İf you weren't mine, I'd be

836 34 4
                                    

P- baba, acıttı elimi.

- Yanıma gelip sarılan kızımla gülümsedim, 2 yaşındaydı. Bu süre içinde hem konuşmayı ve anlatabilmeyi öğrenmiş, Pelin'e alışmıştı. Anne rölündeydi Pelin onun için, bunu ne kadar ona mecbur olmadığını söylesem bile, yapmıştı. Aile olmak güzel bir histi, Pelin'e güvenim sonsuz sadece onu zorluyormuş gibi hissettiriyor bana ve bu pek hoş değil. Lig tekrardan başlamıştı, antrenmanlarda beraberinde tabii, sabah antrenmanıma hazırlanmış bekliyordum, Pelin dönecekti sabah, unutmadan önce söyleyeyim beraber yaşamaya başlamıştık son aylarda. Aklımda bir teklif vardı, ama kabul eder miydi? Erken bulmaz mı, onu kullanmaya çalıştığımı düşün muydu? Sanırım her şeyden önce kendi düşüncelerimde kurtulmam gerekiyor. Kapının açılmasıyla oraya doğru bakmış, Pelini görmüş gülümsemiştim. Philia koşarak sarılmıştı, Pelin'de özlemele karşılık vermişti.

P- mami!

+ Güzelim benim, özlemişim güneş'imi.*boynuna bir öpücük kondurmuş bir süre sonra kucağıma alıp ayrılmıştım, bizi izleyen Ferdi'ye doğru yönelip dikkatlice sarılmıştım boynuma uzun bir öpücük kondurmuştu.

- Hoşgeldin güzelim, nasıl geçti?

+ Maçtan eve Ferdiciğim, sen geç kalıyorsun sanırım biraz daha bize bakmaya devam edersen senin için pek iç açıcı geçeceğine emin olamıyorum. Ama diyorsan ki göze alırım, devam et sevgilim.

- Tamam ya, çıkıyorum. * Philia'nın boynuma bir öpücük bırakmış ardından Pelin'i kendime çekip saçından öpmüş çakmıştım, hasret gidermemiz akşama kalmıştı, yapacak bir şey yok.

+ Koltuğa geçmiştik, üstüme uzanmıştı. Saçlarıma minik minik öpücükler bırakıyorken aklıma gelen soruyla yöneldim.* Bebeğim kahvaltı yaptınız mı?

P- Evet.

+ Peki, aç değilsiniz o zaman ne bu halsizlik? * Fazlasıyla özlemiştim onu, sadece iki gün bize yetmişti. Fiziksel temas olmadan, olmuyordu. Buna eminim. Konya'ya gitmiştim maç için ardından tekrar dönmüştüm. Philia hala cevap vermemişti, kesin hastalanıyor, neyse ki alışmıştım artık, o ilk günkü Pelin yok. Ne yapacağımı az çok biliyor, bilmesemde kestirebiliyordum. Ona baktığımda çoktan uyumuştu, belkide akşam uykusunu alamamıştı rahatsızlıktan, aklım kalmıyor değildi. Ferdi'ye olmayan güvenimden değil, onları merak ettiğimden. Ya bir şey yaşarlarsa, bir şey olursa, etkilenirlerlerse? Ne yapardım, korkuyordum bazı şeylerden. Anlık pozisyondan rahatsız değildim o yüzden üstüne bir battaniye örtüp bende dinlenmeye baktım, ama olmuyordu. Lale arıyordu bir kaç çalışta zorlamadan açtım sesimin sessiz çıkmasına dikkat ederek.

L- Pelin, iyi değilim. Ben bir şey yaptım.

+ İyi gelmiyordu sesi, çok kısık çıkıyordu, acı çekiyormuşçasına. Son zamanlarda Trabzonspor'da işe başlamıştı, asla memnun değildi, Dorukhan yüzünden. Her şeyi bir gecede mahvedebilmiş bir adam olur mu? Olur, bal gibide. * Lale? N'oldu söyler misin korkutuyorsun, sesin iyi gelmiyor Lale ne yaptın??

L- Pelin, ben bilerek yaptım, yapmak istedim, anla onu tamam mı? O suçlu değil, ben yaptım.

P- Ne uzatıyordu bu kız hala? Sinirlerim tepemdeydi yine bağırmamak için zor direniyordum, neysen bahsediyordu?* Pelin ne diyorsun, neyden bahsediyorsun söyler misin hemen??

L- Pelin, ben özür dilerim.

P- Lale konuşsana!

