Cafeye girdiklerinde ise Yongbok, çenesini kaldırarak etrafı üstten bakışlarla süzmüştü.

"Güzel bir yermiş."

Hyunjin, Yongbok'u izlediğinde üzerinde bulunan kibirin sebebini anlamıyordu. Onun için bir sorun değildi de. Seungmin, çalışan odasından elinde süt kutuları ile çıktığında gördüğü ikili bir süre öylece kalakalmıştı.

"Hyunjin... Hoş geldiniz!"

Seungmin durgunluğunu bırakıp, neşesi yerini hızla alsa da Yongbok bu durumu çoktan fark etmişti. İçindeki keyifin bir açıklaması yoktu ama çok tatmin olduğundan emindi. Hyunjin, küçük bedeni arkasında bırakarak kasaya doğru gelmişti.

"Merhaba Seungmin-ah... Biz... Kahve içmeye geldik."

Hyunjin, peşinden gelen yavaşça koluna giren bedene bakmıştı gözlerinin ucuyla. Durumları anlamaya çalışmak yerine yumuşak bir şekilde sırıtırken bakışları yeniden Seungmin'e dönmüştü.

"Tanışmıştınız ama yeniden tanışın... Lee Yongbok, bu Kim Seungmin. Kim Seungmin, bu da Lee Yongbok."

Yongbok, bu sefer sevgilisiyim diye atlamayı tercih etmemiş ve gülümsemişti sadece. Aslında ikilinin arasındaki gerilimi Hyunjin anlamıştı. Lakin, bozuntuya vermek istemiyordu. Anın tadını çıkartmak istiyordu.

Hyunjin, Yongbok'a dönmüştü.

"Ne içersin bebeğim?"

Yongbok yukarıdaki kara tahtada yazılı menüye bakmıştı. Ardından parmak ucunda yükselip Hyunjin'in kulağına doğru fısıldayarak istediğini söylemişti. Hyunjin, başını sadece sallamakla yetinmişti.

"Bir tane americano ve bir tane fındıklı latte alabilir miyiz Seungmin-ah?"

Seungmin, kasada işlemi girince başını sallamıştı.

"10 bin won yapıyor toplam."

Hyunjin, ödemeyi yaparken Seungmin ike göz göze geldiğinde sadece gülümsemişti.

"Biz o zaman geçiyoruz... Buralara bir yerlere."

Seungmin, sadece başını sallamakla yetinmişti. Hyunjin ile konuşmayı kabul etmiyordu. Yongbok bütün olanları farkındalıkla seyretmeye devam ediyordu.

Erkeğimi asla sana yem etmem Seungmin.

Hyunjin ile Yongbok derin bir sohbetin içinde, tek birbirine odaklıydı. Yongbok, sinir olmuşcasına Hyunjin'in yağsız sert kolumu çimdikliyordu.

"Hayır! Küçük efendi demelerinin sebebi..."

Hyunjin kahkahasına engel olamıyordu.

"Ne?"

Yongbok yutkunmuş ve utançla masaya bakmıştı.

"Küçükken Boys Over Flowers dizisindeki Goo Junpyo'yu çok severdim..." (Y/N: ah ah kim sevmez ki maşa saçlı yavrumu.)

Yongbok'un sonlarda sesi kısılmaya başlamıştı.

"Ve... Orada ona küçük efendi diye seslenirlerdi. Havalı bir şey sanmıştım, çalışanlara öyle seslenme zorunluluğu koydurttum annem de sözleşmeye eklemiş..."

No Strings Attached (Hyunlix) ✔️Where stories live. Discover now