8th Room

14 3 16
                                    

Jisung arkasına bakamadan çıktı odadan. Direkt karşıdaki odaya duraksamadan gidiyordu ki ses "Dur orada" diye durdurdu onu. Jisung yavaşça ayağını sürmeyi bırakıp sabitledi kendini, "Yoruldun mu?" diye sordu soğuk tınısıyla ses.

"Üç kişiyi öldürdük Changbin" diye inledi Jisung başını bile kaldırmadan.

"Ben Changbin miyim cidden? Hyunjin de olabilirim, Renjun öldü ama Yangyang da. Bunun nedeni o gün her şeye şahit olanların bunlar olması. Hendery bi de, doğru ya!"

Jisung gülümsedi.

"Changbin değilsen Hyunjin olmalısın. Hendery yapamaz, Yangyang da. Söylediğin gibi, Renjun ölü bu durumda."

Ses çınladı bir an, sonra normal tonuna döndü. "Seni hep kıskandım" diye itiraf etti, "Belki de bu yüzden hep yüzüne yüzüne bağırdım, sözünü kestim ve arkadaşlarımla hakkında alay dolu konuştum."

Jisung hüzünle gülümsedi, elini kaldırıp sekizinci odanın kapısını açtı. Yangyang bağlı duruyordu. Jisung bu görüntünün artık sıradan olduğunu düşündü kendi kendine, bu ise acı vericiydi işte!

"Ölürse sevdiğine kavuşacak, sessizce. Jeongin oysa" diye konuştu kendi kendine Jisung, "Onun için ölümlerden ölüm beğensek bu kadar acı verici olmaz artık."

"Iyi çocuktu Seungmin" diye yanıtladı ses onu. Bu kadarcık konuştu. Jisung alayla iç geçirdi, Yangyang'a baktı dikkatle.

"Yaptığım hataları yapmayacağım, sor bakalım sorularını katil" diye dişlerinin arasından konuştu. Ses kıkırdadı.

"Yangyang en sevdiği melodiyi biri ile paylaşmaktan hoşlanıyordu. Bu kişi kimdi? İyi düşün, hemen cevaplama!"

"Yangyang yaşasın istiyorsun" diye tahminde bulundu Jisung, elini yüzünden geçirdi, biraz düşündü.

"Al, bak sana ne dinleteceğim" diye gülümsedi Yangyang, kulaklığın tekini Jisung'a uzattı. Jisung tek elinde telefonu, dikkatsizce aldı kulaklığı, rastgele taktı kulağına. Yangyang hüzünlü bir kıkırtı bıraktı, mırıldandı. Jisung bunu asla ama asla duymadı.

Jisung gözlerini açtı.

"Bir grup, adını unuttum! Önemli mi? Sonuç olarak bana Ridin diye bir şarkı dinletti, ondan önce Boom dinlemiştik ve taa Chewing Gum zamanına kadar! Yangyang! Bana! Dinletir!"

"Emin misin? Şimdiye kadar öldürdüğün üç insan hepsi seni düşünürken öldü Han, lütfen iyi düşün!" diyerek güldü ses. Jisung dişlerini sıktı, tısladı. "Biliyorum, hatalarım oldu. Ama hâlâ Hendery, Hyunjin ve Changbin yaşıyor!"

"Kurtarmak istediğin insanları öldürdün, şimdi geri kalan mı kurtulsun diyorsun?" dedi ses kıkırdarken. Jisung dilini hafifçe ısırıp tısladı.

"Sorunu sor orospu çocuğu, sorunu sor!"

"Ben Hyunjin" dedi ses gülerek.

"Ben de Changbin" diye güldü Jisung, "Sorunu sor şeref yoksunu."

Ses öksürük tutmuş gibi bir halde iken belirgin bir şekilde su içti ve sorusunu bekletmeden sordu.

"Renjun ile Yangyang ne konuda kavga etmişlerdi de Renjun masada bozuk atıyordu?"

"Ben Renjun ile ilgilenen biri değildim" diye tısladı Jisung, "Ki neye kavga ett- benimle ilgili!" diye önerdi bir anda, "NEDEN BANA SÜREKLİ ŞARKI AÇIYOR DA ONU UMURSAMIYOR?!!"

Ses büyük bir kahkaha bıraktı.

"Çözdün bu işi, Yangyang senindir" dedi gölge olarak ortalığa çıkarken. Jisung sevinç çığlığı attı, Yangyang bilinmesi zor olanlardandı!

Sonra bir anda modu düştü, Renjun ölmüştü. Bunu ona nasıl söyleyebilirdi ki? Sevgilin benim hatam yüzünden artık yok? O iyi bi yere gitti?

Dışarıda Jeongin'in çığlığı yükselirken Jisung Yangyang'ı kucaklamış sürükleyerek dışarı çıkarıyordu. Jeongin onun yakasına yapıştığında Yangyang Jisung'un kollarından aşağı kaydı gitti.

Jeongin gözleri kan çanağı, ağlarken tısladı.

"Sorular kolaydı!" diye ağladı, "Seni konuştuğumuzu biliyorsun, nasıl yaparsın bunu bize?!! SEN SEVDİĞİM RUHU ÖLDÜRDÜN!!! SENİ ASLA-"

Yongbok onuncu odada cama vururken Minho eliyle cama bir şeyler yazıyordu ama iz kalmıyordu. Belli ki katilden bahsediyorlardı, oldukça heyecanlı ve hüzünlüydüler.

Yongbok belirgin bir şekilde Changbin diye bağırırken Minho ağlayarak Hyunjin diyordu. Bu kadarı belli oluyordu, Jisung ile Jeongin birbirlerine baktılar.

"Üç can" dedi Jisung Jeongin'in ellerini tutup hüzünle inleyerek, "Changbin, Hyunjin, Hendery. Birini öldürmek beni anca rahatlatacak. Ama lütfen bırak ikisini kurtaracak kişi olayım. Beni öldürme, bana acı çektir Jeongin. Bana var olduğunu kanıtla, seni yaşattığımı kanıtla bebeğim. Çok özür dilerim ama şimdi ölemem, özür dilerim."

Jeongin yavaşça bıraktı onu, Yangyang'ı kaldırdı yerden. Kucakladı, başını eğdi hüzünle. Git dercesine.

Jisung anladı. Gidip camların, Minho'nun önünde durdu. Elini kaldırıp cama koydu, gülümsedi o hâlâ Hyunjin diye bağırır ve ağlarken. Yavaşça gözleri kaydı, Yongbok onu kaldırıp kenara oturttu. Cama yapıştı. Jisung merakla izledi meleğini.

Hyunjin dedi Yongbok, Minho'yu gösterdi. Elini cama bastı. Jisung da elinin üstüne elini koydu, gülümsedi hüzünle. Arkasına baktı, Yangyang uyanıyordu. Jisung elini çekti. Yongbok bağırdı, bağırdı.

Minho abuk bir şekilde gülümsedi, yavaşça masaya koydu başını. Jisung onu gösterdi Yongbok'a. Minho diye bağırdı. Yongbok onayladı.

11th Room // Stray Kids & NCT ✔️Where stories live. Discover now