-İlk Bölüm-

2.7K 106 93
                                    

Keyifli okumalar...

&

Buradaki kaçıncı günümdü bilmiyordum. Karnım açtı, başım ağrıyordu. Vücudumda öyle bir halsizlik vardı ki tek istediğim bir an önce ölmekti. Düşleyebildiğim tek şey, şu anlık buydu.

Aylarca birinin tutsağı olmuştum. Korkuyordum, üşüyordum ve her geçen gün hislerimi kaybediyordum.

Derin düşüncelerimin arasından sıyrılmama sebep olan bir ses doldurdu kulağımı. Metallerin birbirine sürtünme sesiydi, kapı açılmıştı. O gelmişti. Hangi ara yaptım bilmiyorum fakat şu an ayaktaydım. Birkaç adımda demir parmaklıklara tutunmuştum.

Boşunaydı bu umutlarım, buradan çıkamayacağımı biliyordum.

Önümde gördüğüm yüzle birlikte, içine hapsedildiğim demir parmaklıklara bir tekme savurdum. Sinirle tüm vücudumu ele geçirmişti. "Manyak herif! Çıkar beni buradan, yeter artık!" Sesim zar zor çıkarken, kendimi çok zorladığımı farkettim. Soluklandım.

Hazar, beni kapattığı yere doğru yaklaştı. "Bu kadar bağırma güzelim, sana yakışmıyor. Ses tellerine zarar vereceksin." Sakince söylediklerine karşı daha fazla delirdiğimi hissediyordum. Gerçi buradan kurtulamadığım her gün daha fazla deliriyordum, orası kesindi.

Sinirle soludum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, hislerimi her geçen gün kaybederken güçlenen tek his, nefretti. Duygularımın hepsi bir bütün olup nefrete dönüşmüştü.

Ses tellerimi zorlamaya kararlıydım.

"Akli dengen yerinde mi senin be adam! Beni buraya hapsettin! Aylarca burada bıraktın! Gelmiş bana seni seviyorum diyorsun!"

Hazar hastaydı, buna emindim. O takıntılı bir adamdı. Ve beni sevdiğini zanneden bir hastaydı.

O sırada gözlerini öfkeyle bana çevirdi. "Seni koruyorum! Senin için canımı bile veririm!" Hadi bunu test edelim!

"Madem beni seviyorsun, benim için canını bile verirsin, o zaman gözlerimin önünde öldür kendini. Bu sayede inanırım senin sevgine." dedim kaş göz haraketi yaparak.

Kahkaha atarak demir parmaklıklardaki kilidi açtı.

Başlıyorduk yine... "O kadar aptal değilim, Vera." Üzerime doğru yaklaşırken kalbim göğüs kafesimi tekmelemeye başlamıştı. "Seni korumak için canımı veririm. Sevgimi kanıtlamak için değil."

Tam karşımda durduğunda ellerini belime koyarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Hiddetle onu göğüsünden ittim. İğrençti. Ellerini bedenimde hissettiğim an değdiği tenimi söküp atmak istedim.

Geriye doğru sendeledi. Elimin tersiyle dudaklarımı sildim. "Bunu yaptığına pişman olacaksın!" Her zaman aynısını yapıyordu. Şimdi sıra neredeydi? Şimdi sıra, her tarafım morarana kadar dövülmekteydi.

Yüzüme inen sert yumrukla yere düştüm. "Beni seviyorsun! Ve ben de seni seviyorum! Sana dokunmak benim hakkım!" Vücudum titremeye başlarken kendimi sakinleştiremiyor, düşünemiyor ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Psikopat herif!" diye fısıldadım nefret dolu bir sesle. Duygularım yansımıştı sesime. Yanıma çömelerek o iğrenç nefesini yüzüme vererek konuştu. "Kaşınma, yoksa iyi şeyler olmaz."

Saçlarımı eline geçirerek kafamı yere doğru vurduğunda gözlerim karardı. Sonrası büyük bir karanlık ve sessizlikten ibaretti. Bilincimi kaybetmiştim.

Altı Ay Önce...

Hava soğuktu. Vera gecenin bu vaktine kadar bir barda takılıp içmişti. Sarhoştu. Geceyi aydınlatan sokak lambasının altında öylece bekliyordu. Algıları tamamen açık değildi. Bildiği tek şey kendisiyle vakit geçirebilmek için dışarı çıktığıydı. Sonra olan olmuştu. "Ev..." Elleriyle yüzünü ovuşturup tekrar dudaklarını araladı. "Eve gitmem gerekiyor."

BİR TEK SENWhere stories live. Discover now