umarım beğenirsiniz! yorum yapmayı unutmayın lütfen sizinle konuşmayı çok isterim
yorumlara bu fic için yaptığım playlisti de bırakıyorum, belki dinlemek istersiniz.
———
"Şu şarkının sözlerini tamamlamamız gerek artık, aylardır yeni bir şey çıkarmıyoruz." Namjoon'un sesi Jeongguk'un bir kulağından girip diğerinden çıktığında diğerleri sanki bunu söylemesini bekliyormuş gibi onu onayladı. Jeongguk'un başı öyle ağrıyordu ki kulakları uğulduyor, herkesi susturmak ve derin bir sessizliğe gömülmek istiyordu ama dört kişinin yaşadığı bir evde bu mümkün değildi.
"Gitar kısımlarını kaydettik, Jimin'in bas gitarla eklemek istediği ufak şeyler var. Onun dışında tamam sayılırız." Hoseok gözlerini kucağındaki bilgisayardan çekmeden mırıldandı. Kulaklıklarından birini çıkarmış, boynundan sarkıtıyordu; diğeriyse uzun zamandır üstünde çalıştıkları şarkıyı milyonuncu kez çalıyor olmalıydı. Jeongguk şarkı sözlerini yazmakla uğraşmıştı, dağınık odasının herhangi bir yerinde olabilirdi sözlerin olduğu kağıt. Aşk hakkında yazdığını hatırlıyordu, insana duyulan aşk değil de müziğe duyulan aşk. Jeongguk şimdiye kadar hiçbir insana aşık olmamıştı. Olmayacaktı da.
"Sözler hazır mı?" Jimin kenarları yırtılmış fazla eski kahverengi koltukta Jeongguk'un yanında oturuyordu. Jeongguk bu koltuktan nefret ediyordu, evi kiraladıklarında içinde bu vardı ve yenisini alacak paraları yoktu. Yayları çıkmıştı, fazla kirlendiği için rengi siyaha yaklaşmıştı. Jeongguk yine de para biriktirip yenisini almayı düşünmüyordu, tüm parasını dışarıda yediği yemeklere ya da satıcısından aldığı minik poşetlerin içindeki toz için harcıyordu. Grup arkadaşları parasının nasıl bu kadar çabuk bittiğini anlayamıyordu, çünkü Jeongguk'un ufak sırrını hiçbiri bilmiyordu.
"Sana diyorum Jeongguk." Jimin minik elini Jeongguk'un gözünün önünde salladı, beklenti dolu bakışları yüzünde geziniyordu. Jeongguk Namjoon ve Hoseok'un bakışlarının da ona odaklandığını fark etti. Hayal kırıklığına uğramaya hazır gibi bakıyorlardı, sanki Jeongguk'un hayır hiçbir şey yazmadım demesini bekliyor gibi.
"Hazır. Odamda bir yerde olacaktı." Jeongguk'un kendi sesi başının daha da ağrımasına neden olurken parmakları iğrenç koltuğu kavradı ve eklemleri beyazlaşana kadar sertçe sıktı. Canı yanıyordu. Tam şu an müzik hakkında bir sik düşündüğü yoktu, sadece başını yerinden koparıp üstünde zıplamak ve ağrının geçmesini sağlamak istiyordu.
Namjoon ve Hoseok'un dudağından şaşırdıklarını belli eden sesler çıktı, Jimin rahatladığını belirten bir nefes verdi. Arkadaşlarının ona bu kadar güvenmemesi Jeongguk'un koltuğu daha da sıkmasına neden oldu, çenesi gerildi ve bir anlığına başının ağrısını unutup hepsine bağırmak istedi.
Benim sesim olmasa bir bok olamazdınız demek istedi. Bizi izleyen herkes beni görmek için geliyor, sadece beni. Hepsi beni izliyor. Hepsi bana tapıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
komorebi | taekook
FanfictionGüneş ışınlarının ağaç dallarının arasından süzülüp yarattığı ışık hüzmeleri. Yaşadığını hissetmek için elinden geleni yapan müzisyen Jeongguk bir gece hayatını altüst edecek dövmeci Taehyung'la tanışır.