16. HABERİN YOK ÖLÜYORUM

Start from the beginning
                                    

Bir az önce bana gülümseyen adam sanki saniyeler içinde buzdan bir zırh giymiş gibiydi.

"Mustafa Baba'nın bir yeğeni olduğunu bilmiyorduk." Dedi Beliz Buğunun omuzunun üzerinde Pars Alaz'a bakarken. "Bu bize büyük bir sürpriz oldu."

Beliz haklıydı. Mustafa Babayı çok uzun yıllardır tanıyordum ve tek akrabasının Deha Sancak olduğunu düşünüyordum. Eğer Pars Alaz gerçekten onun yeğeni ise bu başka bir kardeşi daha olduğu anlamına mı geliyordu? Soyadları farklı olduğunu göz önüne alırsak bir kız kardeşi mi vardı?

Eğer bu doğruysa neden daha önce bunun hakkında hiçbir şey duymamıştım? Mustafa Baba ile uzun süredir konuşmasak da Deha Sancak'ın bir kız kardeşi olsaydı bunun kesinlikle duyardım.

Eğer durum gerçekten düşündüğüm gibiyse Pars Alaz'ın bana yaklaşma amacı neydi? Şu anki senaryoya baktığımızda bu ikimiz kuzen yapmıyor muydu? Benim için kan bağı aile olmak için yeterli bir sebep olmasa da bu bizi dolaylı yoldan bir aile yapardı.

"Aslında size daha önce tanıştırmak isterdim ama Pars yurtdışındaydı ve şehre yeni döndü." Mustafa baba kolunu tezgâha dayayıp kızların olduğu tarafa döndü. "Bir de kendisi şu sıralar çok meşgul olduğu için bir türlü bana vakit ayıramadı."

Mustafa babanın sitemkâr tavrına karşı Pars Alaz'ı hiç etkilemişe benzemiyordu.

"Değerli bir şeyin peşinden koştuğum için pek vaktim olmadı." dedi bakışları gözlerime sabitliyken.

İnsanların gözlerinin içine bakmak ile ilgili bir problemim yoktu ama bu adamın bakışları derinlere gömdüğüm zayıflıklarımı bulup çıkartıyormuş gibi hissediyordum. Onun gözlerinde ise gördüğüm tek şey koca bir boşluktu. Durduğum yerde huzursuzca kıpırdanıp gözlerimi gözlerinden çekerek Mustafa babaya döndüm.

"Gerçekten benim gibi yaşlı bir adamı bekletecek kadar değerli şey neydi merak ediyorum. Umarım beni bekletmene değmiştir. " dediğinde Pars Alaz hiç duraksamadan cevap verdi.

"Değdi."

Şu an neyden bahsettikleri hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Pars Alaz'ın meşgul olmasının en büyük nedeni şehre gelir gelmez bana saldırmak olduğunu biliyordum. Peki Mustafa babanın bundan haberi var mıydı?

"Sözünüzü kokteyl ile kesmek gibi olmasın ama burada konuşmak yerine masaya geçseniz daha iyi olur gibi. Bizimkilerin başı yılbaşı hindisi gibi sarkmaya başladı." Dedi Evren çenesiyle masada bizim tarafa bakanları gösterirken.

Haklıydı. Korhan hariç masadaki herkes meraklı gözlerle bizim olduğumuz tarafa bakıyordu.

"Hadi seni ekibin diğer üyeleri ile tanıştıralım." dedi Mustafa Baba, Pars Alaz'a bakarken.

Pars Alaz başını olumlu anlamda salladığında Mustafa Baba önden Pars Alaz arkasından oturdukları tabureden kalkıp masaya doğru yöneldiler.

"O zaman bizde gidelim." dedi Buğu, Beliz'in koluna girip onu arkasından çekiştirip masaya doğru ilerlemeye başlarken.

Bakışlarım önümdeki işten çok masadaydı. Pars Alaz ve Mustafa baba masaya ulaştığında onları duyamasam da tepkilerine baktığımda herkes duydukları karşısında şaşırmış gibiydi. Biri hariç. Korhan masadan ilgisiz bir tavırla sırtını koltuğa yaslamış, duruşu her an bir şey olacakmış gibi tetikteydi.

Ayağa kalkıp Pars Alaz'a ilk elini uzatan beklediğim gibi Almina olmuştu. O diğerlerine nazaran yabancılara karşı hep en sıcak olanımızdı. Ardından masada ki herkes -Korhan hariç- tek tek ayağa kalkarak Pars Alaz'ı ile tokalaştı.

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now