s5, earsdrop

345 26 7
                                    

İnce dudakları, insanı içine hapseden baygın ama parıl parıl gözleri, uzun bedeni ve pamuk gibi kişiliğiyle herkesin hayaliydi o

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İnce dudakları, insanı içine hapseden baygın ama parıl parıl gözleri, uzun bedeni ve pamuk gibi kişiliğiyle herkesin hayaliydi o. Herkes onunla birlikte olmak isterdi ama onun seçtiği kişi bendim. Tereddütsüzce ince dudaklarına hapsettiği dudaklar benimkilerdi, büyük ellerine hapsolan eller yine benimdi. Belki de hayalleri de benimleydi, kim bilir... Ancak şu bir gerçekti ki Juyeon'un tüm kalbi de bana aitti.

"Yine mi bölüm yazıyorsun? Kırık elinle hem de?" Jimin duyduğu en yakın arkadaşının sesine kulak verip bölümü yayınladıktan sonra telefonun ekranını kilitlediğinde tüm ilgisi artık ondaydı. "Yazarken zorlanmıyorum, elim gayet iyi." Taehyung arkadaşının yanına çöküp saçlarını okşarken oldukça dikkatliydi. "Hâlâ konuşmadınız mı o gece hakkında?"

Jimin olumsuz anlamda başını sallayarak dudaklarını büzmüştü. O gün sabah şüpheli bir biçimde birbirlerinin üstünde uyurlarken Taehyung onları yakalamış, daha sonra elbette arkadaşından neler olduğunu öğrenmişti. "Hiçbir şekilde konusunu açmıyor ama hiçbir şey olmamış gibi yakın davranmaya devam ediyor, ne düşündüğünü anlamıyorum."

Telefonuna bölüm için gelen ardı ardına bildirimlerle uygulamaya girerken bir yandan da arkadaşını dinliyordu. "Onu böyle sevdiğini bilse ne derdi acaba..." Jimin hafifçe gülümseyerek yorumları okurken söylediğine karşılık olarak bir yorumu sesli okumuştu. "Sanki Jihye ficten fırlayıp çıkacak gibi, sevgisini çok net hissediyorum. Özellikle bu bölümde ayrı bir çekildim bölümün içine. Gerçekten çok güzel yazıyorsun Min-Min!!"

Taehyung da karşılık olarak gülümsediğinde sıkıca sarılmıştı arkadaşına. "Aşık insanın yazdığı bir ayrı olur zaten, sözcüklerinde gerçekten yoğun bir sevgi akışı var." Jimin de tekrardan daha büyük gülümsediğinde onaylamıştı onu. "Sadece benim böyle yazmamla alâkalı değil, Jungkook çok güzel olduğu için daha da güzelleşiyor yazdıklarım."

İkisi de aynı anda kıkırdadığında kapının yavaşça tıklatılmasıyla o tarafa dönmüşlerdi. "Taehyung, müsait misiniz?" Jungkook ikilinin sarmalanmış halini tatlı bularak gülümsediğinde sormuştu. "Gel hyung müsaitiz, oturuyorduk biz de öyle." Jungkook içeri girip Taehyung'un saçlarını okşamış, Jimin'in yanağından makas alıp saçlarından öpmüştü onu. "Jimin, bize biraz müsaade edebilir misin bebeğim?" Jimin yumuşakça gülümseyip onu onayladığında her şeye rağmen içini saran sevgisiyle kıpır kıpır bir heyecanla çıkmadan önce Jungkook'un yanağına öpücük bırakmış, Taehyung'un alnına fiske atmıştı.

"Ya! Ona niye öpücük de bana şiddet? Kabul etmiyorum ben de öpücük istiyorum." İkili onun bu haline güldüğünde Jimin uzatmadan onu da alnından öpüp kapıya yönelmişti. "Ben bahçeye iniyorum, çok geç kalmayın siz de yoksa tüm atıştırmalıkları ben yerim." Oyuncu sesiyle seke seke odadan ayrılan Jimin, arkasında hülyalı bir şekilde ona bakan iki adam bırakmıştı. "Sevgili oldunuz da haberim mi yok hyung? Öpmeler falan sen hayırdır?"

love diaries, jikookWhere stories live. Discover now