"Yeni biri ile tanışmıştım. Bugün bizimkiler ile buluşucaz,eğleniriz dedi. Ben de kabul ettim.Ah,kabul eden beynimi parçalamak istiyorum." Çok sinirliydi. Biraz nefeslendikten sonra devam etti" Babasının iş yemeği varmış,o ve arkadaşları bahçedeki bir yerde buluşmuşlardı. Her şey çok güzeldi. Ben bir ara lavaboya gittim. Hatta senle de o zaman karşılaştık. Geri geldiğimde bunların kafası bir milyon olmuştu. İlk başta takmadım ama zaman ilerledikçe delirdiler. Bana da vermeye çalıştılar ben istemeyince hepsi üzerime geldiler. Bir şekilde kaçtım ellerinden. Sonra sen çıktın karşıma. Ama Cansel görmen lazımdı delirmişlerdi sanki."

"Sakin ol. Bir şey olmadan kurtardın paçayı. Güvendesin şu an."

"İyi ki denk gelmişiz. Yoksa şu an bilmediğim izbe bir yerde olucaktım. Sen niye buradaydın ki?" Ah be Özge,ne sen sor ne ben söyleyeyim.

"Babasının yemeğine davetliydim ben de ama değişik tipler olduğunu fark edince ben de erkenden ayrıldım. " Söylediğim yüzlerce yalana bir yenisi daha eklenmişti.

"Hem şu an bunu mu konuşucaz,saçmalama. Ben seni nereye bırakayım?" Konuyu kapatmak için yeni konu açmıştım.

"İlerdeki durakta bırak beni. Taksi ile giderim. Sen uğraşma."

"Olur mu canım öyle şey?" Böylesine dağıldıktan sonra onu taksiye bırakamazdım.

"Yok ya ,harbiden. Hem uzak zaten. Ben daha iyiyim şimdi." Daha ısrar etmiştim ama o taksi ile gitme konusunda kararlıydı. Arabayı durağa çektim.

"Bıraktığın için teşekkür ederim."

"Ne teşekkürü,önemli değil."

Özge birden kollarını boynuma doladı."Hayatıma iyi ki girdin Cansel. İyi geceler."

"İyi geceler " diyebildim sadece. Özge de sonrasında boşta olan bir taksiye binmişti.

Mert,Özge,Toprak hepsini düşüne düşüne evime gelmiştim.

______________________________________

Zil sesine uyandım. Elimle saçlarımı düzeltip kapıya doğru yürüdüm. Deniz gelmişti.

"Günaydın" dedim şaşırarak.

"Günaydın" dedi. Belimden sımsıkı sarıldı. Yüzünü boynuma gömmüş sımsıkı sarılıyordu.

"İyi misin?" Diye sordum. Üzgün görünüyordu.

"İyiyim." sesi kısık çıkmıştı. Beni kucağına aldı ve ayağı ile kapıyı kapadı. Odama doğru götürüyordu. Ses çıkarmadım.

Beni yavaşca yatağa oturttu. Ardından o da yavaşça yanıma oturdu. Bir eli saçıma gitti ve önüme gelen tutamı arkaya attı. Yavaşça öptü beni. Hareketleri oldukça yavaş ve narindi.

Pijamamı çıkarırken boynuma,omzuma ve çeneme minik öpücükler konduruyordu. Beni komple soyduktan sonra hızla kendi üzerindekileri çıkarttı.

Dudaklarını vücudumun her yerinde gezdirdikten sonra içime girdi. Her zmankinden daha yavaş daha farklıydı. Gözlerini benden ayırmadan gelip gitmeye devam ediyordu. Sonunda o boşaldığında beni kollarının arasına aldı ve başımdan öptü. Bir şeyler farklıydı. Hüzün vardı hareketlerinde.

Dakikalarca sarılıp bekledi. Arada kokumu içine çekti. Ben ise ne olduğunu sormak istiyordum ama çekiniyordum. Konuşmak istediğinde kendi konuşurdu.

Yerden kıyafetlerimi alıp bana uzattı. O kendi kıyafetlerini giyerken ben de kendi pijamamı giyiyordum. Üzerini giyindikten sonra derin bir nefes aldı ve bana döndü.

"Bence konuşmamız gerekiyor." Tekrardan yatakta yanıma oturdu ve gözlerimin içine baktı.

"Dinliyorum."

"Sen benimle birlikte bir sürü şey yaşadın,ben de seninle çok güzel şeyler yaşadım." Hafifçe gülmüştüm ama sinirden. Daha sevgili bile değildik ve ayrılık konuşması geliyordu.

