5. BÖLÜM

25 10 43
                                    

Kimi insan, geçmişle geçememişi birbirine karıştırır.
Halbuki geçen iz bırakır, geçemeyen yara...

Salona girip Neşe ile yerimize oturmuştuk. Ekim de geleceğini söylemişti. Oturduğum yerden gözlerimle girenleri süzüyordum. Hiç görmemiştim ama o benim resmimi görmüştü. Hem az çok görünüşünü anlatmıştı bana. Yerimiz kapıya yakındı. Buda onun beni fark etmesini sağlar diye düşünüyordum.
Ekim'e mesaj atıp gelmiş mi diye sordum.

"Sayın Kumanda Eğitmeni neredesiniz acaba?"

Mesajı gönderdikten sonra cevap vermesini bekledim. En son dün biz konuşurken aktif olmuştu. Kapıya bakınırken Neşe bana "Eylül Abla benimle gelir misin?" dedi.
"Gelirim de nereye gideceğiz?" diye sordum.
Fısıldayarak "Sır." dedi. Sonra ayaklandı bende elini tuttum ve acele bir şekilde salondan ayrıldık.

Geldiğimiz yerin karşısında Ekim Vural'ın kulisi vardı. Buraya gelmişti şuan içeride olmalıydı.
"Ekim Vural'ın yanına girip yazımı vereceğim okuması için." dedi birden.
Bende bu dediğine şaşırarak "Neşe hayır. Giremeyiz. Görmüyor musun kapıda bir sürü koruma var. İçeri girmemize izin vermezler." dedim.
"İzin alacağımızı kim söyledi?" dedi gülümseyerek. Sonra eliyle bana sus işareti yaparak tuttuğu elimi bırakıp korumaları doğru koştu.
Arkasından "Neşe hayır." diye birçok kez bağırdım ama beni dinlemedi. Korumaların yanına gidip "Merhaba ben annemi babamı bulamıyorum. Bana yardımcı olur musunuz?," dedi. Sonra beni işaret edip "Bu abla bana yardımcı olmak istedi fakat oda bulamadı." diye söyledi.
Bende hiçbir şey çaktırmayıp elimi sallayıp sırıtarak "Merhaba." dedim.

Kapıda iki koruma vardı. İkisi de suskun bir şekilde bize bakındı. Biri diğerine emir verircesine baktı. Diğeri de Neşe'ye bakıp "Tamam küçük bayan, şimdi buranın müdürünü çağıracağız. Sana yardımcı olacaktır." dedi.

"Off ama bana siz yardımcı olsanız hem müdür gelene kadar geç olur. Anne ve babamı özledim ben." dedi. Kapının önünde bağırarak ağlamaya başladı.

Ardından dışarının gürültüsü içeri gitmiş olacak ki kapının içerisinden bir çocuk çıktı. Erkek, 4 ya da 5 yaşlarında bir çocuktu.

Çıkarken içeriden birisi de "Hayır Efe, çıkma. Tehlikeli olabilir." diye bağırdı. İçeride bağıran Ekim Vural'dı. Bu onun sesiydi.

Sesini duymak bile beni heyecanlandırmaya yetmişti.

"Ama ben dışarı gitmek istiyorum Dayı," dedi kapıda durarak. "Çok sıkıldım ben burada."

Ardından arkada bir gölge belirdi ve kapıya çıkan Ekim Vural'dı...

İlk önce bana bakındı sonra da Neşe'ye. Bana bakıyor olması nabzımı abartısız 180'e falan çıkarmıştı. Dizlerimin bağı çözülmüştü ve daha fazla ayakta duramayıp her an yere düşebilirdim.

Sonra Neşe'ye bakıp kaş göz yaparak gidelim demeye çalıştım.
Oda bana doğru omuzuna hayır anlamında indirip kaldırdı.

"Merhaba, Ekim Vural. Sabahtan beri kapıda gürültü yapıyorum dışarı çıkman için sonunda çıkabildin. Sana okuman için birşey vermek istiyorum." dedi büyük bir özgüvenle.

Yanlış Numara:544Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin