19↬ Choose either one

220 29 12
                                    


"Kim Taehyung, değer verdiğin insanlara elveda deme vaktin geldi"

Kapanan telefonu yavaşça kulağımdan indirdim. Yoksa...

Hemen arabayı çalıştırıp Jin'in numarasını tuşladım, çaldı ama açmadı. Daha çok hızlanarak bastım gaza, yine aradım...açmadı. Korkuyla yutkundum. Bu kez Jay'i aradım, ona da ulaşamadım. Titreyen ellerimle sıkıca kavradım direksiyonu. Tanrım lütfen...lütfen onlara bir şey olmasın. Arabaların arasından hızla geçip nasıl olduğunu bile anlamadan Jin'in evine gelmiştim. Hemen pencereden tırmanıp içeri girdim. Yatak odası boştu, koşar adımlarla merdivenden inereken son basamağa geldiğimde görmüştüm yerde uzanan bedenini

"JİN..."

Kanlar içinde yerde öylece yatıyordu, boğazım düğümlendi o an, kalbimde bir sızı oluştu...hızla koştum yanına "Jin?"

Dizlerimin üstüne çöküp yüzünü avuçladım "Bebeğim" yavaşça elini hareket ettirdi hemen tuttum "Jin dayan lütfen" ceketimi çıkarıp kanayan yere, karnına bastırdım. Tüm bedenim zangır zangır titrerken o açtı gözlerini, biraz korku biraz umutla baktım "Tae-hyung ç-cok acıyor" dediğinde göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü "İyi olacaksın bebeğim dayan lütfen" hemen kucağıma alıp ayaklandım. Onu taşırken hiç bu kadar zorlanmamıştım, bir yandan ağlıyor diğer yandan koşarak arabaya doğru ilerliyordum.

Arabaya geldiğimizde ceketi onun kucağına verdim "Elinle bastır" ellerini tutup ceketi yarasına bastırmasını söyledim. Hemen yana geçip arabayı çalıştırdım. O an hiçbir şeyi düşünemedim, tek düşünďüğüm şey Jin'i hızlıca hastanaye götürmekti. Gözlerimden akan yaşları sildim "N-nolursun dayan Jin, a-az kaldı"

"T-taehyung" zoraki çıkan sesiyle ismimi söylediğinde dönüp baktım,

"Öl-mek istemiyorum" bu son söylediği şey mahvetti beni. Hıçkırıklarım iç çekişlerime karışırken başımı iki yana salladım "S-saçmalama ölmeyeceksin!"

Çevirdim başımı, ses gelmedi "Jin?"
ceketi tuttuğu eli düşünce hemen uzanıp tuttum elini, daha önce hiç tutmadığım kadar sımsıkı tutmuştum. Göz yaşlarım arasında yalvarırcasına haykırdım "Jin beni bırakma n'olursun"

...

Flashback

Seokjin

Taehyung için pasta yapmaya karar vermiştim. Belki tatlı şeyler yiyince biraz olsun keyfi yerine gelirdi. Büyük bir uğraş sonucu pastayı sonunda yapabilmiştim. Üzerine bir şey mi yazsaydım acaba? Ne yazacağımı düşünürken aklıma gelen şeyle gülümsedim.

Birlikte sonsuza dek...

Geriye çekilip baktım. Çok da güzel olmuştu. Kapının çalmasıyla şaşırarak doğruldum. Erken gelmişti, pastayı dolaba koyup çıktım mutfaktan. Kapıyı sevinçle açtım ama...Taehyung değildi.

Maskeli bir adam vardı, şaşırarak sordum "Kimsiniz?"

Elindeki bıçağı görmemle hemen kapıyı ittim, eliyle tuttu, kapatmama izin vermeyip içeri girdi. O çok güçlüydü, korkuyla geriye adımladım

"K-kimsin sen? Ne istiyorsun?"

Hiçbir şey demeden üzerime doğru yürümeye başladı. Vücudum korkuyla titrerken hızla merdivenlere yöneldim. Arkamdan yaklaşıp enseme vurdu, dengemi kaybedip düştüm. Acıyan ensemi tutup kapattım gözlerimi, başım dönmeye başlamıştı. Kimdi bu adam, ne istiyordu benden? Omzumdan tutup beni kendine çevirdi. Bıçakla üzerime doğru eğilince hemen ellerimi birleştirip yalvardım "L-lütfen öldürme beni, ne kadar para istiyorsan veriri-"

I Dream of You ✘ TaeJin Où les histoires vivent. Découvrez maintenant