No Strings Attached (Hyunlix) ✔️

Chapter XIX

Burada son vereceğim. Ne olursa olsun.

Ayrıca bitirmesi gereken iki tablo daha vardı. Onları yapmalıydı.

...

HHJ
Bebeğim, bugün vardiyam akşam başlıyor.
Seni çok özledim...
Buluşalım ister misin?

Yongbok gelen mesaja heyecanla bakmış ve sırıtmıştı. Tek o adım atmaması onu sevindiriyordu.

O utanç verici olaydan iki gün geçmişti ve Hyunjin ile Yongbok daha da samimi olmuşlardı.

Hatta... Hyunjin, Yongbok'un evinde yatılı olarak da misafir olmuştu. Yongbok'un tüm şüpheleri bir anda silinmişti.

LYB
Olur! Ne zaman, ne zaman?

HHJ
Bir saat sonra Seungmin'in cafesinde buluşalım. Mint Mochaları çok güzel. Ne dersin?

Yongbok bu teklife daha çok sevinmişti çünkü Seungmin'e güç gösterisi yapabilirdi. Çok güzel, özenli ve zengin giyinmeliydi. 

LYB
Tamam Jinni-ah...

HHJ
Cidden... Bana Jinni-ah deme Yongbok.

LYB
Küçük efendi demezsen ben de demem demiştim.
Hazırlanacağım, mesaj atarım Jinni-ah.
ILY!! ><

Yongbok yavaşça ayaklanmış ve adımları dolabını bulduğunda büyük sürgülü kapıyı çekmişti. Kıyafetlerine göz atarken dudaklarının kenarları büyük bir keyifle yukarı doğru çıkmıştı.

"Kim Seungmin... Hyunjin'in kime ait olduğunu anlaman gereken gün bugünmüş."

Yongbok, gerçekten pahalı ve güzel sayılacak birkaç kombinini dolabından alıp, yatağına sermiş ve kollarını beline dayayıp hangisini giymesi gerektiğine karar vermek üzere düşünmeye başlamıştı.

...

Hyunjin, sokağın başında Yongbok'un gelmesini beklerken bir yandan Venom kişiliği ile kullandığı hesabındaki randevuları düzenliyordu.

"Bu biraz daha yüksek ücret veriyor, bu hafta onu öne çekeyim..."

"Hyunjin-ah!"

Yongbok hızlı adımlarla onu bekleyen bedene yaklaşıyordu. Hyunjin, gözlerini kısmış ve küçük bedene odaklanmıştı.

Neden bu kadar özenli giyinmiş?

Yongbok, soğukta bekleyen bedeninin parmaklarını sıkıca kavramıştı.

"Oh, Hyunjin-ah seni çok beklettim mi?"

Hyunjin gülümsemiş ve küçük bedenin hali hazırda tuttuğu ellerini fırsat bilerek kendine doğru çekmişti. Kollarının arasında ufacık dursa da Yongbok'u sarmış ve altın renkli saçlarına dudaklarını bastırmıştı.

"Hayır bebeğim. Ben iyiyim. Gidelim mi yavaştan?"

Yongbok havanın soğukluğunun aksi olan sıcacık sarılmadan kopmuş, başını sallamıştı. Kim Seungmin'i sadece partide görmüştü. Ondan başka muhabbeti olmamıştı, şimdi ise ikinci şansları olacaktı.