❗️Bdsm ağırlıklı smut içerir. ❗️
Hwang hyunjin, liseli bir eşcinsel jigolo. Gizli bir kimlikte takılırken kendisini yeni keşfetmiş platonik aşkı Lee Yongbok'un partneri olmayı kabul eder. Olaylar örümcek ağı gibi karışır, tek kural ise birbirilerine...
Hyunjin? Geri mi dönmüştü? Yongbok şaşkınca etrafı aramıştı. Gözleri resmen Hyunjin'i bulmak adına radarını kesiyordu.
"Yongbok."
Omuzunda hissettiği el ile ve tanıdık sesle başını dönmüştü. Hyunjin, tam da onu ararken arkasında duruyordu.
"Beni mi arıyorsun?"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yongbok, şaşkınca Hyunjin'e bakıyordu. Saçları, kahverengi olmuştu. Uzunluğu aynıydı ama o eski sarı saçları yoktu artık. Yongbok, ona çok kırgındı. Omuzundaki eli atarak arkasını dönüp çıkışa doğru yol almaya başlamıştı.
"Hey! Yongbok!"
Yongbok, dolu gözlerle ilerliyordu. Önündeki insanları ittirerek bir an önce binadan çıkmak, temiz hava almak istiyordu. Hyunjin'i görmek onu hiç memnun etmemişti. Kalbi... Çok kırıktı. Hyunjin, peşinden ilerleyerek basketbol sahasında durdurmayı başarmıştı.
"Nereye gidiyorsun?"
Yongbok, bileğinin tutulması ile durmuştu. Burnunu çekmiş ve derin nefes almıştı. Sesi çok gürültülü çıkıyordu.
"Neredesin sen?! Kaç haftadır neredeydin Hwang Hyunjin?!"
Hyunjin susup kalmış, gözlerini hızla kırpıştırmaya başlamıştı. Yongbok konuşmasına müsaade etmemişti.
"Sürekli kayboluyorsun, sürekli bir bahanen oluyor, bir anda çekip gidiyorsun. Şimdi de yüzsüz gibi karşıma çıkmandandaki amaç ne?"
Yongbok, kızaran gözleri ve akan göz yaşlarıyla Hyunjin'e bakışı yalvarırcasınaydı. Onu çok özlemişti, ikisi de birbirini çok özlemişti.
"Buraya onun için geldim."
Yongbok, sorarcasına bakmıştı. Gözlerini yumduğunda iki gözünde de yaşlar paralel düşmüştü.
"İstemiyorum. Biz artık hiçbir şeyiz."
Hyunjin, Yongbok'u kendisine çekerek kollarının arasında sarmış, parmaklarını saçlarına dolayarak Yongbok'u göğüsüne yaslamıştı.
"Hayır Yongbok. Her şeyi bilmeye hakkın var. Bana yeter ki izin ver."
Yongbok direnmek istememişti. Sıkıca kollarını Hyunjin'e sarmıştı. Kalp atışını duyuyor, kokusunu derin derin içine çekiyordu. Sadece başını sallamakla yetinmişti. Hyunjin, geri çekilip yüzü ıslak Yongbok'u izlemişti. Çilleri koyulaşmıştı.
"Gel, oturalım..."
Hyunjin, Yongbok'u iki bileğinden tutarak banka doğru sürüklemişti. İkisi de el ele ve diz dize oturuyorlardı. Hyunjin, Yongbok'un elini sıkıca tutuyordu.