—————————————————————————
Son günlerde fazlasıyla sabır diliyordum, beni anlayan bir Ferdi vardı o da yok, nerede? Antrenmanda tabii, yok maçtı sanırım. Neyseki Ferdi'nin bir diğer kopyası vardı yanımda. Konuşma konusunda dünyalar kadar etkisi olmasada etkisini sürdürüyor her türlü. Kapının çalmasıyla oraya yöneldim, Philia resim çiziyordu, açmamla karşımda Defne'yi görmeyi hayal etmemiştim. Ne işi vardı acaba, ben onu çoktan kovmamış mıydım, bana mı öyle geliyor?

D- Oo Pelin hanım, naber tatlım?

P- Sanane, sanane acaba? Derdin ne, sabah sabah ne oldu yine?

D- Gündelikçi arıyordum, sen gelirsin değil mi?

P- Defne ne diyorsun sen, git buradan!

D- Şaka ya, gül diye. Evleniyorum ben, düğünüme bekliyorum sizi bücürü getirmeyin ama, çekemem.

P- Şaka mı yapıyordu bu kadın ha evlensin, tamamdır da bizi bekliyor muydu cidden? Gülünecek haller, zavallılıktan.* Hayırlı olsun, hayırlı olsun hediyemi şimdiden vereyim ister misin? Elimin tersini seviyordun sen malum, cidden sıkıntı yok.

D- Agresif, gelmezsen gelme sana kalmadım!

P- Defne tek bir soru soracağım.

D- Sor hayatım.

P- İyi misin sen, ciddi soruyorum iyi misin? Olanlar hiç yaşanmamış, hiç bir şey yapmamışsın gibi davranmak özgüven arttırıyor mu? Emin ol ki bu şekilde çok zavallı görünüyorsun.

D- Ben mutluyum tatlım, ne sümüklü bir bebeğe ne de Ferdi'ye ihtiyacım var, al senin olsun. Ben nişanlımı seviyorum, hemde çok. Aldı mı cevabını?

P- Emin ol onlarında sana ihtiyacı yok.* kapıyı kapatıp Philia'nın yanına geçtim* tatlım ne çiziyorsun bakalım?

- Sincap

P- Hem söyleyiş şekline hemde bakışlarıyla beni güldürmeyi başarmıştı bu çocuk, kucağıma alıp yanağına bir öpücük bıraktım, tatlım benim o da gülmüştü.*
—————————————————————————-
D- Yenge, pazartesi gelemem hiç.

P- Dorukhan kaç kere söyleyeyim sana, Pelin benim adım! Sende akşamına gelirsin, yardım etmelisin bana.

D- Ya ne yardımı, iyi tamam geleceğim, ne kıymetli sevgilin varmış hiç kaçırmıyorsun bir şeyini.

P- Anlaştık ya tatlım.

D- Anlaşana kadar anam ağladı burada, ama anlaştık.

P- Sus be, abartma hamsi.

D- Hamsi'nin ben, neyse.

P- Uzatma Dorukhan.

D- Şey

P- Ne?

D- Lale, o da geliyor mu?

P- hahaaahah, güldürme beni. Sen Lale'yi mi soruyorsun, ben öyle mi duydum.

D- İnsan gibi cevap verir misin ya, evet soruyorum.

P- Geliyor Dorukcuğum, geliyor.

Pelin
Dorukhan'la konuşmamın ardından mutfağa geçmiş kurabiye yapmaya başlamıştım, içimden geldi Philia seviyor hem. Sıkılıyordum, alışıktık artık evde benim dışımda birileri olduğuna, Ferdi ve Philia yani. Dorukhan'ı doğum günü için aramıştım, Ferdi'nin doğum günü geliyordu, süprizin zararı olmaz. İkna etmek pek kolay değildi, hamsi kafalı ne olsun. Kurabiyeleri fırına gönderip tezgaha yaslanmıştım, Philia hala uyanmamıştı, uyanınca birlikte akşam yemeğine çıkacaktık, e babası maçta bizde kız kıza idare edeceğiz.
—————————————————————————
A.S- Ferdi, sen hasta?

F- Yok be abi, hafif başım ağrıyor.

İ.C- N'oldu? Evde bir sıkıntı mı var yoksa?

F- Yok yok, her şey çok iyi. Maç için yorgunum, biraz ondan, bileğimde pek iyi değil hala endişeliyim.

İ.C- Takma bu kadar kafaya, söyle hocaya, böyle olmaz. Hem bozma şu psikolojini sen bize lazımsın be oğlum.

F- Ne kadar yorgun ve düşünceli olsamda gülümsedim.*

İ.C- İyisin lan oğlum, iyisin.
—————————————————————————

Could we do this dance again?| Ferdi KadıoğluWhere stories live. Discover now