"Bir saat önceki halinden eser yok şimdi. Can ile eğleniyor gibi gözüküyordun." Özge'nin sesi ile sonuca ulaşmayan düşüncelerimden ayrıldım.

"Can'nın da iyi olduğu bazı konular var. Bunu inkar edemem." Güldü.

"Biliyorum."

"Asıl sen iyi misin? Konuyu açmak da istemiyorum ama seni merak da ediyorum."

"Yani,bitti gitti. Arada aklıma geliyor 'Nasıl bu kadar aptal olabildim?'diye. Sonuçta hiç tanımadığın birinin ormandaki evine niye gidersin ki?"

"Nereden bilebilirdin ki? Kafanı dağıtmaya odaklan sen."

"Dağıtmak için erkenden geldim,kaç saat oldu yeni eve gideceğim şimdi." Hepimiz kafa dağıtmak için bu yolu deniyorduk. Belki de alışveriş,spor falan denemeliydik. Gerçeği fesat açıdan bakınca ikisi de yaptığımız eylemlere dahil sayılırdı.

"Ben de gidecektim aslında. Çıkarım birazdan."

"Yarın görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz"dedim ardından el sallarken.

Mert'i aramaya karar verdim. Rehberden numarasını bulup aradım. Üç kere çaldıktan sonra kapattım. Müsait değildi herhalde.

Orada başına bir iş mi gelmişti acaba? Zaten tekin tipler de değillerdi. Selahattin'nin numarası olsa arardım ama yoktu. Eğer başlarına bir şey geldiyse artık babası ile tek başıma mücadele etmek zorunda kalırdım. Bir de yemekte beni gören insanlar beni Mert ile birlikte sanıyordu. Bir şey yaparlarsa bana da bulaşabilirlerdi. Yine bin bir risk içeren bir durumdaydım.

Can'nın masaya koyduğu içki şişesinin paketini izlerken aklıma gelen fikir sinirimi bozuyordu. Mert tekrardan paraları almış olabilirdi. Bu sefer babası ile arası bozuk olduğundan paraları alıp gitmiş olabilirdi. Ama bu fikrim yine niye hepsini almadı o zman?Noktasına geliyordu. Hem zaten Mert'in parası çoktu. Böyle bir şey yapmış olabilirdi ama saçma olurdu. Peki Mert de değilse kimdi?

Aşağı kattaki insanların neredeyse tamamı gitmişti. Ben de onların arkasından çıksam iyi olurdu.

Eve gidip iyi bir uyku çekmem lazımdı. Alarmı kapatmaya karar verdim. Arabaya doğru ilerlerken bir yandan da alarmı kapatıyordum.

__________________________

Uyandığımda akşam üzeri olmuştu. Uzun bir süre uyumuştum. Saati merak ettiğimde elimi attığım telefon cevapsız çağrılar ile dolmuştu. Kırk yılın başında uyumaya karar vermiştim ve yine musibetler beni bulmuştu.

Ezgi iki kere aramıştı. Açmadığımda ise mesaj atmıştı.

Ezgi:Okulun ilk gününde ne giysem bilemiyorum. Elbise mi?Tayt falan mı?(07.34)
Ezgi:Kime diyorum? Neyse ya en iyisi pantolon ve bluz giyeyim.(07.40)
Ezgi:Dersim bitti. Senin de dersin yoksa kahve içelim mi?(12.12)
Ezgi:Okulun ilk günü okula gelmemiş de olamazsın. Uyuya mı kaldın kankam yoksa?(12.30)

Siktir!Bugün okul vardı ve ben unutmuştum. Okula en azından ilk hafta giderdim. Sonrasında pek uğramaz imza attırırdım.

Sonrasında Selin'den gelen mesajlara girdim. O da beni defalarca aramıştı.

Selin:Sistemde tekrar bir para çekimi oldu. Resmen ilk vurgunu yaptıktan sonra taksit taksit almaya devam ediyorlar. Beni hemen aramalısın.(14.51)
Hemen Selin'i aradım.
"Ne oluyor anlat hemen" yeni uyandığımdan sesim kısık çıkmıştı.

"Senin gönderdiğin para geldi. Sisteme ekledim. Öğleden sonra ise bir miktar daha para çekildi. O parayı geri ekleyemezsek siteyi dondurmamız gerekir."

KERATİN  +18Where stories live. Discover now