"Birbirimizi sevdiğimizi söyledik ama sanki hep bir şeyler eksikti. Sen bana asla tam teslim olmadın. Anlaşılıyor bu. Sen bizi mi seviyosun yoksa birlikteyken yaşadığımız duyguları mı bilmiyorum." Gözlerim dolmuştu. Ağlamayacaktım çünkü haklı sayılabilirdi.

"Ben seni seviyorum. Hatta hatırlar mısın bilmiyorum,birlikteyken ilk Karlar Ülkesi izlediğimizde sana en sevdiğim karakter Olaf demiştim. Nedenini sorma demiştim." Güldü. Onun da gözleri dolmuştu.

"Bir kardan adam,kavuşamayacağı yaz mevsimini seviyordu. Ben de aynı onun gibiyim. En başından beri biliyordum senin beni tam anlamı ile sevemeyeceğini. Başlangıcımız çok yanlıştı bir kere. Hem bir çok şey senin için çok yeni,sen bunların heyecanını yaşadın." Benim yerime düşünüyordu. Bana danışmadan kendi kendine yorumlamış,kararını vermişti.

"Anladığım kadarı ile bir daha görüşmek istemiyorsun madem öyle eve artık tekrardan ananas alabilirim." Sonuna doğru gülmüştüm ama hüzün doluydu. Ağlamamak için gülüyordum. Benden gitmek istiyordu ama sanki suç benimmiş gibi konuşuyordu. Kalmak istese düzeltmeye çalışırdı. Ben de gitmek isteyen birine kal diyecek biri değildim.

Gözünden bir damla yaş aktı,hemen eli ile sildi. Ben de yanından kalktım. Resmen bu konuşmayı planlayıp gelmişti üstüne veda sevişmesini bile yapmıştı. Gitmek istiyordu. Gitsindi.

"Bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim. Kendine iyi bak." Yataktan kalktım ayakta duruyordum. Artık gitmesi lazımdı yoksa ağlayacaktım.

"Ben de" dedi sessizce. Ardından bana doğru bir adım attı ama geri çekildim. Kafasını sallayıp odadan çıktı. Dış kapının sesini duyduğumda dizlerimin üzerine yere çöktüm. Bitmişti.

Deniz sayesinde bir çok yeni şey yaşamıştım. Biriyle ilk defa yakınlaşmıştım,ilk defa birinin elini tutup gezmiştim,ilk defa biriyle uyumuştum. Ama yine de güvenmemiştim. Belki de aldığım en doğru kararlardan biriydi bu. Düzeltmek yerine kaçan birine güvenmek beni daha fazla üzerdi.

Ağlamak üzereydim,gözlerim yanıyordu ama gözyaşlarım düşmüyordu. Kalbimde öyle büyük bir ağrı falan da yoktu. Aksine bir hafifleme bir boşluk vardı.

Ben Deniz'i seviyordum. Ya da öyle mi sanıyordum. Ağlamıştım onun için,başka birine dokunmasını istememiştim. Neden o kadar ağlamıştım? O günden bugüne ne değişmişti?

Belki de sadece benden başka birinin olmasını kaldıramamıştım. Kendime olan sevgim fazlaydı ve benden başka seçeneğin olmasını kaldıramamıştım. Saçmalıyordum. Deniz'e değer vermiştim ve o hayatımda iken başka bir erkek ile yakınlaşmamıştım. Ama başka birini arzulamıştım. Birini severken başka birini arzulayabilir miydi insan?

Ya da benim karakterim böyleydi. Biri bana yetmiyordu. Doyumsuzdum. Özge ile olanlara da karşı çıkabilirdim. İstediğimde gayet de yalan uydurabiliyordum. O an bana dokunsun istemiştim. Deniz'i sevsem böyle bir şey isteyemezdim. Ben seviyorum diyerek kendimi kandırmıştım. Deniz bile benden önce fark etmişti.

Keratin gibi bir barı olan kimsenin düzgün bir ilişkisi olamazdı zaten. Karakterim düzgün olsaydı daha etik işlere bulaşırdım. Ben buydum. En başta planladığım gibi özüme dönmeliydim,kendimi kandırmamalıydım.

Jigolo tutmuştum,genelev bozması herkesin birbiri ile olduğu bir barım vardı. Bana uygun olan gibi yaşayacaktım artık.

************************************
Bölüm sonu

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!

Yeni bölümleri yazdıkça atıyorum belirli bir düzeni yok♡


KERATİN  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin