ile iş birliği yapmak zorundaydım. Zaten öbür türlü babası kesin peşime düşecekti,yüksek ihtimalle bu sefer işi daha da ciddiye bindirip beni yakalayacaktı. Mert ile ortak olmam dahilinde risk alacaktım ama kazanma riskim daha yüksekti.

Mert'e mesaj atmaya karar verdim. Sabah aradığı numarayı kayıt ettim ve mesaj yazdım.

Cansel:Yemeğin gününü ve saatini mesaj at.

Üzerimi değiştirmeye gittim. Sonuçta kendimi daha iyi hissediyordum ve Keratin'de kafayı dağıtıyordum.

Arabaya binmek üzereyken Mert'ten cevap geldi.

Mert:Yeni suç ortağın hayırlı olsun o zaman ;)

Cevap vermeyip Keratin'e doğru sürdüm.

Aşağıda bizimkilerden sadece Akın vardı. Masaların birinde oturmuş bir şeyler içiyordu. Ayak üstü selam vermek için yanına gittim.

"Naber?"

"İyidir. Bugün geç geldin?"

"Hastaydım biraz."

KERATİN  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin